Blokzincirler sosyal etki açısından birçok farklı konuda fayda yaratma becerisine sahiptir. Bu teknoloji ile hayatımıza girmiş olan kripto ekonomi alternatifleri, mevcut geleneksel yöntemlerin etrafından dolaşarak çeşitli toplulukların ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde mikro ekonomiler ve teşvik sistemleri yaratmaya olanak tanırlar. Öte yandan blokzincir teknolojisi değiştirilemeyen ve sansürlenemeyen kayıtlar yaratma özelliği sayesinde demokrasi ve güven açısından da önemli bir araçtır.
Halihazırda blokzincirin sosyal etki ile olan ilişkisi farklı girişimler ve organizasyonlarca araştırılmaktadır. Bunlar arasında çok aktif gördüğüm bir tanesi kâr amacı gütmeyen blokzincir projelerine mentörlük, işbirliği ve bağış açısından destek sağlayan “Blockchain For Humanity(B4H)” organizasyonudur. Bir diğeri de yine Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile örtüşen sosyal ve çevresel blokzincir projelerine kuluçka imkânı yaratan, gelişimlerine destek olan ve işbirliği olanakları tanıyan “The Blockchain for Social Impact Coalition (BSIC) “ organizasyonudur. Özellikle finans, tedarik zinciri, kimlik, enerji, çevre, insan hakları, sağlık ve eğitim konularına odaklanarak; STK’lar, devlet kurumları, vakıflar, yatırımcılar, hayırseverler ve teknoloji uzmanları arasında köprü kurmayı amaçlamaktadır.
Blokzincir teknolojisinin sosyal etki üzerine değerlendirilmekte olan birkaç başlığa birlikte bakalım.
Dijital Kimlik
Dijital Kimlik meselesi çokça konuşulan ve kişisel veri güvenliği açısından da akıllarda büyük soru işaretleri yaratan bir konu. Konuyla ilgili bazı projeler de gündemde. Bunlar arasında en çok ses getirenlerden biri Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen ID2020 organizasyonunda 2017 yılında tanıtılan blokzincir tabanlı ilk dijital kimlik. Aynı tarihlerde ülkemizde kullanıcı iznine bağlı kimlik doğrulama paylaşım sistemi projesi olan “Kimlic” de konuşulmaya başlanmıştır.
Dijital Kimlik konusu kafaları karıştırmaya devam ederken bana göre dijital dönüşümü hararetle savunduğumuz bu dönemde kâğıt kimlikleri ve pasaportları halen kullanıyor olmak, oldukça çağ dışı.
Blokzincir ve kriptoparalar yoluyla mevcut finansal sistemin dışında kalan kimseleri sisteme sokma isteği için de aşılması gereken en önemli mesele dijital kimlik. Konuyla ilgili detaylı bilgi için Ebru Güven’in “Bankasızları Bankalandırmak mı Kimliklendirmek mi?” başlıklı yazısına göz atmanızı tavsiye ederim.
İzleme-Verimlilik
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) Madde 12 Sorumlu Üretim ve Tüketim başlığını konu alıyor. Daha önceki bir yazımda tedarik zincirinde blokzincir kullanımının üretimde ne kadar önemli bir verim artışı sağladığına dikkat çekmiştim. Bana göre sorumlu üretimin en önemli başlıklarından birisi verimliliktir. Verim meselesini bir de ekolojik ayak izi açısından ele alalım. Özellikle hayvansal gıdaların gezegenimiz üzerinde bıraktığı ekolojik ayak izi oldukça fazladır. Örneğin bir kg dana etinin bıraktığı su ayak izi yaklaşık olarak 15 bin litreye denk gelmektedir. Yani bizlerin bir kg dana eti yiyebilmemiz gezegenimiz için sandığımızdan çok çok daha fazlasına mal olmaktadır. Bir de bu kadar değerli bir gıdanın soframıza gelmeden daha depolama veya taşıma esnasında bozulduğunu düşünün.
Yani anlayacağınız yüzleşmemiz gereken iki gerçekten birincisi bu ve bunun gibi birçok farklı ürünün fiyatının faturada gördüğümüzden çok daha fazla olduğu gerçeğidir. İkincisi de bu yüksek faturalar sebebiyle israf edilmemeleri konusunda tüm paydaşların mümkün olan aksiyonları alma gerekliliğidir.
Blokzincir ve nesnelerin interneti sayesinde tedarik zincirinde güvenli veri akışı sağlanarak işletmeler verimsizliği büyük ölçüde kontrol altına alabilmektedir. Bu nedenledir ki her geçen gün farklı bir kurum veya kuruluş tedarik zincirinde blokzincir kullanacağının haberini duyurmaktadır.
Açık Veri
Açık veri, herhangi bir telif hakkı veya kontrol mekanizmalarına tabi olmadan herkes tarafından özgürce ulaşılabilen ve kullanılabilen veri anlamına gelmektedir. Açık veri insanlığın gelişebilmesi için oldukça önemli olarak değerlendirilir.
Blokzincir teknolojisi, merkeziyetsiz, herkese açık ve erişilebilir yapısı sayesinde, açık veri paydaşlarına birlikte çalışabilirlik için uygun ortam sağlayabilir. Özellikle devlet ve kamu kurumlarının şeffaflaşmak adına paylaştıkları birçok veri blokzincirler üzerinde tutulabilir.
Bağış
Bir diğer sürdürülebilir kalkınma hedefi yoksulluğu sona erdirmektir. Bir ütopya gibi görünse de şeffaf ve güvenli yardım edebilme becerisi insanları daha çok bağış yapmaya teşvik edebilir.
Bu konuda da farklı kollardan birçok proje yürütülmektedir. Türkiye’den güzel bir örnek Uçurtma projesidir. Proje ile ihtiyaç sahibi öğrencilere blokzincir üzerinden burs verilmektedir.
Temiz Enerji
Temiz enerjinin yaygınlaşması ile alakalı bir büyük problem üretilen temiz enerjinin depolaması işleminin maliyetli olmasıdır. Bu sebeple özellikle mikro üretici tarafından üretilen enerjinin o gün tüketilmesi veya tüketecek kişilere ulaştırılması gerekir. Örneğin evinin çatısındaki bir panel ile güneş enerjisinden faydalanmak isteyen kimse güneşli bir günde ürettiği fazla enerjiyi depolayamamakta ve yasal olarak izni olmadığı durumda fazla enerji ana hatta da gönderememektedir. Blokzincirlerin P2P işlemlere olanak sağlaması üretilen bu fazla enerjinin ihtiyaç sahibine ulaştırabilmesini kolaylaştırmaktadır.
Konuyla ilgili ortaya konmuş bir örnek WePower (https://www.wepower.com/)firmasıdır. WePower blokzincir altyapısı kullanarak enerji ihtiyacı olanları direkt olarak temiz enerji üreticileri ile eşleştirir. ERC- 20 tokenı olan WPR’yi WePower ağı üzerinde ödeme yöntemi olarak kullandırır.
Mikro Ekonomiler
Blokzincir, akıllı kontratlar ve kriptoparalar sayesinde şu anki hantal finans sitemlerin aksine çok verimli küçük ekonomiler yaratabilir. Heyecanla hayata geçmesini beklediğimiz bir mikroekonomi örneği Konya Token’dır. Proje ihtiyaç sahiplerine yapılacak bağışların token ile ödenmesini planlamaktadır. Bu tokenı ulaşımda küçük işletmelerdeki alışverişlerde de kullanarak, küçük işletmelere de can suyu olacaktır.
Konuyla ilgili bir başka beğendiğim proje Ethic Hub. Proje Meksika’da yer alan lokal kahve üreticilerinin desteklenmesini sağlamaktadır. Geleneksel finansa erişimi olmayan ve yüksek faizlerle lokal kredilere ulaşabilen kahve üreticilerini global yatırımcılarla desteklemeyi hedefleyen proje yatırımcıya da yüksek gelir avantajı sağlamaktadır.