22 Nisan’da yayımlanan yazımda Trump ve ekibinin neye kalkıştığını, neden ve kime karşı olduğunu ve bu hareketin arkasında kimin olduğunu anlatmaya çalıştım. Tüm bu anlattıklarımı, kısaca Taş-Kâğıt-Makas olarak bilinen masa oyunu ile açıklamaya çalışıyorum. Kusurları sevapları olsa da kafamı epeyce netleştiren bu model yabancı bir kaynaktan alınma değil; son iki-üç yılda arkadaşlarımla konuşmaların ve tartışmaların sonucunda ortaya çıkan özgün bir model.
Bu yazımda, tarafların mücadelesinin nereye evrileceği ve dünyada oluşmaya başlayan yeni finans sistemin neye benzeyeceğine dair bazı tahminler yapıp, özellikle altın ve Bitcoin üzerine yapılan olası planları irdeleyeceğim.
Tarafları hatırlayalım
Geçen yazıda netleştirdiğim taraflar şunlardı:
A) Taşçıların arkasında destek olarak iktidara getirdikleri Trump ve ona destek olan Elon Musk, Peter Thiel gibi iş adamları ve teknokratlar.
B) Eskiden siyasi partilerden bağımsız bir duruşu varken son dönemde Biden yönetimine entegre görünen Anglo-Amerikan derin devleti, bunların Şahin (Neo-con) kanadı ve Soros’un da dahil bulunduğu sivil toplum kuruluşu görünümlü manipülasyon aygıtları. Bunların destekçisi Kağıtçılar.
C) Makas/Pentagon, önceleri Kağıtçılarla ve Şahinlerle beraber bölgesel savaşlara destek vermişken, 2020’den beri ilgisini ve rotasını Çin’e çevirmiş durumda. Kağıtçıların elinde (borçlarından dolayı) esir durumunda olan Çin’i asıl rakip/düşman olarak algılamaya başlayan Makasçılar, son dönemde Trump’ın arkasında ve Taşçılara yakın duruyor.
D) Avrupa’da WEF denilen, Davos’ta toplanan elitist küreselci gruba da Kağıtçılar (ve Soros vb.) destek vermekteydi. Bu grup da kendi planlarını yürütmekteydi ve Avrupa’nın geleceğinde Hitler Almanyası benzeri bir Dördüncü Reich’a da çanak tutan, “Great Reset” gibi insanlığa zararlı fikirler ve aksiyonlar üretmekteydiler. Trump’la birlikte bunlara da dur denilmiş oldu. Geçtiğimiz günlerde liderleri Klaus Schwab ne olduysa apar topar koltuğundan indirildi ve hakkında soruşturma başlatıldı.
Rezerv para savaşları
ABD doları hem global ticarette kullanılan başlıca rezerv para hem de Amerikan halkının ulusal para birimi. Birinci rol, yani küresel rezerv para olma rolü Kağıtçılar tarafından kontrol ediliyor. Yine onların uzantısı Fed tarafından basılan dolar, küresel ticarette temel ödeme aracıyken, aynı zamanda ülkelerin hazinelerinde ve yastık altlarında tuttukları rezerv para birimi. Doların bir de üçüncü fonksiyonu var: O da bankaların verdiği kredilerde teminat olarak kullanılması. (Bu konuda daha detaylı bilgiler için Erkan Öz arkadaşımızın YouTube videosuna bakabilirsiniz.)
Doların bu üçlü fonksiyonu, aynı parayı ulusal para birimi olarak kullanan Amerikan halkına büyük miktarda dolar borçlanması ve uzun vadede finansal tehlike olarak geri dönüyor. Trump’ın ve ekibinin zorlu problemi, ulusal paraları olan dolara yapısal bir zarar vermeden değerinin düşürülmesi ve bu sayede imalat sanayilerinin yeniden ABD’ye döndürülmesi. Bunu yaparken de aynı zamanda global rezerv para olarak doların yerine başka bir varlığın yerleştirilmesi.
Acaba Trump’ın ABD dolarının yerine altını global bir rezerv varlık yapma planı olabilir mi? Yani ulusal para olan doları kurtarmak için altını onun yerine koymayı düşünüyor olabilirler mi? Altın derken de nasıl altın? Yani mesela altın-token mı?
Yönetim olarak, iktidara geldiklerinden beri Bitcoin’e dijital altın muamelesi yapıyorlar, onu da rezerv para birimi olarak altınla birlikte düşünüyor olabilirler. Aslında bunu kim düşünüyor, tabii ki Kağıtçılarla açık mücadele içinde olan ve Trump’ın seçilmesinde ana destekçisi olan Taşçılar. Bu dediğimin açık kanıtları ortada olmamakla beraber Trump’ın yeni iktidarında hem altın hem de Bitcoin için hummalı bir çalışma olduğunu siz de fark etmişsinizdir.
Peki, ticarette devletler arası ödemelerin ABD doları yerine altına endeksli bir token ile yapılması nasıl bir sonuç doğurur? Altına endeksli token ile ödeme olur mu? Bitcoin ile ödeme yapmaya göre bir avantajı olur mu? Şimdi bu iki soruya cevap aramaya çalışalım.
Ticari ödemelerde altına ve Bitcoin’e endeksli token
Dünyada ülkeler arası en büyük ticaret, enerji maddeleri ile gıda dahil tüketim metaları (emtia metalar demek) için olmakta.
Dünyanın emtia satan (ihraç eden) en büyük beş ülkesi Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Kanada ve Avustralya. Bu beş ülke toplam dünya emtia ihracatının yüzde 37’sini yapıyorlar. Bunlardan Rusya aynı zamanda BRICS üyesi 11 ülkeden biri ve o grubun da en büyük emtia ihracatçısı. Çin ise birçok emtianın en büyük alıcısı.
BRICS üyelerinin kendi aralarında yeni bir rezerv para yapıp bunu ticarette kullanma planları bir türlü ilerlemiyor. Bunun bence temel sebebi Kağıtçıların, özellikle Çin, Hindistan ve Rusya’nın ulusal paralarının kontrolünü kaybetmek istememeleri. Dünyadaki tüm fiat paraların, yani devletlerin kullandığı ulusal paraların denetiminin Kağıtçılarda olduğunu bilmeyenler, BRICS’in kendilerine özgü rezerv para yapamama nedenini bir türlü anlayamıyor. Rezerv para konusunda büyük bir çekişme olduğunu görebilmek için fiat paraların kontrolünü elinde tutan grup (Kağıtçılar) ile dünya emtia ticaretinde hâkim olan Taşçıların farklı kamplarda olduğunu bilmek lazım.
Taşçıların, dolara alternatif bir rezerv para birimi yapıp bunu da bir emtia sepetine denk kılmak düşüncesi olabilir. Ancak henüz bu fikrini BRICS ülkelerine özellikle de Rusya’ya kabul ettirebilmiş değil; aralarında paranın doğasıyla ilgili büyük anlayış farkları olsa gerek.
Altına endeksli bir token yapmanın ön şartı, onu blokzincir ağlarında, en azından Ethereum, Tron, Solana, Optimism gibi ağlarda çalışır kılmak. Ayrıca bu token tüm büyük kripto para borsalarında değiş-tokuş edilebilir olmalı. Şu anda bu standardı sağlayan Tether Gold ve PAX Gold isimli token’lar benzerleri arasında en büyükleri, ancak burada bahsettiğim rol için ikisi de hacim ve pazar büyüklüğü olarak çok küçükler.
Yakın gelecekte çok önemli bir şart da elinizdeki token’ın karşılığında fiziksel altın teslimatının hızlı, ucuz ve pratik olarak yapılabilmesi olacak. Bu şart da şu anda var olan altın-token seçeneklerinde şu ya da bu nedenle pratik olarak yerine getirilemiyor; fiziki teslimat var deniliyor, ama teslimat astarı yüzünden pahalı.
Bitcoin ve Tether-USDT zaten ülkeler arası varlık taşımada (kişilerce) bolca kullanılan iki kripto para. Acaba devletler arası ticari ödemelerde de Bitcoin kullanılmaya başlar mı?
Önümüzdeki dönemde Trump yönetimi Bitcoin’e bu açıdan bir ivme verebilir mi? Ben bundan önce, devletlerin hazinelerinde Bitcoin tutmayı içselleştirmesi gerekir diye düşünüyorum. BRICS ülkeleri ve Rusya arada bir “Bitcoin ile ödeme alırız, buna kanunlarımız uygun” dese de bunun pratik olarak henüz gündeme geldiğini göremiyorum.
Sonuç:
- Doların artık ipinin çekildiği kesin; rezerv para olmasının bitişi sürecinin içindeyiz. Öncelikli olarak global ticarette ona bir alternatif bulunması gerekiyor. BRICS ülkeleri tarafından öne sürülen alternatifler bence adaylar arasında yer almıyor.
- Altın-token, eğer küresel ticarette kullanılacaksa, bugünkü Tether-Gold ve PAX-Gold buna aday olacak evsafta değil. Dolayısıyla yeni yapılacak altın-token’ın, birilerince dünya ticaretine uygun olacak şekilde (fiziki teslim sorunu da çözülerek) yeniden ele alınması, baştan tasarlanması gerekecek.
- Bitcoin’e de bir tür dijital altın olduğundan yola çıkılarak benzer bir rol verilmesi beklenebilir. Ancak o günün gelmesi için Bitcoin’in devletler gözünde daha geçerli bir varlık olması, kanuni olarak algılanması, hazinelere girmesi gerekir.
Bu yazının devamında:
- Doların rezerv para olmaktan çıkarılması basit bir dönüşüm değil: Bu, fiat paralar ve Kağıtçılar için ne anlama geliyor?
- Tüm bankacılık ve finans sisteminin altında teminat olarak duran sanal (yani fiziksel olmayan) altın kağıtları patlamaya hazır cephanelik gibi bekliyor. Altın-token’ın fiziksel altına bire-bir endeksli akıllı kontratları bu baruthanenin fitilini yakar mı?
- Trump’ın ve ekibinin şu anda kalkıştığı hamlenin arkasında “Mar-a-Lago Accord” denilen plan mı var? Varsa ne anlama geliyor?
- Tüm bu geçişler savaşsız, kansız olabilecek mi?