Dünya Emekçi Kadınlar gününü geride bırakırken blok zincir ve kadın meselesine değinmemek olmazdı. Blok zincir ve kripto para ekosisteminde kadın sayısını artırmayı, kadınlara bu konularda farkındalık, bilgi ve hassasiyet kazandırmayı hedefleyen bir topluluğun kurucularından olarak BTC Haber’de yayınlanan ilk yazımın bu önemli günlere denk gelmesi de manidardır.
Meselenin hassasiyetini anlatabilmek için konuya bir adım geri çekilerek bakalım. Bugün 7,7 milyar olan dünya nüfusu tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı şekilde artış göstermekte. Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre bu rakamın 2030 yılında 8,6 milyar 2050 yılında 9,8 milyar 2100 yılında 11,2 milyar olacağı öngörülüyor. Kaynakların verimsiz kullanılması açlık, kıtlık, kuraklık gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Kalkınma planlarında bugüne kadar öngörüsüz şekilde alınmış kararlar bundan sonra hata yapma lüksümüzün olmadığı şekilde bugünümüze etki ediyor. Mevcut finansal ve sosyo-kültürel yapıda acil önlem alınması gereken hususlar zaten ilk bakışta kendini belli etmektedir. Bu hassasiyetle Ocak 2016 yılında yürürlüğe giren ve 180’den fazla ülke tarafından gündeme alınan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri yayınlanmıştır. Yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısı niteliğinde olan bu 17 Kalkınma hedefi küresel bir başarıyı hedeflemektedir ve bu hedeflere ulaşmayı taahhüt eden ülkelerden birisi de Türkiye’dir. Barış, adalet, yenilikçilik, sürdürülebilir tüketim, iklim değişikliği, ekonomik eşitsizlik gibi çevresel, sosyal ve kültürel birçok farklı konuyu ele alan bu hedeflerin 5.maddesi de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğidir.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının geliştirilmesi gerekiyor
Bu hedeflere ulaşılabilirlik belli başlı bazı alt kırımlar ışığında incelenmekte ve ülkeler bazında son durumlar yayınlanmaktadır. 5. Maddenin ön gördüğü kırılımlardan birisi de “Kadınların güçlendirilmesini destekleyen teknolojilerin, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının geliştirilmesi”dir.
Yapılan son araştırmalar mevcut koşullar devam ettiği sürece, toplumsal cinsiyet eşitliğinin 217 yıl daha gerçekleşmeyeceğini öngörüyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan en son Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporuna göre, kadınlar siyaset, sağlık, eğitim ve ekonomide geride kaldıkça cinsiyetler arasındaki fark artmaya devam edecek. Ancak ben bu kadar umutsuz değilim. Gelişen teknolojiler eğitim ve finans gibi kaynaklara erişimi demokratikleştirerek toplumsal cinsiyet eşitliğini düşündüğümüzden çok daha hızlı şekilde artırabilir diyorum. Hatta bence dünyayı teknoloji kurtaracak diyerek de artırıyorum.
Tabi bu değişime öncülük eden ve teknolojiyi geliştirenler olarak insanoğlunun belki bilinçli belki bilinçsiz şekilde sahip olduğu önyargılarının, mevcut verilerle beslenen bir Yapay Zekâda bile devam edebileceği gerçeğini de unutmamak gerekli.
Gelelim blockchain teknolojisine. Bu yazıyı okuduğunuza göre blok zincirinin dünyayı değiştirebilecek potansiyeline yabancı olmadığınızı var sayıyorum. Blockchain dünyayı birbirine bağlama, dünyayı daha adil ve açık hale getirme, daha güvenilir bir finans sistemi yaratma, ekonomik katılımı artırma ve finansal hizmetleri benzeri görülmemiş şekilde demokratikleştirme gücüne sahiptir.
Blockchain teknolojisi bu gücüyle geleceğin araçlarını ve iş yapış şekillerini çok hızlı bir şekilde değiştiriyor. Bu değişim sürecinde tam potansiyeline ulaştığı zaman nasıl görüneceğini yansıtan perspektiflere ihtiyacımız var. Tam anlamıyla tahayyül edebilmek, bu değişime doğru şekilde yön verebilmek için masada kadın sesinin ve renginin olması kritiktir.
İş dünyası değişiyor
Öte yandan yapılan tahminlere göre, bugün ilkokula başlayan çocukların %65’i iş hayatına atıldıklarında henüz mevcut olmayan, tamamen yeni bir iş ile alakalı çalışacaktır. İş yapış şekillerimiz böylesine hızlı değişirken; dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan kadınları bu değişime hazırlamamak, sizce de onları gelecekte ekonomiden ve üretimden uzak tutacak büyük bir stratejik hata olmaz mı? Ben şahsen yukarıda belirttiğim nüfus artışı tahminleri de dikkate alındığında böyle bir risk alacak lüksümüz olmadığını düşünüyorum.
Oysaki çoğu iş değişikliği ve büyümesi STEM alanında gelmeye devam etmesine rağmen, dünya genelinde halen mühendislik öğrencilerinin yalnızca %12 si kadındır. Kadınların teknolojik okur yazarlık yüzdesi ve bilişim sektöründeki katılımı da yine dünya genelinde erkeklere nazaran oldukça düşüktür.
Araştırmalar blockchain gibi gelişen teknolojilerin süre gelen bu açığı kapatmak için fırsat olabileceğini söylüyor. Teknoloji yeni gelişirken ve büyük bir çoğunluk bu yeni teknolojinin getirdiklerini kavramaya çalışırken; yani “kartlar yeniden dağıtılırken” masada yer almak bir nebze daha kolay ve kadınlar bu fırsatı kaçırmamalı.
Cinsiyet eşitsizliği finansal bağımsızlıkla çok yakından bağlantılıdır. Blockchain teknolojisinin, cinsiyet eşitsizliğindeki büyük farkı azaltmada önemli ölçüde etki edebileceği bir diğer önemli husus da kadınlara verilecek finans ve finansal hizmetlere erişim gücüdür. Asya ve Afrika’da gelişmekte olan ülkelerde kırsalda yaşayan kadınlar, bankacılık çözümlerine erişememektedir.
Verilere göre Dünya genelinde kadınların %42’si (toplamda 1,1 milyar) bankacılık hizmetlerinden faydalanamıyor. Aynı şekilde kadınların kredi geçmişinden yoksun olması da erkeklere oranla oldukça fazladır. Yani kadınlar çoğunlukla nakit transferlerini ve havaleleri kaydetmek ve saklamak için güvenli bir yere sahip değiller. Böylesine bir finansal özgürlüğün yoksunluğu, acil durumlarla başa çıkabilmek için bir erkeğe bağımlı olmayı getirmektedir.
Bu nedenle blok zincirinin getireceği finansal teknolojik yenilikler sadece erişim açısından değil, aynı zamanda finansal ürün ve hizmetlerin nasıl tasarlandığı konusunda da büyük bir eşitleyici rol oynayabilir. Hali hazırda bu eşitleyici rolü oynamayı üstlenen birçok güzel proje hayata geçmiştir.
Buna karşılık kadınlar da kendi cephelerinden bu teknolojinin kullanımına bir an önce adapte olmalılar. Araştırmalar kripto para kullanıcılarının %90’ından fazlasının erkek olduğunu gösterirken ben, teknolojiyi anlamanın en güzel yolunun bitcoin ve kripto paralarla daha çok haşır neşir olmaktan geçtiğini savunuyorum. Yine başka bir araştırma ise kripto para topluluklarının yalnızca %1,76’sının kadınlardan oluştuğunu söylüyor. Linkedin kurucu ortaklarından Allen Blue ise bu konuda yaptığı bir açıklamada, kadınların gelişen teknolojiler konusundaki networklere dahil olmada erkekler kadar çok fırsata sahip olmadığını ve bu konuda cesaretlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu belirtmiş. Ben de bu görüşün altına düşünmeden imzamı atıyorum ve alınması gereken önlemler bu kadar açıkken bu sorumluluğu hepimizin taşıdığını bir kez daha buradan vurgulayarak yazımı noktalıyorum.