Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde 10 Eylül’de Almanya Merkez Bankası Bundesbank’ın düzenlediği bir konferansta dijital euro / CBDC’ler (Merkez Bankası Dijital Parası) ve Avrupa bankacılık/ödemeler sistemi hakkında önemli bir konuşma yaptı. Aynı konferansta Fransa Merkez Bankası Başkanı François V. D Galhau da görüşlerini aktardı. Ortak kanıları, Avrupa’nın CBDC’ler veya ulusal dijital paralar konusunda hem kamu hem özel sektör nezdinde, dünyadaki gelişmelerin epey gerisinde kalmış olduğu ve riskli sayılabilecek bu tehdit karşısında dijital euro çalışmalarının desteklenmesi gerektiği şeklinde. Şüphesiz doğru bir tespit çünkü CBDC konusunda Çin başta olmak üzere İsveç, Ukrayna, Uruguay gibi bazı ülkeler pilot uygulamaya, Kanada, Brezilya, Güney Afrika, Fransa ve daha birçok ülke de geliştirme aşamasına çoktan geçmiş durumdalar.
Aslında bu konuda Avrupa bankacılık ve finans otoritelerinden ardı ardına açıklamalar geliyor: Geçtiğimiz günlerde İngiltere Merkez Bankası Başkanı Bailey stablecoin-CBDC işbirliğinden bahsedip uluslararası regülasyon şartına vurgu yaptı; Avrupa Maliye Bakanları stablecoin ihraççılarına kısıtlamalar gelmesini savundular. Diğer taraftan De Galhau Fransa Merkez Bankasının özel sektörle ortak yürüttüğü projelerden dem vurup, merkez bankası parasının perakende olarak dağıtımında kamu/özel sektör işbirliği fikrini tercih ettiğini ve bunun bankacılık sistemine olası olumsuz etkilerinin çözülebileceğine inandığını açıkladı.
Verilen demeçler ve yapılan girişimler kamuoyunun bilgilenmesi ve dijital euroya doğru gidişatın gözlemlenmesi açısından olumlu belki ama diğer yandan bu çokseslilik süreç konusunda hala ciddi bir kafa karışıklığına işaret ediyor. Küresel dijitalleşme trendine uygun olarak ECB kendi CBDC’sini çıkarmalı evet, ama nasıl? Özel sektör ne dereceye kadar dahil edilmeli? Stablecoin ihraççılarıyla işbirliği mümkün mü? Ödemeler sistemi toptan mı (CBDC’nin bankalararası ödeme ve takas işlemleri için finansal kurumlar tarafından kullanılması) perakende mi (CBDC’nin her tür ödeme işlemi için herkes tarafından kullanılabilmesi) olmalı? Finansal istikrar, regülasyonlar, kullanıcı güvenliği, Avrupa kimliği ve parasal egemenlik gibi konular nasıl etkilenir?
Çözüm Yolunda
Tüm cevapları içermese de ECB’nin desteklediği en önemli girişim onaltı Avrupa bankası tarafından temmuz ayında tanıtımı yapılan yeni Avrupa Ödemeler Girişimi / European Payments Iniatitive (EPI). Bu girişimin amacı, bünyesine diğer bankaları ve fintek/ödeme hizmeti veren özel sektör oyuncularını da katarak Avrupa içinde hem tüketiciler hem ticaret yapanlar için ödemeler sisteminde bir entegrasyon sağlamak. AB içindeki devletlerin farklı uygulamalarıyla parçalı, ayrışmış hale gelmiş ödemeler sistemi için çözüm, herkesin P2P’den, online ve fiziki ödemelere kadar her yerde rahatça kullanacağı bir ödeme kartı ve dijital cüzdanda aranıyor (bu anlamda Mastercard ve Visa’ya rakip olması mümkün). 2022’de uygulamaya geçecek girişim, altyapı olarak da Eurosystem’in ( ECB ve üye ülkelerin merkez bankalarını içeren, euroyu para birimi olarak kabul etmiş, euro bölgesi para otoritesi) Target Instant Payment Settlement (TIPS) teknolojisini kullanacak. TIPS de ECB’nin kontrolünde, 2018’de sunulmuş, kurumların ve bireylerin sadece euro cinsinden ödemelerini 7/24 gerçek zamanlı transferini yapan bir çeşit takas sistemi – ki yine aracılık sözkonusu.
Başkan’dan Net Açıklamalar
Dijital euro ihracında son sözü ECB söyleyeceğinden Lagarde’ın konuşmasına geri dönmek gerek; ECB başkanı demiş ki:
1) Bizim için euronun (parasal) egemenliği (sovereignty) çok önemli. Özel ödeme sistemleri ve dijital para birimlerinin yaratacağı yeni riskler ve egemenlik konusu bizim yetki alanımızdır; dijital euro ihracı ve perakende ödeme sistemi entegrasyonu hakkında karar bizdedir. Paranın, vatandaşımıza en iyi şekilde hizmet etmesi için bu ödeme yeniliklerinin risk ve faydasını iyi analiz etmek zorundayız.
2) Ufak perakende alışverişlerde nakit hala geçerli ama dijital ödemelerin yeni normal olduğunu kabul ediyoruz. Ödemeler sistemindeki küresel hakimiyet rekabetini de görüyoruz: güçlü sosyal ağı olan teknoloji şirketleri (Facebook) çok avantajlı ve biz Avrupa olarak entegre olamadığımız için bu yarışta geri kaldık.
3) Libra gibi projelerin rekabeti arttırma, finansal erişim ve ödeme çözümlerinin geliştirilmesi konularında faydaları olabilir ama yanı sıra pazar gücünün suistimal edilmesi; kritik verilere sahip olma; yasadışı faaliyetlerle savaşı zorlaştırma gibi riskler taşıyorlar.
4) Yakın zamanda olmasa da parasal egemenlik zayıflayabilir; ödemelerin büyük kısmı bankadaki mevduatlar yerine dijital cüzdanlarla yapılırsa ve bunlar egemen olan para birimiyle bağı zayıf özel para birimleri cinsinden iseler; örneğin bugün Çin’de nakitten mobil ödemeye kayan ödemeler iki büyük teknoloji şirketi tarafından kontrol ediliyor. Oysa dijital dünyada tüketicilerin egemen olan para cinsinden ödeme yapabilme seçeneği olmalı.
5) Ödemelerde ve parada güven için devlet desteği esastır. Banka mevduatlarındaki para da bir çeşit özel paradır ama insanlar istediği anda merkez bankası parasına çevrilebileceğine (ve belli miktara kadar da garantilendiğine) güvendiği için kullanırlar. Özel para birimleri bu konvertibiliteye ve bu tarz bir devlet desteğine sahip olmayabilir. Parasal ve düzenleyici bir çapa olmadan ödeme sistemlerinin istikrarı esasen bu özel parayı ihraç edenlerin ki potansiyel olarak bunlar ticari bankalar, kredi kartı ve teknoloji şirketleri olacaktır, ne kadar emniyetli olduğuna bağlı kalacaktır; oysa merkez bankalarına daha çok güvenilir.
Peki bundan sonra ECB olarak ne yapacağız? Ödemelerde otonomimizi korumak şartıyla, vatandaşlarımızı dünyadaki tek taraflı girişimler nedeniyle ödemeler ekosisteminin dışında bırakmayacağız ve risksiz, düşük maliyetli ve son teknoloji ödeme sistemleri kullanmaları için önceliği perakende ödemeler stratejisi olan Eurosystem EPI girişimini ve bağlantılı TIPS hizmetini destekleyeceğiz.
Eğer bir dijital euro ihraç edeceksek:
1 ) Bu nakdin yerine geçmeyip, tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Seçme özgürlüğü açısından tüm vatandaşların banknota erişimi devam edecektir. Dijital euro Avrupa ödemeler sistemlerinin göbeğinde egemen para olarak kalacaktır.
2 ) Banka mevduatlarının önemli ölçüde dijital euroya kayıp, bankaların ekonomiyi finanse etmedeki rollerini temelden değiştirme riskinin, ECB olarak bizim para politikalarımızı ve finansal istikrarı olumsuz etkilemesine izin vermeyiz.
3 ) Bunun kamunun dijital ödemeler konusundaki taleplerini karşılamasını sağlayıp; özel ödeme çözümlerini dışlamadan, sistemin rekabetçi ve yenilikçi kalması için hem Eurosystem’in hem özel sektörün gücünü kucaklayacağız.
Bu net ifadelerle birlikte Lagarde’ın konuşmasını, sonuçta Eurosystem’in henüz dijital euro ihraç kararı vermediğini söyleyerek bitirmesi bir Avrupa CBDC’si için yolun daha uzun olduğunu gösteriyor.
Farklı Motivasyonlar
Diğer taraftan görünen o ki ülkelerin CBDC ihraç etme yarışında motivasyonları farklı olabiliyor. Dijital para konusu ABD için daha çok rezerv para olma hâkimiyetinin ve uluslararası ödemelerdeki kontrol gücünün ve dolayısıyla küresel ekonomik/politik üstünlüğünün, Çin CBDC’si ile zayıflamaması anlamına gelirken, ECB’nin hedefi öncelikle kendi sistemi içinde bir bütünlük sağlamak.
Küresel CBDC gelişmelerinin gerisinde kalmadan, topluluk içinde euro’nun egemenliğine zarar gelmeyecek, vatandaşları için en avantajlı olacak şekilde ve finansal sistem bozulmadan perakende ödemeler sistemine tamamlayıcı en iyi çözümü üretmek öncelikli duruyor. AB’nin bu ince eleyip sık dokuma durumu haliyle Çin gibi bu aşamaları çoktan geçmiş bir ülkenin gerisinde kalmasına sebep oluyor ama tabi bu demokrasiden taviz vermeme ve ağır işleyen bürokrasi gibi sebeplerle de ilişkili olabilir. Bu sırada da teknolojik gelişmelerin hızı nedeniyle özel sektörden farklı farklı projelerin gelmesi doğal; ama her halükarda son söz ECB’de.