bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 70,314.84 0.94%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,563.65 1.07%
bnb
BNB (BNB) $ 609.94 3.69%
solana
Solana (SOL) $ 187.37 1.90%
xrp
XRP (XRP) $ 0.620047 1.29%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.647295 0.43%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.214458 8.48%

Nesnelerin Blokzinciri

Nesnelerin Blokzinciri

Bildiğiniz gibi nesnelerin interneti diye bir kavram var epeyce bir zamandır. Ben bugün bu kavramı değiştirip adına da “Nesnelerin Blokzinciri” diyerek meseleye farklı bir açıdan yaklaşacağım.

Tabii benim yaklaşımım nesnelerin interneti kavramını geliştiren kurumsal firmalardan çok başka olacak. Bu kurumsal ve merkezi firmalar ki aralarında Cisco ve Siemens gibi dünya devleri var, onların nesnelerin interneti dedikleri zaman kastettikleri şey ile benim bu yazıda tarif edeceğim arasında çok büyük ve temel farklar olduğunu göreceksiniz.

“Nesnelerin İnterneti” kavramı ve terimin kendisi, ilk olarak Peter T. Lewis’in Eylül 1985’te Washington DC’de yaptığı bir konuşmada ortaya çıktı. Lewis’e göre, “Nesnelerin İnterneti veya IoT, bu tür cihazların uzaktan izlenmesini, durumunun, manipülasyonunun ve değerlendirilmesinin sağlanması için insanların, süreçlerin ve teknolojinin bağlanabilir cihazlar ve sensörlerle entegrasyonudur.” Nesnelerin İnterneti’nin ana teması, insanlarla nesneler arasında ve nesnelerin kendi aralarında yeni iletişim biçimleri sağlamak için çeşitli araçlara ve günlük ihtiyaçlara kısa menzilli mobil alıcı vericileri yerleştirmektir. Nesnelerin İnterneti’ni “İnternete insanlardan daha fazla eşya veya nesnenin”bağlandığı zaman noktası” olarak tanımlayan Cisco Systems, IoT’nin 2008 ve 2009 yılları arasında “doğduğunu” tahmin ediyordu. (Wikipedia maddesinden alıntı yaptım)

Bunca çalışma ve çaba, 2020 yılı pandemisinin vurması ile birlikte IoT kavramının içerdiği güvenlik sorunlarını su yüzüne çıkardı. Zaten geçtiğimiz 5-6 senede IoT cihazlarının kolayca hack’lenebildikleri birçok örnekle ortaya çıkmıştı. Belki aranızda hatırlayan vardır, Mirai Botnet isimli bir zararlı yazılımın 2015 yılında 200,000 ila 300,000 mutfak cihazına sızıp hack’lediği görülmüştü. Son zamanlarda birdenbire IoT konusunda bunca yıldır yaratılmış olan hype adeta gizli bir el tarafından sonlandırıldı. Tüm bu gelişmeler 2018’de DARPA (Amerikan Savunma Bakanlığı araştırma-geliştirme ajansı) tarafından yayınlanan ve CPU’larda yani bilgisayarların beyni olan mikroişlemci yongalarında bundan sonra başka rejim uygulanacağını açıklamasının ardından oldu sanıyorum.

2018’den bu yana Amerikan devletinde genel bir hack’lenme fobisi oluştu ve bunun da temelsiz olmayabileceğini düşünmemizi gerektirecek pek çok hadise yaşandı. Amerikalıların kaynağının Çin olduğunu düşündükleri ve Intel yongalarını özellikle hedef alan saldırıların sonucunda adeta bu iki ülke arasında yeni bir soğuk savaş başlatılmış durumda. Bu soğuk savaşın başlatılmasının görünür sonuçları arasında şunları sayabiliyorum:

Mikroişlemci yongalarının dünyada imal edildikleri ve birçok üretim teknolojisi konusunda tekel olan TSMC isimli Tayvan’lı şirketi ve yonga fabrikalarını ABD’ye taşıma kararının alınması,

Genel olarak mikroişlemci yongalarının içinde çalışan ve bugüne kadar gizli ya da sınırlı lisansı olan yazılımların açık kaynak hale getirilmesi. Bu kararla alakalı en çok dikkat çeken bir başka gelişme, tüm cep telefonlarında ve tabletlerde yer alan RISC yongalarını tasarlayan ARM şirketinin Çin’li ortaklarından arındırılıp California merkezli Nvidia şirketi tarafından satın alınması kararının verilmiş olması…

Bundan sonra RISC yongalarının yerini içeriği tamamen açık kaynak olan RISC-V yani beşinci nesil özgür yazılımı olan donanımlara bırakacak olması, DARPA’nın bunu sağlamak için başlattığı OpenRoad projesi sitesinde uzun vadeli bir yol haritası yayınlaması ve toplantılarında bu konuya milyarlarca dolarlık kaynak ayırdığını söylemesi…

Ağırlıklı olarak Çin’de yapılan BTC madenciliğinin artık Batıya kaydırılması kararının alınmış olması. Bu konuda daha yeni BTCHaber listesinde bir haber yayınlandı.

Dolayısıyla, hem bu gelişmelerin sonucunda, hem de blokzinciri çalışmalarının ilerlemesi neticesinde IoT artık sallantıya düşmüş durumda. Merkezi yapıda tasarlanmış olan nesnelerin interneti yerini yakın bir gelecekte kamusal ağlarda işleyecek olan bir nesneler, eşyalar blokzincirine bırakacak.

Blockchain of Things

IoT kavramına karşı yakında BoT yani Blockchain of Things diye yeni bir kavramı inşa etmeye başlayacağımızı tahmin ediyorum. Yabancı dillerde BOT dedikleri zaman robot anlamına geliyor, ama ben bot ya da BOT değil, BoT şeklinde yazacağım. Bu şekliyle yazınca başka bir kavram olduğunu anlamak mümkün olacak. Türkçe söylerken de Nesnelerin Blokzinciri diyeceğim bundan sonra.

Bakın geçen sene bu zamanlarda yazdığım bir yazıda ne demişim:

Ben blokzinciri teknolojisini, “dijital dönüşüm” denilen ve şirketlere son yıllarda pazarlanmakta olan paketin bir parçası olarak görmüyorum. Bunu pek çok yerde daha önce dile getirdim. Bu teknolojinin, yapay zeka, AI, IoT gibi kavramlarla beraber anılmasını doğru bulmuyorum; blokzinciri basit bir kurumsal dönüşüm mimarisi değildir. Yepyeni bir çağın temelleri bu teknoloji kullanılarak internet katmanları içine kodlanacaktır. Hukuk, ahlak, yeni toplum kuralları ve örgütlenme biçimleri hep bu yeni teknoloji yardımıyla evrenselleştirilecektir.

İşte yukarıda yeniden copy-paste yaptığım paragrafta dile getirdiğim görüşler ışığında IoT kavramının yeniden ele alınması ve BoT diye veya dilerseniz başka bir isimle yeniden tanımlanması gerektiğini düşünmekteyim. Zaten yeni başlayan Çin-ABD soğuk savaşı da hem 5G teknolojisine hem de IoT ilerlemelerine ket vurmuş durumda. Bu yeni savaşa Çin Yazılım Seddi diyebiliriz. Hazır bu ket vurma gerçekleşmişken gelin biz de blokzinciri üzerinde kaydını tuttuğumuz “kolektif hafızamız” (bu tabiri arkadaşım Bager Akbay’ın yine BTCHaber’de yayınlanmış olan söyleşisinde okudum ve çok sevdim. üzerinde sadece yine kolektif toplum bilincimiz içerisinde tanıyıp tanımladığımız ve içeriğinde yabancı madde olmayan nesneleri, şeyleri (eşya şeyin çoğuludur) kullanalım.

Örnekle Anlatayım

Evlere, arabalara IoT uyumlu kapı kilitleri koyduğumuzda bunların başkaları tarafından açılmayacağından emin olmamız lazım. O zaman bu kilitlerin BoT uyumlu olmasına dikkat etmeliyiz.

Kendi verilerimizi kolektif hafızaya yerleştirdiğimizde, bunların bizim rızamız ve bilgimiz dışında okunmadığından emin olabilmeliyiz. BoT kuralları ve protokolleri bunları sağlamalı.

Hepimizin elinde BoT üzerinde işleyen Çift Anahtar setimizin olması lazım. Bu çift anahtar sistemi şu anda zaten blokzinciri cüzdanlarımızda mevcut. Ancak ileride bu kamusal/bireysel anahtar çiftimizin güvenli bir şekilde korunması gerekecek ve bu nedenle de cep telefonlarımızın içindeki CPU’ların yani işlemci yongalarının da bireyselleşmiş ve bize ait donanımlar haline gelmiş olması şart olacak.

Gelişecek yeni nesil Blokzinciri cüzdanlarımızla tüm bu Nesnelerin Blokzinciri üzerinde bizim, yani bireylerin mutlak hakimiyeti ve sahipliği olacak. NFT’ler bu gidişatın sadece basit bir ilk örneği.

Sonuç (TL;DR)

IoT yeni ilan edilen ve güvenlik zaaflarını azaltmayı hedefleyen Çin Yazılım Seddinin gereği olarak yavaşlatıldı veya durduruldu. Buna karşılık blokzinciri üzerinde yapılan geliştirmelerle yeni tür bir Nesnelerin Blokzinciri ortaya çıkmakta. Bu yeni ve merkeziyetsiz yapıyı bir iki yıl içinde daha net algılamaya başlayacağız.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Cemil Şinasi Türün

30 yılı aşkın tecrübesiyle fintech ve pazarlama dünyasındaki öncü isimlerden olan Cemil Şinasi Türün bilgisayar oyunlarından üç boyutlu sanal dünyalara kadar pek çok çalışmaya imza attı. Yerel ve uluslararası firmalar için kampanyalar hazırlayan Türün; teknoloji, blokzincir, kripto para ve dijital varlık konularında projeler üretti.
https://cemilturun.medium.com/





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala