Para piyasalarında bol bahaneli dalgalanmaya sürüyor.
Küresel ekonomilerde ise çöküş başladı!
Aşı iyimserliği, borsa rallisi, gümüş ve Bitcoin manipülasyonu derken geride bıraktığımız haftada da ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükseliş filmini izledik.
Peki nedir bu tahvil faiz hikayesi?
Güvenli, düşük riskli ve likit olarak bilinen ve büyüklüğü 21 trilyon dolara ulaşan bir tahvil piyasasından bahsediyoruz.
ABD’de enflasyonist baskıların artacağı ve beraberinde faiz artırım sürecinin daha erken başlayacağına dair endişelerin artması, tahvil faizlerinin agresif bir şekilde yükselmesine neden oldu.
ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,61 ile son 1 yılın en yüksek seviyesine çıktı.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri, haftaya yüzde 1,34’ten başlayıp yükselişini 1,61’e sürdürdü.
Geçen yılı 0,91’den tamamlayan ABD 10 yıllık tahvil faizleri, Ocak ayında yüzde 1’in üzerine çıkmıştı.
ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yükselmesinin nedenlerinin arkasında, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ve Fed Başkan Yardımcılarının açıklamaları var.
Powell, ABD ekonomisi normale dönerken enflasyonun oynak olabileceğini, ancak bunu geçici göreceklerini açıkladı.
Fed, ne para basmayı bırakacak ne de teşvik paketlerini desteklemekten vazgeçecek.
Ağır yara alan ABD ekonomisi, rakamsal değerler üzerinden tekrar toparlanacak, bundan şüphe yok.
Bu kadar para basmak, negatif faiz ve algı yönetimi boşuna değil!
Soru: Ne zaman ve ne kadar toparlanacak?
Bu sorunun cevabını kendileri de bilmiyor.
Hatta dünyada ülke ekonomilerini yönetenlerin toparlanma ile ilgili öngörüleri bile yok.
Ondan sebep Fed’in Mart toplantısı çok kritik bir öneme sahiptir.
Çünkü piyasa, oyuncuların elinde!
“Finans piyasaları aman bozulmasın, çökmesin” diye oyunculara 1 yıldır göz yumuluyor.
Şirketler, milyarderler, büyük fon yöneten şirketler, neyi nasıl ne kadar yapacaklarını artık sosyal medyadan paylaşma yarışına girdiler.
Mahrem yok, korku yok, kaybetme düşüncesi yok.
Kazanmışlık, büyük bir özgüven ve gücünün farkında olan paranın konuştuğu, manipülasyondan beslenen bir avuç sermaye var.
Artık piyasa bunların.
Hisse senetlerinden çıkarak borsalarda satışa, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin 1,61’e yükselmesine neden olanlar da bunlardı.
Fed’i resmen tehdit ettiler.
“Eğer beklenen önce bir faiz artırımı yapar, düzenimi bozar, beni ters köşeye yatırırsan ben de böyle yaparım” mesajıydı.
Para piyasaları yerini kumar piyasalarına bıraktı.
Yani uzun vadeli işlem yapan yok, manipülasyon yaparak vurkaç yapan oyuncu var.
Ekonomik veriler yerini, piyasa oyuncularına bıraktı.
Yani ekonomik verilerin piyasalarda fiyatlanmadığını, oyuncuların pozisyonlarının fiyatlandığını gözlemliyoruz.
Piyasalarda kargaşa, yangın ve belirsizliğin nedeni budur.
ABD ekonomisinin toparlanacağından, enflasyonun artacağından, düşük faiz politikalarını sürdüreceklerinden şüphem yok.
Ondan sebep bu işten en çok da değerli metal emtiaların yararlanacağını düşünüyorum.
Hiç dikkat ettiniz mi?
Son 3 aydır altının ons fiyatını baskılıyorlar.
Yükseliş için hangi gelişme olursa olsun âdeta zincire vurulmuş gibi.
Her fırsatta, her olayda önce altını baskılıyorlar.
Küresel borsalarda satış başlıyor önce altını düşürüyorlar, ekonomik veriler kötü geliyor, altının yükselişi cılız kalıyor, dolar endeksi 90 seviyesinin altına sarkıyor yine dolar yeni dip arayışını sürdürüyor.
Çin, Rusya, Hindistan, AB gibi ülkeler, altın rezervlerini artıracaklarını açıklıyor yine altın baskılanıyor.
Çin’de tatil bitti fiziki alım arttı, Hindistan’da vergileri düşürdüler, dünya genelinde düğün hazırlığından sebep işlenmiş altın talebi artıyor, atölyeler harıl harıl mesai yapıyor, rafineler talep artışına yetişmeye çalıyor ve hâlâ altın dipleri zorluyor!
Sizce bu normal mi?
Asla normal değil.
Altın için o kadar büyük bir plan var ki, bugünleri düşüş değil, bir nimet olarak görenler kazanacak.
Önce manipülatif bir atak ile yükseltirler ancak tutamazlar.
Bizim yerli yatırımcılar bile geçen yıl “Altın fiyatları artık düşmez” dediklerinden itibaren ellerinde 500-540 lira aralığında maliyetli altınlar kaldı.
Yani koca koca aracı finans şirketlerin “2.500-3.000 dolara yükselecek” raporlarından etkilenip alım yaptılar.
Bugünlerde “1.500-1.450 dolara gerileyecek” diye rapor yayımlıyorlar.
Sevgili arkadaşlar;
Finans piyasalarında görünen her şey sağlıksız.
Kısa vadeli pozisyonlardan vazgeçip, ekranları kapatın.
Piyasa, büyüklerin, küçüklere ekmek yedirmezler.
Mantıksız olan ne varsa yaşandığını gözlemliyoruz.
Altın ve gümüş fiyatlarının yükselişini ansızın bekleyin.
Bu kez 2020’de gördüğümüz zirvenin daha yükseğini görebiliriz.
Büyük bir tuzak piyasası var, aman dikkat!
Elinizdeki varlıklarının kıymetini bilin ve kaptırmayın!
Altının ons fiyatı Cuma günü 1.717-1.775 dolar aralığında işlemler gerçekleştirdi.
Yani 1.775’den 1.717’ye geriledi.
Altının gram fiyatı ise 407-422 lira aralığında işlemler gerçekleştirdi.
Yani Cuma günü 422 liraya yükseldi.
Pazartesi günü 397 liraydı.
Gümüşün gram fiyatı 3. dalgasına 6,08’den başladı yükselişini 6,54 liraya kadar sürdürdü.
Emtia fiyatlarındaki sert satışlara rağmen haftayı 6,34’den tamamladı.
Elinde yüksek maliyetli altın olmasına rağmen açıkta kalmayarak altından kim kazandı?
60 bin dolar üzerinden dolar pozisyonu alan.
3 ay önce YouTube kanalımda sabitlediğim videomdan bahsediyorum.
1 kg altın karşılığı değer Cuma günü 55.500 dolara geriledi.
Geçen yıl korku ve panikle yanlış bir karar verdiğiniz, tuttunuz 50 bin lira karşılığı 500 liradan 100 gram altın aldınız.
100 gr altın bugün 41 bin lira.
Gramda bekleyen 9 bin lira zarar etmiş.
Ancak 60.060 dolardan dolar pozisyonu alsaydı hem açıkta kalmamış hem de kar etmiş olurdu.
100 x $60.060 = $6.006
6.006 / $55.500 = 108,21 gr
8,21 gr kar.
Hem açıkta kalmamış oldu, hem de altınını yerine koymuş oluyor.
500’den altın alan da zarar etmedi.
Yıllardır TL ile değil, dolar ile işlem yapmanın öneminden bahsediyorum.
Çünkü oyun kurucular böyle yapıyor.
Tüm işlemleri dolar ile yapıyor.
Şu an bile sınırsız bir şekilde bastıkları dolar ile panik satışı yapanların altın ve gümüşlerini topluyorlar.
Ons tarafında oyuna gelenler, altın ve gümüşünü sattı.
Gram tarafında ise yerine koyma fırsatı bulamadı, bulamayacak da!
“Piyasalar için ne kafa yorun neden mantık yürütün” derim.
Piyasa onların, bizim değil.
Sağlıklı günler dilerim…
