Kooperatiflerin ülkemizde yolsuzluklarla anılan olumsuz bir imajı vardır. 1980’lerden sonra kendisine olumlu bakılmayan bu örgütlenme biçiminin imajının, içine girmekte olduğumuz yeni dünya realitesi gereği, yenilenmesinde büyük fayda var. Artık tüm dünyada merkezi para yaratımına alternatif gayri merkezi yapıların arayışı başlamış durumda. Blokzinciri adını verdiğimiz teknolojiler ile kooperatifleri aynı yazıda ele alarak aralarındaki benzerlikleri ortaya koymak istememin ardında bu gerçek yatıyor.
Önce kooperatif nedir buna bir göz atalım.
“Dünyada yaklaşık 800 milyon kişiyi istihdam eden kooperatifler ekonominin her sektöründe yer alan, kâr amacı yerine ilke ve değerler doğrultusunda faaliyet gösteren, demokratik karar alan ve ortakların sahibi olduğu üyelik tabanlı işletmelerdir”.1
Kooperatifin amacı, çalışmada ve yaşamada beraber olmak isteyen kişileri bir araya getirmek, bu kişilerin kurulacak ortaklıklara ürün ve hizmetleriyle katkı sağlamalarına imkân vermek, bu sayede de ortakları arasında iktisadi, sosyal dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamaktır.
Bu iki tariften de anlayacağınız gibi, kooperatif, piramit bir yapıda değildir, üyeleri arasında hiyerarşik bir yapılanma yoktur. “Çalışmada ve yaşamada beraber olmak isteyen” kişilere bu istekleri doğrultusunda örgütlenme çatısı getiren eşitlikçi bir yapıdır ve 200 yıllık geçmişi vardır. Amacı kar etmek değildir, asıl amacı, ortaklar arasında ekonomik ve sosyal dayanışmayı sağlamaktır. Hakkaniyet peşinde olan bir oluşumdur.
Ülkemizde “birlik” kelimesi de bazen bu anlamda kullanılmaktadır ve Türkçe olduğu için manası kolayca anlaşılan bir sözcüktür, bir arada üretmek, bir arada tüketmek ve bir arada kazanmak anlamlarının tümünü bünyesinde barındırır. Dolayısıyla kooperatifler, üretim amaçlı da olabilir, tüketim amaçlı da. Birincisi üretici ortakların çıkarlarını korumaya, ikincisi ise tüketici ortakların çıkarını korumaya yöneliktir. Bu iki simetrik yapının arasında da dengeli bir ilişki kurulabilir.
Blokzinciri ile Kooperatiflerin Ne Alakası Olabilir?
İlginçtir, bu iki kavramın yan yana geldiğini pek göremezsiniz, oysa bu iki kavram birbirleriyle kardeştirler.
1- Kooperatiflerde de blok zincirinde de değer yaratımı gayri merkezi yapıda gerçekleşir.
2- Kooperatiflerde de (ideal bir) blokzincirinde de ortakların eşit söz/oy hakkı vardır. İdeal bir blokzinciri ortaklığını, teknolojik platformunun eşit ortaklığı olarak tanımlıyorum. (Burada konu çatallanmasın diye Proof of Stake gibi kavramlara girmiyorum. Bunu başka bir yazıda yaparız.)
3- Kooperatiflerde de blokzincirlerinde de yönetim kamusaldır ve ortakların kararı esastır. Dolayısıyla değerin ortaklar arasında paylaşımı da şeffaf ve kamusal (açık) olmalıdır.
Bu üçüncüde sorun var şu anda, farkındayım. Geleneksel kooperatiflerde olmayan ama blokzincirlerinde var olan bir farkı ortaya koyarak bir konunun önemini anlamanıza yardımcı olacağım. Şeffaflık!
Bildiğiniz gibi, Türkiye’de kooperatiflerin kötü bir şöhrete sahip olmasının ana nedeni, yönetiminde ve bölüşümde şeffaflıktan uzak uygulamalara olanak vermesiydi. Muhasebe kayıtları ve yönetim tek bir merkezde tutuluyor ve üyelerin bu kayıtları canlı olarak denetlemesi mümkün olmuyordu. Oysaki, blokzinciri teknolojisi tamamıyla bu farkı ortadan kaldıran bir dizi yenilikler içermektedir. Bunlardan şimdi bahsedeyim…
Üçüncü Göz Muhasebe Sistemi
1400’lerden bu yana dünyada çift kayıt muhasebe sistemi kullanılmaktadır. Bu sistem, ticari ilişkiye giren iki tacirin, iki şirketin, yani iki tarafın ayrı ayrı muhasebe kaydı tutmaları esasına dayanır. Aralarında çelişki ya da anlaşmazlık çıktığında merkezi devletin mahkemeleri, ara sıra da vergi dairesi iki tarafın da defterlerini ister ve aralarında karşılaştırma yapar. Böylece sorunlar giderilir, vergilerin ödenip ödenmediğine bu şekilde bakılır. Şu anda tüm dünyada iş hayatında ve ticarette finansal denetleme bu şekilde yapılmaktadır.
Blokzincirinin en temel özelliği bilindiği gibi, “dağıtık muhasebe defteri” olmasıdır. Muhasebe defteri tabirinin yersiz olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü Bitcoin dijital para olarak ünlenmiş olsa da onun sayesinde tanıştığımız bu yeni teknoloji, aslında özgün bir muhasebe kayıt sisteminden başka bir şey değildir.
Gerçekten de 1400’lerden bu yana geçen 600 küsur senede ilk defa muhasebe kayıtlarının tutulmasına temelden bir yenilik gelmiştir. Blokzinciri sisteminde, aralarında ticari ilişki olan iki kurumun da kayıtları üçüncü ve bağımsız bir taraf olarak sayabileceğimiz blokzincirlerinde, yani dağıtık dijital defterlerde tutulur. Bu şekilde, istenildiğinde iki taraf da hatta başkaları da bu kayıtları açıp inceleyebilir.
Dolayısıyla, bir kooperatif idaresi de ortaklarının dilerlerse her gün girip inceleyebilecekleri şekilde mali kayıtlarını blokzincirinde tutmaya karar verirse, kooperatifler ile blokzinciri arasındaki kavramsal kardeşlik, yapısal kardeşliğe dönüşecektir. Tarihte bugüne dek olmamış bir şey başarılmış olacaktır.
Ortaklar arasında oylama, yani yönetişim (governance) konusu da blokzinciri sisteminde çözümlenmiştir. Kooperatiflerin yapması gereken tek şey bu yapıyı tüm ortakların kullanımına açmaktır. Diledikleri zaman bir kararı oylamaya sunup, tüm üyelerin kabulüyle, ya da oy çokluğuyla karar alabilirler. Kooperatifin anayasasını değiştirmek içinse isterlerse %90’ın üzerinde oyun verilmesi gerekir diye bir program yazılabilir.
Ahlaksızlığı İnsanlar Yapar!
Ahlaksızlık insana özgüdür. Kuruluşunda tertemiz olan kurumları bile zaman içinde insanlar bozmuştur. Kooperatifler de yanlış yapılar oldukları için değil, kontrol edilmeyen ya da edilemeyen insan faktörü yüzünden imaj kaybına uğramışlardır. Oysa yeni teknolojik yeniliklerin sosyal hayatımıza uyarlanması ile bu imaj kaybı giderilebilir. Blokzinciri tam da böyle bir yeniliktir. Kooperatiflere inanan kişilerin blokzinciri teknolojisine dikkatli bakmalarını ve bu inovasyonu yanlarına almalarını diliyorum. İnsan faktörünün eskisi gibi ahlaksızlığa yol açamayacağı sistemlerin artık tasarlanabildiğini bilmeliler.
Son olarak, tarım kooperatifleri ile ilgili de bir iki paragraf yazmak istiyorum.
Tarım Kooperatifleri Açısından Blokzinciri
Bugün Türkiye’de ve dünyada yaşanan pandeminin tetiklemesiyle tarım üretimi ve onun tedarik zincirini çok zorlu zamanlar beklemekte. Sandığınız gibi asıl mesele covid-19 virüsü değil! Asıl sıkıntıyı yaratma ihtimali, global finansal sisteminde olabilir. Tüm dünyada üretim yapan çiftçinin kredi bulması zorlaşabilir, likidite ciddi sorun haline gelebilir. Bu durumda blokzinciri teknolojisi yardımcı olabilir: Daha çok şehirlerde yaşayan tüketicilerin ihtiyaçlarına dayalı olarak yapacakları alımların garanti olarak gösterilmesi ile ileriye dönük olarak ödeme garantisi verilebilir. Bu garantiyi blokzinciri üzerinde ürün bazında vermek mümkün. Örnekle anlatayım:
Bir üretici 50 ton domates üretecek, bu ürününü kilosu 1 TL’den satmak istiyor. Domatesi 2 ay sonra teslim edebiliyor. Bu üreticiye cep telefonu uygulaması içerisinde çalışan bir uygulama ile ve blokzinciri üzerinde işleyen akıllı kontratlar kullanılarak 50,000 liralık kredi açılabilir. Bu krediyi, o domatesleri şehirdeki pazar ve tanzim satış noktalarında tüketiciyle buluşturmak üzere satın alacak olan bir büyükşehir belediyesi 3 ay vadeli olarak açabilir. Bu üç ay vadeli kontrat, vakti gelince kilo başına mesela 3 TL’ye dönüşecek bir çeşit ürün sertifikası içermektedir. Ve aynı sertifikalar mazot, ilaç veya gübre almakta da kullanılabilir.
Yaratıcı düşünce üretmek için illaki zor günlerin kapımıza dayanmasını mı beklemeliyiz?
Ref 1: Ulusal Kooperatiflerden Neoliberal Kooperatiflere: Neoliberal Küreselleşme Sürecinde Kooperatiflerin Dönüşümü, Radiye Funda Karadeniz. “Krize Karşı Kooperatifler” isimli kitapta 301. sayfada yer alan bu makalenin girişindeki tanımı beğenip buraya da aldım. Kitabı da hepinize tavsiye ederim.