Sevgili okuyucular;
Hem kuşakların dijitalleşmesi hem de pandeminin etkisi ile finansal piyasalardaki yatırımcı sayısı giderek artıyor. Bu ilgi hem bir fırsat hem de bir tehdit. Finansal piyasalarının gelişmesi yatırımcılar için uzun vadede olumlu bir durum. Buna karşın bilinçsiz yatırımcıların uğradıkları zarar ve bu zarar sonucunda yatırımı kumar olarak görmeleri olumsuz bir durum. Söz konusu tehdidi fırsata çevirmek bizim elimizde.
Şunu vurgulamak benim görevim; sadece kitap okuyarak iyi bir yatırımcı olamazsınız. Araç ehliyeti olanlar bilirler; ehliyeti almak için iki tür sınav vardır; birincisi yazılı sınav, ikincisi ise direksiyon sınavıdır. Bunları geçip ehliyeti alsanız bile pratiğiniz yoksa hemen yoğun trafiğe çıkmanız durumunda ya kaza yaparsınız ya da çok zorlanırsınız. Bu nedenle borsada pratik yapmak da çok önemli bir konudur. Teorik bilginiz ile uygulama deneyiminizi birleştirmeniz halinde borsa işlemlerinde psikolojinizi ve portföyünüzü yönetmeniz kolaylaşacaktır.
Yatırım yaparken ilk kural kendinizi tanımaktan geçer. Riskin sizde yarattığı psikolojik etkiler çok önemlidir. Para kazanmak uğruna sağlığından olan yatırımcılar tanıdım. Bu nedenle öncelikle hangi risk seviyesine katlanabileceğinizi ve yatırımdan beklentilerinizi belirlemelisiniz. Bunu sizden başka kimse bilemez. Profesyonel yardım da alsanız bu soruların cevabını sadece siz verebilirsiniz. Günlük yaşamınızı sekteye uğratacak kadar hayatınızı etkileyecek yatırımlara girmek uzun vadede zararın en büyüğüdür. Örneğin borcunuz için biriktirdiğiniz miktarı daha çok kazanmak için borsaya yatırmak, evinizi ipotek ettirerek kredi çekip borsaya yatırmak, ailenizden borç alıp borsaya yatırmak strese davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir. İşin ucunda kaybetmek olduğundan yatırımı yaptıktan sonra günde yirmi sefer girip çıkıp hesabınıza bakarsınız, eksi bakiye gördükçe stresiniz artar. Bunu kendinize yapmayın. Bu piyasanın duayenlerinden rahmetli Hocam Dr.Yaşar Erdinç’in de dediği gibi “Paranız sağlığınızı bozmasın!”
