2021 yılına tüm kriptopara piyasalarını heyecanlandıran bir gelişme ile girdik. Amerika’da bankacılık faaliyetlerini düzenleyen OCC (Office of the Comptroller of the Currency), 10 sayfalık açıklayıcı bir tebliğle, milli bankaların ve federal tasarruf kurumlarının blokzincir ağlarına onaylayıcı olarak katılabileceğini ve bu ağlardan ödeme yapıp alabileceğini belirtti.
OCC, blokzincirlerin, ya da kendi verdiği adıyla INVN’lerin (Bağımsız Düğüm Onaylama Ağları) merkezi ödeme ağlarına göre daha dayanıklı olduğunu kabul ediyor. Merkezi bir kurumun kurduğu ve işlettiği bir ağa oranla, çok sayıda farklı onaylayıcının denetlediği ve işlettiği bir ödeme ağında, oynama yapılmasının çok daha zor olduğunu belirtiyorlar.
Yeni düzenleme, Amerikan bankalarının Ethereum, Bitcoin gibi açık blokzincirlerini ve bunlar üzerindeki değeri dolara sabit stabil kriptoparaları kendi aralarındaki mahsuplaşma için kullanmalarına izin veriyor. Bu özellikle Coinbase’in USDC’i, Gemini’ın GUSD’i ve TUSD gibi “uslu” stabil kriptoparalar için çok iyi bir haber. Zira bu paralar USDT’nin aksine Amerika’daki regülasyonlara uyuyor, kasalarındaki karşılık USD’i belgeliyor ve kanun nezdinde yatırımcılarını koruyorlar. Bugüne kadar bu güzel özellikler, Tether karşısında başarılı olmalarına yetmiyordu. İlk günden beri karşılıksız USDT basmakla suçlanan; hukuki varlığı muğlak olan ve kimsenin elindeki rezervleri denetlemeye yanaşmadığı Tether Limited şirketi, tüm dünyada kriptopara yatırımcılarının sevgilisi. 2014 yılında Realcoin olarak başladığı yolculuğunda yüz milyar dolar günlük işlem hacmi ile en popüler kriptoparalar arasında hep ilk beşte yer alıyor.
Yeni gelişme ile bankalar SWIFT, ACH, FedWire gibi sistemlere denk olarak kabul edilen kriptopara ağlarını da kullanacaklar. Bunun kriptoparaların dünya nezdinde kabulü için büyük bir zafer olduğunu söyleyebiliriz. Açık kaynaklı, merkeziyetsiz, izne tabi olmayan platformlar dünya finansının omurgasını oluşturacak. Tüm platformlar üzerinde, özellikle bitcoin ve ethereum üzerinde büyük bir yük oluşacak; bu da yatırımcılar ve madencilere büyük bir kazanç getirecek gibi gözüküyor.
Önümüzdeki günlerde Ripple’ın ardından SEC tarafından Tether’e de bir dava açılması mümkün gözüküyor. Yöneticilerinin ve ortaklarının, Bitfinex borsası ile olan organik bağlantıları sayesinde, özellikle 2017’de Bitcoin’in fiyatını karşılıksız olarak yükselttiği düşünülen Tether hakkında, 2019 yılında New York eyaletinde bir soruşturma açıldı. Suçlama: Piyasa manipülasyonu. Bu soruşturma kapsamında belge sunma süresi bugün 15 Ocak’ta bitiyor ve şu ana kadar 2.5 milyon adet kayıt mahkemeye sunuldu. Belgelerin incelenmesi sonucunda dava açılmasına karar verilebilir. Bitfinex CTO’u Paolo Ardoino, ne kadar, USDT’nin FinCEN nezdinde akredite bir stabil kriptopara olduğunu söylese de USDC’nin yavaş yavaş tasviye edilecek USDT’nin yerine alacağını söyleyebiliriz. Hızla Crypto.com, BTCTurk gibi borsaların çiftlerini USDC içerecek şekilde güncellemesi de bunun bir işareti. Amerika, bir merkez bankası dijital parası (CBDC) üretmektense, bu alandaki regüle olmuş girişimleri destekleyecek ve Çin ile rekabet etmeye başlayacak. OCC yöneticisi sayman Brian Brooks, diğer devletlerin dijital milli ödeme sistemleri üretirken, Amerika’nın özel sektör ile birlikte çalışıp stabil kriptoparaları onlara alternatif haline getirdiğini belirtti. Hatta daha da ileri gidersek bugüne kadar göz yumulan USDT ve BTC’nin birer test ağı olarak işlev gördüğünü ve sosyolojik ve teknik olarak bir dönüşümün öncülleri olarak denendiklerini söyleyebiliriz.
Açıklayıcı tebliğin FinCEN (Finansal Suçlara Yaptırım Ağı) tarafından yayınlanan düzenleme için istenen 15 günlük yorum süresinin sonunda gelmesi de oldukça manidar. Bu düzenlemede, kriptopara borsalarının $3000’a kadar dış cüzdanlara çekimlerde, cüzdan sahibi olan kişilerin ev adresleri ve kişisel bilgilerini alması isteniyordu. Şahıslara ait olmayan DeFi kontratları gibi hesaplara ise bu yöntemle para gönderimi mümkün olmayacaktı. OCC’nin açıklayıcı tebliğinde tüm işlem yapan tarafların kimliklerinin bilinmesi gerektiği referansı yapılıyor. Düzenlemenin mimarı olan hazine bakanı Steven Mnuchin, açıklayıcı tebliğin yazarı olan sayman Brooks’u 2020’nin başlarında atamıştı. Tether soruşturması belge teslim süresinden bir gün önce Brooks görevinden ayrılıyor. Gitmeden önce bizlere son hediyesi Anchorage’ın, tüm Amerika’da bir dijital varlık bankası olarak faaliyet göstermesine izin verilmesi. Böylece kripto varlıkların borç verilmesi, stake edilmesi gibi faaliyetleri olan bir kurum, merkezi finansal sisteme bağlanmış oldu. Yeni seçilen başkan Joe Biden’ın göreve başlaması öncesi aceleye getirilen bu düzenlemelerin de etkilerini yeni dönemde, özellikle SEC’deki görev değişimleri sonrası göreceğiz.
Gelişme sonrasında Facebook tarafından hayata geçirilecek olan Diem’in (eski adıyla Libra) ne yapacağı da merak konusu. Vaktinden erken öterek, tüm Avrupa Birliği ülkelerini ürküten Diem yerine Amerika’nın USDC’den yana taraf olması daha akla yatkın gözüküyor. Whatsapp ve Instagram ile birlikte tüm dünya vatandaşlarının aktif bir biçimde kullanacağı bir para birimi olacak olan Diem’in, Avrupa nezdinde bir egemenlik tehditi olduğunu Avrupalı siyasiler dile getirdiler. Önce Whatsapp üzerinden ödemelerde, ardından da Instagram üzerinde alışverişlerde kullanılacak olan Diem, sonrasında kredili işlemlere geçer, ev ve otomobil kredileri vermeye başlarsa, Avrupa bankaları iflasa sürüklenebilirler. Burada sorun Facebook’un tüm bu şirketleri barındıran dev bir tekel olmasından kaynaklanıyor. Böyle bir dev yerine, görece küçük şirketlerin bu işlevi üstlenmesi daha uygun olacaktır.
Teknik olarak CBDC’ler ile açık zincirler üzerindeki stabil kriptoparaları, özellikle de USDC’i karşılaştırdığımızda şunu görüyoruz: Açık blokzincirler üzerindeki stabil kriptoparalar sınırlar ötesi onaylayıcılar tarafından işletilen küresel bir ağda bulunurken, CBDC’ler ülkelere ait sınırlı sayıda onaylayıcı tarafından işletilecek ya da merkezi yapıda olacaklar. Güvenliklerinin daha düşük bir onaylayıcı kümesi ile sağlanması gerekecek. Ülkeler arası para transferlerinde uluslararası anlaşmalar kullanılacak ya da yabancı onaylayıcıları gözlemci olarak sisteme dahil edecekler. USDC gibi projelerde arz tam olarak bilinirken, CBDC’lerde bunu yine merkezi otoritenin beyanı ile öğreneceğiz. USDC, temel olarak Ethereum ağında bulunan bir ERC-20 akıllı kontrat. Güncellenebiliyor, durdurulma ve kara listeye alma özelliği var. Ayrıca para basma ve tedavülden kaldırma yetkisi birden fazla kullanıcıya verilebiliyor. Ülkemizde aktif bir biçimde kullanılan BiLira’nın da USDC ile uyumlu bir altyapısı olduğunu belirtelim. Darısı onun başına.
2021 Türkiye’de ve dünyada tüm kriptopara dünyası için çok heyecanlı geçecek. Hepinize sağlıklı ve bol kazançlı bir yıl diliyorum.