Parayı Kendinden Uzaklaştırma!

Dünyadaki insanlara eşit bir miktarda para dağıtın, hiç fakir kimse kalmasın.
Belli bir süre sonra zengin ve fakir ayrışması yine olur.
Zengin ve fakir.
Çünkü insanda her zaman bir şeyler eksik olur.
Eksik olan şeyler de önce paraya yansır.
Huzur, sağlık, eğitim, gelenek veya bakış açısı vs
Dünyadaki insanlara bedava verilen tek şey oksijendir.
Bedava olduğu için onun da kıymeti bilinmez.
Bedava oksijenin ne kadar “kıymetli” olduğu son nefese kadar bilinmez.
Uğruna ömrümüzü tükettiğimiz paranın da “kıymetsiz” olduğu son nefeste bilinir.
Dünyada insanların son ticaret yapma isteği hep aynıdır.
Her şeyimi satayım, yeter ki yaşayayım.
Değersiz olan mal ile oksijen paritesi gibi.
Dünyada tüm insanlar sistemi, yöneticileri, zenginleri suçlar.
İç dünyasına bakmayı ve gerçeklerle yüzleşmeyi çoğu insan tercih etmez.
Zihin ve duygusunu kontrol edebilen veya etmek için uğraş verenler başarılı olur.
Öncelik “inanmak” kavramında başlar.
Kim neye inanırsa öyle yaşar.
“Para zor kazanılır” düşüncesi kafanıza yerleşmişse işiniz zor.
Bu düşünceyi kafasına yerleştiren kişilerin iç dünyasında “haklı olduğunu düşenerek yaşamak” arzusu vardır.
“Bu kadar zenginlik haramsız olmaz”
“Ben böyle iyiyim, aman eksik olsun”
“Zengin olsa ne yazar, ben daha mutluyum” 
gibi sözler ile kendini tatmin etmeye çalışır.
“Para her şey değil ancak çok şeydir” dese iç dünyasındaki duyguları bastırabilecek.
Bu duyguyu bastıranların hayatı tamamen değişiyor.
Para ile ilgili olumlu bakış açısı olan, bedava sahip olduğu oksijenin onun için önemli bir sermaye olduğunu düşünse, mücadeleyi bir savaş olarak değil oyun olarak görse sorun yok.
Sevgi dolu baksa, pozitif düşünceli olsa, güçlendirici inançlara sahip olsa yine sorun yok.
Gerçek zenginlik ile parasal zenginlik arasındaki farklı ayırt edebilmek yine bir zenginliktir.
Yukarıda olumsuz bakış açılarına sahip olan kişilerin ortak özelliği “gerçek zenginlik ile parasal zenginliği” ayırt edememesidir.
Zenginlik ve fakirlik bilincine sahip iki tür insan vardır.
Ondan sebep zengin yine zengin, fakir yine fakir olur.
Sabit gelirli veya alt gelirli bir kişi “Gökten para yağsa bana bir tane denk gelmez” inancına sahip olduğunda ömür boyu karşına çıkan fırsatları göremez veya ilgilenmez.
Milli piyango’dan zengin olmuş kişilerin de o paralara sahip çıkamadıklarını görürüz.
Çünkü para bilincine hazırlıksız olmaları, bugüne kadar beyninde olumsuzluğu beslemesi, eğitim ve farkındalık ile alakalı eksikliklerinin olması gibi nedenler çok kısa zamanda tekrar eski hayatlarına hatta daha da kötü şartlarda hayatlarına devam ettiklerini gözlemliyoruz.
İnsanların düşünce ile yaşam, söyledikleri ile uyguladıkları çelişkili, onları başarıdan uzaklaştırır.
Olumlu cümleler, pozitif bakışlar, kendinin veya bedavaya sahip olduğu nimetlerin farkında olması başarının kapasını aralar.
Çoğu insanlar bir araya geldiğinde yanlarından geçen lüks bir aracın içinde başkasını gördüğünde önce arabaya iç çeker sonra da kullanan kişinin dedikodusunu yapmaya başlar.
Zihnini ve duygusunu kontrol edebilen kişiler ise nasıl öyle bir araca sahip olabileceklerini tartışırlar.
Çoğu insanlar bir araya geldiğinde söz konusu birikimleri olunca “yok veya çok az” derler.
Zihnini veya duygusunu kontrol edebilen kişler ise nasıl birlikte iş yapabileceklerini sermayelerini artırabileceklerini tartışırlar.
Zengin insanlar iş yaptırdıklarında kaliteli bir iş yaptırmak, güzel ağırlanmak ve ticaretinde dürüstlük arar.
Bilinç altında kötülüğü besleyenler ise en kısa zamanda nasıl iki katına satarım, nasıl kandırabilirim, nasıl faydalanabilirim diye düşünür.
Parayı kendinden uzaklaştıran kişiler sadece bir kez kazanmaya odaklanırken, parayı kendine yaklaştıran kişiler parayı değil o müşteriyi kalıcı olarak kazanmaya odaklanır.
Para ile bağ kurmak, önce farkındalık ile başlar.
Bu farkındalık değişimi kişinin zor ama büyük bir adımıdır.
Herkese yetecek kadar para ve insan var.
Önemli olan sen ne kadarını istiyorsun?