Teknolojik gelişmelerin insan hayatındaki etkisini her gün daha da yakından hissediyoruz. Bu gelişmeler, bizlere yeni düşünce yolları sunarken, bazen de alıştığımız düşünce yapılarını sorgulamamıza neden oluyor.
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık’ın dikkat çeken verileriyle, üretilen gıdanın büyük bir kısmının israf edildiği gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Bu önemli konuda, Web3 teknolojisinin sunduğu çözüm potansiyeli üzerinde durmak istiyorum.
Blokzincir dünyasına odaklandığımızda, bu alandaki gelişmelerin toplumsal ve ekonomik hayatımızı nasıl dönüştürdüğüne tanık oluyoruz. Geçtiğimiz yıl Bilgi Teknolojileri Kurumu’nda gerçekleşen Sürdürülebilir Web3 Zirvesi’nde açlıkla mücadele başlığı altında bu çözümlere kısmen değinildi. Bu yazıda gerek zirvede gerek sonrasındaki beyin fırtınalarında bahsi geçen başlıkları biraz açmak istiyorum.
Kripto Paralar ve Sürdürülebilir Tarım: Düşünün ki bir çiftçi yeni bir sulama sistemi kurmak veya tohum kalitesini artırmak istiyor. Ancak bu, yüksek maliyetli bir yatırım ve çiftçinin karşılayabileceği bir bütçesi yok. Burada kripto paralar devreye giriyor. Yerel topluluklar veya global yatırımcılar, blokzincir üzerinde şeffaf bir şekilde çiftçilere mikro krediler sağlayabilir. Bu sayede, çiftçi daha verimli bir üretim yapabilir ve israf edilen gıda miktarını azaltabilir. Üstelik tüm bu süreç, blokzincir sayesinde şeffaf ve denetlenebilir bir yapıda olur.
Tedarik Zinciri Takibi: Günümüzde bir ürünün market raflarına gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini tam olarak bilemiyoruz. İşte burada blokzincir devreye giriyor. Örneğin, bir domatesin hangi tarlada yetiştiğini, hangi depolama koşullarında saklandığını ve hangi lojistik firmalarıyla taşındığını adım adım takip edebiliriz. Bu bilgilere erişim, tüketicilere ürünlerin tazeliği ve kalitesi hakkında daha fazla bilgi sağlar, böylece doğru alışveriş kararları alabilirler. Aynı zamanda, israfın nerede ve nasıl oluştuğunu anlamak için de değerli bir kaynak oluşturur.
NFT ve Doğrudan Satış: Geleneksel pazar yerlerine alternatif olarak, çiftçiler ürünlerini dijital olarak temsil eden NFT’lerle satabilir. Bu, tüketiciye hangi ürünün hangi çiftçiden geldiğini gösterir. Örneğin, bir çiftçi özel bir elma çeşidini yetiştiriyor ve bu elmanın sınırlı sayıda olduğunu belirten bir NFT oluşturabilir. Tüketiciler bu NFT’yi satın alarak doğrudan çiftçiden elma satın almış olurlar. Bu, aracıları ortadan kaldırarak daha adil bir gelir dağılımı sağlar ve israfı azaltır.
Yapay Zeka ve Veri Analizi: Gıda israfını azaltmada yapay zeka, tedarik zinciri boyunca oluşabilecek sorunları önceden tahmin edebilir. Örneğin, bir çiftçinin yetiştirdiği ürünlerin hangi koşullarda en iyi verimi vereceği, hangi bölgelere ne zaman sevk edilmesi gerektiği gibi konularda yapay zeka destekli analizler, israfın önüne geçmekte büyük rol oynayabilir.
Yapay Zeka ve Optimal Üretim: Yapay zeka, hava koşulları, toprak kalitesi ve sulama döngüleri gibi verilere dayanarak optimal üretim süreçleri önererek çiftçilere rehberlik edebilir. Bu, gereğinden fazla ürün yetiştirmek yerine ihtiyaca yönelik, israfsız bir üretim anlamına gelir.
Yapay Zeka ve Tüketici Davranışları: Yapay zeka algoritmaları tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını analiz ederek gıda israfının hangi aşamalarda ve hangi ürünlerde daha yüksek olduğunu belirleyebilir. Bu bilgi, üreticilere ve perakendecilere stok planlaması ve talep tahminleri konusunda yardımcı olabilir, böylece israfı azaltabilir.
Sonuç olarak, Web3 ve yapay zeka, gıda israfıyla mücadelede büyük bir fırsat sunuyor. Bu teknolojik ilerlemelerle, daha adil, etkili ve sürdürülebilir bir gıda ekosistemi için atılacak adımların potansiyelini ortaya koyuyoruz. Bu, tüm insanlığın ortak sorumluluğunda olan bir mesele. Gelişen teknolojilere adapte olarak, bu sorumluluğumuzu yerine getirebiliriz.