Blockchain, Covid-19 Salgınında Olumsuz Etkileri Nasıl Azaltabilir?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 8 dk

Paylaş:

Uluslararası Virüs Adlandırma Komitesi Koronavirüs Çalışma Grubu tarafından “SARS CoV-2” olarak sınıflandırılan; Dünya Sağlık Örgütü tarafından ise “COVID-19” olarak adlandırılan bu patojenin tüm dünyayı tarihte görülmemiş ekonomik ve ruhsal bir krize sürüklediği şu günlerde, tam da en OLMAMASI gerektiği gibi fazlasıyla endişe verici kirli ve asılsız bilgiyle sosyal medya ve iletişim kanallarında karşılaşıyoruz. Bu asılsız haberleri gördükçe bir kez daha Blockchain teknolojisine saygı duyuyor ve keşke artık tüm haberleşme veritabanı Blockchain’e taşınsa diye hayaller kurmadan edemiyorum. Seçilmiş uzmanların onaylarıyla doğru bilginin anında aracısız paylaşılmasına nasıl da ihtiyacımız var şu günlerde. En güvenilir sandığımız haber sitelerinin bile hiç çekinmeden bu krizi ve insanların endişelerini kullanarak, reyting uğruna asılsız haberler yapabilmesini hayretle izliyorum. Çünkü özellikle internet ortamında asılsız haber yapmak çok kolay ve bunu yapmanın önünde makul bir caydırıcı yok. Görünen o ki reyting almayı, yalan haberi yayınladıktan sonra (belki bir ihtimal) yaşanacak hukuki süreçlere rahatlıkla tercih ediyorlar.

Şu sıralar en büyük tartışma konularından biri de Covid-19’un insan eliyle üretilip üretilmediği. Geçtiğimiz günlerde bilim dünyasının en güvenli yayın kanallarından biri olarak kabul edilen Nature Dergisi’nde, yeni koronavirüsün genom dizilimi ile alakalı bir makale yayınlandı.  Makalede “Analizlerimiz açıkça göstermektedir ki SARS-CoV-2 bir laboratuvar yapısı veya amaca yönelik olarak manipüle edilmiş bir virüs değildir.” ifadelerine yer verildi. Böylelikle bu virüsün laboratuvar ortamında yapılmadığına dair bilimsel bir kaynak yayınlanmış oldu.

Bu makalenin ortaya koyduklarına güvenmeliyiz çünkü internet ortamında dolaşan yazılardan farklı olarak içlerinde Nobel ödüllü bilim insanlarının da bulunduğu alanında fazlasıyla uzman bağımsız hakemler tarafından doğruluğu onaylanmıştır. Buna rağmen hala inanmayanlar ve büyük bir ekonomik girdabın içine çekildiğimizi düşünerek önlemlere ve kurallara uymaya direnenler de var.

Paranoyanın nasıl bir düşünce ve sanrılar süreci olduğunu bilirsiniz.  Psikolojide paranoyanın tam tersi olan kavrama “pronoya” adı verilir.  Eğer pronoyaksanız etrafınızda olan herkesin ve her olayın sizi desteklemek için var olduğuna inanırsınız. Böylelikle zihin yapınız alfada kalır ve otomatik olarak pozitif hissettiren yolların inşasını tetiklersiniz. Albert Einstein’a göre “Verdiğimiz en önemli karar, dost canlısı veya düşmanca bir evrende yaşadığımıza inanıp inanmadığımızdır.” Çünkü biz neye inanırsak yavaş yavaş o bizim gerçekliğimiz olur, bu kaçınılmazdır. Tam da bu sebeple psikolojik olarak atlatmakta olduğumuz bu zor süreçte pronoyada kalmak, felaket senaryolarına fazla kafa yormadan sadece kendimizi değil başkalarının da iyiliğini gözetip kurallara uyarak kendi izolasyonumuzu sağlamak ve izolasyon esnasında düşüncelerimizi endişelerimize değil de nasıl diğerleri için fayda sağlayabileceğimize, bu acil tehdidin üstesinden nasıl gelebileceğimize odaklanmak hepimiz için en doğru yol.

Korona ve Yavaşlayan Ekonomi

Dünya derin bir yavaşlama halindeyken ekonomik çöküşe çare arayan Fed ve diğerlerinin (toplamda yaklaşık 40 merkez bankası) aldığı kararlar istenilen etkiyi yaratmıyor çünkü ortada insani bir hal ve çözülmesi gereken bir sağlık sorunu var. Bu nedenle uzmanlar sorunun kaynağı yani sağlık sorunu devam ettiği sürece iktisadi krizin de aşılamayacağını söylüyor. Üretimi duran şirketlerin yerine yenisini koymak zor. Bu durum elbette bitecek ne kadar sürecek bilemiyoruz ama bittiğinde dünya asla eskisi gibi olmayacak çünkü hepimiz zayıflamış olan bu ekonomiden fakirleşerek çıkacağız; toplamda fakirleşeceğiz. Ancak ben yine olaya pronoya ile yaklaşarak bu fakirleşmeyi aslında bizleri derinden mutsuz eden fazla tüketime, evrensel dengenin vurduğu bir darbe olarak yorumluyorum ve hatta bence bu fakirleşme ve yavaşlama sandığımız kadar korkutucu değil aksine gerekli bile olabilir. Can kayıpları ve işsiz kalanlar için üzülmemek mümkün değil elbette ama zaman gelecek su yolunu yine bulacaktır. Kalanlar için evlerimizden de olsa hayat devam ediyor. Yeniliğin ve değişimin hızlı kabul edicileri, Blockchain meraklıları olarak bu değişime de hızlıca ayak uyduracak, kaldığımız yerden koşulların gerektirdiği ve el verdiği şekilde yolumuza devam edeceğiz.

Aslında, doğa bilimleri ve sürdürülebilirlik kavramıyla yakından ilgilenen biri olarak böylesine bir “doğanın öcünü alış senaryosunu” veya ani ve etkili bir değişimin bir gün elbet gelip çatacağını çoktandır bekliyordum. Ama gün gelip çattığında veya belki o gün gelmeden bizi teknoloji kurtaracak diye inanırdım hep fakat öyle olmadı. Gün insanlık için aslında ne kadar yetersiz olduğunu anlama vakti.

Peki ama bu süreç içerisinde teknoloji ve özellikle de Blockchain teknolojisi bize nasıl yardımcı olabilir? Korona krizinin etkilerini azaltabilir mi? Cevabı evet. Blockchain teknolojisi etkileri azaltma ve hızlı aksiyon için birçok alanda kullanılmaya başladı bile.

 Tıbbi Müdahale İçin Doğru ve Hızlı Veri İzlenmesi

Korona tipi virüsler daha önce de farklı şekillerde hayatı etkiledi ancak bu kez daha da güçlenerek birçok farklı coğrafyaya uyum sağlayabilen bir virüs haline geldi ve tüm dünyaya yayılmayı başardı. Virüsün tehlikeli taraflarından biri bu patojene maruz kalanlar arasından %20’sinin hastanede bakıma ihtiyaç duyması. Tüm dünyaya yayılınca ve bakım ihtiyacı bu kadar yüksek bir yüzde olunca sağlık sisteminin çökmesinden endişe edilmesi çok normal. Bunun yanı sıra yeni bir virüs türüyle mücadele eden uzmanlar henüz net şekilde virüsün insanlar üzerindeki etkilerini ve nasıl önleyebileceklerini çözebilmiş değiller. Virüsleri modellemek için yüksek kaliteli verilere ihtiyaç duyulur; bu modellerle hükümetlere hastalığın nasıl önlenebileceği hakkında önerilerde bulunulabilir. Ancak özellikle böylesine bir kriz ortamında bu verilerin doğru ve onaylanmış şekilde elde edilmesi çok zor. Aslında evlerimizden çıkmadan kendi izolasyonumuzu sağlamamızın bir nedeni de uzmanlara yeterli veri toplanana kadar zaman kazandırabilmek için alınan bir önlem.

Oysaki Blockchain teknolojisi kullanarak, sağlık gizliliğinden ve güvenliğinden ödün vermeden birlikte çalışabilirliği sağlayacak, sağlık kayıtlarını güvenli bir şekilde yönetebilmek mümkün. Bu kayıtlar hastaların verilerini, verilen tedavileri ve tespit edilen ilerlemeleri içerebilir. Blockchain ayrıca verilerin herhangi bir yetkisiz erişim tarafından arşivlenmesini ve korunmasını da sağlarken;  tüm sağlık sistemi için kullanılabilir olabilmesine de olanak tanır. Elbette ülkeler de bu sürece destek olarak açık ve alçakgönüllü bir şekilde bilgi paylaşmaya istekli olmalıdır.  Bu krizle beraber merkezi olmayan teknolojilere dayanan çözümler üretme vaktinin geldiğini anlayan ilgililer konuyla alakalı harekete geçmek için düğmeye bastılar bile.

Bununla birlikte birçok hükümet ve ticari inisiyatif karantina sürecinde yüksek risk içeren enfekte olmuş bireylerin ve şüphelilerin hareketlerinin anonim şekilde izlenebilmesi için akıllı telefonları ve Blockchain teknolojisini kullanılması yolu ile veri toplayarak önlem almak için çalışmalara başlayacağını duyurdu.

Korona Günlerinde Tedarik Zinciri

Aile işimiz olması dolayısı ile bu süreçte tıbbi ekipman tedarik sürecinde nasıl da öngörülemez bir kaos yaşandığını yakından gözlemleme fırsatı buldum. Zaten allak bullak olan piyasayı iyice karıştıran dolandırıcılar, sahte ürünler, haddinden fazla uzayan teslimatlarla birlikte sektör içinden çıkılamaz bir hal aldı.

Tıbbi ürün tedarik zincirinde Blockchain nasıl çözüm sağlayabiliyor:

  • Veri Güvenliği: Sağlık düzenleyicilerine bağlı olunan Blockchain tabanlı dijital veri tabanı üzerinden ürünün teknik gereksinimleri hakkında gerçek zamanlı bilgi alışverişi sağlayabilmek çok önemli. Tedarikçilerin doğru kalite, doğru üretim hacmi ve doğru zamanda ekipman üretebileceğinin güvenli ve gerçek zamanlı şekilde kontrolünü yapmak, Blockchain teknoloji kullanılarak mümkün.
  • Ödemeler: Akıllı sözleşme teknolojisi ile üreticilere önceden kararlaştırılmış üretim aşamaları için güvenli şekilde ödeme yapılabilir. Böylelikle, önceden belirlenen ve sözleşilen tedarik yol haritasının her bir adımı tamamlandığında akıllı sözleşme güvencesi ile ödeme işlemleri otomatik olarak gerçekleşir.
  • Nakliye Takibi: Gıda ürünlerinin tedarik zinciri alanında aktif biçimde kullanılan Blockchain, tıbbi malzeme üretiminin de her alanında kullanılabilir. Böylelikle dünya çapındaki teslimat işlemlerinin güvenli ve şeffaf biçimde gerçekleşmesi ve izlenmesi mümkün kılınır.
  • Gümrük Sertifikaları:  Gümrüklerde tıbbi ekipmanlar için sıkı yasal düzenlemeler söz konusu olduğundan, ekipmanın uluslararası ölçekte taşınabilmesi için meşakkatli doğrulanma süreçlerinden geçmesi gerekir. Blockchain tabanlı gümrük sertifikaları pek çok sektörde kullanıma açılmış durumda. Tıbbi ürün ihracatı konusunda da Blockchain tabanlı uygulamalar kullanılabilir.

Korona Günlerinde Yardımlaşma

Yardımlaşmanın önemini çok daha fazla anladığımız şu günlerde el ele verip başkalarına can suyu olma vakti. Her şeyi hükümetlerden bekleyemeyiz ancak her zaman olduğu gibi kriz ortamında bu durumu kullanarak bireysel fayda sağlamaya çalışanlar da olacak. Bunun önüne geçmenin en güzel yolu, transferlerin şeffaf ve anonim şekilde izlenebileceği harika teknolojimiz Blockchain ile bağış kampanyaları başlatmak, ki öyle de oldu. Yine birçok hükümet, ticari ve ticari olmayan inisiyatif bu konuda kolları sıvadı ve bağışları Blockchain üzerinden almaya başladı.

Vizyoner bir örnek İtalya’dan geldi. Italia4Blockchain ve Federazione Lavoratori Pubblici e Funzioni Pubbliche (FLP) iş birliği ile Covid-19 salgını sırasında İtalya’daki kültürel mirasa destek olmak için “Italian Wonders” adı verilen, kâr amacı gütmeyen bir projenin haberi duyuruldu. Proje İtalyan kültürel ve sanatsal mirasını tokenize ederek, belediyelere yardım amaçlı fon sağlamayı hedefliyor.

İhtiyaç sahiplerine hızlı ve güvenilir şekilde yardım ulaştırmayı hedefleyen benzer projeler Türkiye’de hızlıca yapılabilir. Bu süreçte hepimizin üzerine vicdani olarak sorumluluk düşüyor. Hepimiz taşın altına elimizi koymamız gerektiğinin bilincinde olmalı, neler yapabiliriz, nasıl fayda sağlayabiliriz diye düşünerek hızlı aksiyon almaya kafa yormalıyız. Bence birçokları için psikolojik olarak çok zorlu geçecek bu süreçte, zihin olarak sağlıklı, endişesiz ve pozitif kalabilmeyi sağlamanın en güzel ve hatta belki de tek yöntemi de bu.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

Yazar: Başak Burcu Yiğit

Ethereum Foundation kripto projelerine kesenin ağzını açtı

Ethereum Foundation, 2022 ve 2023 yıllarında ekosistemdeki projelere destek amacıyla toplamda yaklaşık 500 milyon dolar harcandığını duyurdu. 2024 yılına ait raporda ekosistemdeki çeşitli kuruluşların projelere toplamda 497 milyon dolar kaynak sağladığı, bunun da yüzde 48,3’lük kısmının doğrudan Ethereum Foundation tarafından karşılandığı belirtildi. Raporda, geri kalan fonların MakerDAO (günümüzde Sky olarak biliniyor), Optimism, Gitcoin, Decentraland, Aragon, ...

Bağlantıyı kopyala