Trump iktidara geleli tam üç ay oldu. Bunun son birkaç haftasında tüm dünyayı derinden etkileyen kararlar alındı. Dünya ülkeleriyle ABD arasındaki ticaret hadleri yeniden tanımlandı, Çin ile ticaret ise neredeyse tamamen tehlikeye girdi. Tanınan 90 günlük ek süre bakalım bir şeyleri değiştirecek mi, yoksa sadece şokun absorbe edilmesine mi yarayacak, göreceğiz.
Borsaların düşmesine sebep olan gerilimli günlerin ardından, herkes çeşit türlü açıklamalar yaparak durumu anlamaya ve anlatmaya çalıştı.
Yazılarımı takip edenler biliyordur, dünya konjonktürünü ve gelişmeleri anlamak için kullandığım bir model var: Taş-Kâğıt-Makas diye. Bu modele göre şu anda olanları ve Trump’ın ekibinin aldığı kararları anlamak çok zor değil. Ancak modeli de doğru anlamak ve doğru yorumlamak gerekiyor; ben de olanları bu model üzerinden yorumlamaya ve izah etmeye çalışacağım.
Önce tarafları bir netleştirelim:
A- Trump’ın çalışma arkadaşları ve bakanları, özellikle de Elon Musk, Amerikan politik partilerinin dışından gelen iş insanları. İktidara gelirken aldıkları ana destek Taşçı kampından oldu. Twitter isimli sosyal medya platformunu Musk’ın almasını ve yeniden düzenlemesini, X adı ile Trump’ın arkasında güçlü bir medya desteği oluşturmasının arkasında onlar vardı.
B- Biden ve onunla birlikte seçimi kaybeden Obama, karı-koca Clinton’lar daha geriye gidersek, baba ve oğul Bush’lar. Sonra Amerikan iş hayatından Bill Gates, Avrupa’da etkin olan Soros adlı milyarder ve onun sistemi hack’leyerek oluşturduğu devlet yardımı alan binlerce, on binlerce kuruluş. Sonra, USAID adındaki yurt içi ve dışı kanallara milyarlarca dolar para akıtan ve propaganda için kullanılan “devlet” kuruluşu. Bunlar da Kağıtçılardan açık ya da örtülü destek aldılar.
C- Avrupa’da The Great Reset adı altında büyük sıfırlama diye bir kavramın arkasında durmuş olan, seçilmemiş AB yöneticileri ile elit bir takım iş çevrelerini etrafına toplamış Klaus Schwab adlı zengin bir adamın kurduğu World Economic Forum (WEF) isimli küresel kamuoyu oluşturma amaçlı oluşum. Bunların da Kağıtçılarla yakınlığı aşikâr.
Eskiden, Kâğıt-Taş kavgası başlamadan önce, Taşçıların da zaman zaman bunlarla aynı masada oturduklarını sanıyorum.
D- Trump’ın ilk başkanlığında (2017-2021) ona karşı çeşitli komplolar kuran, örneğin Steele Dosyası isimli “ham” (yani ispatlanmamış) istihbarat iddialarıyla dolu olan ve Rusya’nın Trump’a seks kasetlerini kullanarak şantaj yaptığını, ayrıca aynı devletin ABD seçimlerine müdahale ettiği yolundaki dosyayı ortaya atan Amerikan Derin Devleti.
Bu derin devlet kavramı Türkçeden İngilizceye geçmiş bir kavram: Manası da, CIA-FBI- NSA gibi istihbarat kurumlarının içinden gelen ve siyasete müdahalede bulunan, maddi çıkarları için veya başka türlü beklentilerle hareket eden bir grup üst düzey (muvazzaf veya emekli) bürokrat.
Amerikan derin devleti, adeta İngiliz derin devletinin çırağı ve uzantısı gibi. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki kuruluş aşamasında CIA, İngiliz kuzeni MI6 tarafından şekillendirildi. İngiliz derin devleti ile Kağıtçıların bir arada olmaklığı ise herhalde bir yüzyıldan fazla geriye gitmektedir. Dolayısıyla, Trump’ın ikinci kez iktidara gelmesinden hiç memnun olmayan ve son 30 yılda çevirdikleri dolapların birer birer açığa çıkmasından çekinen Amerikan derin devleti ile A maddesindeki kadro açık bir mücadele içindeler.
Bu dolapların bazıları sorgulanmaya ve ortaya çıkartılmaya başlandı:
- Amerikan Başkanı John F. Kennedy’nin 1963 yılında suikast sonucu öldürülmesi, bunda Amerikan derin devletinin rolü,
- 9/11 denilen ikiz kulelere 2001 yılında yapılan sivil uçaklı saldırı, aynı gün Pentagon’a (yani Makas’a) yapılan füze saldırısı,
- Jeffrey Sachs’ın geçen hafta Antalya’da dört-beş dakika içinde özetlediği ve ifşa ettiği gibi, 2001’den bu yana Amerikan devletinin İsrail’e destek olmak üzere altı ülkeyi yerle bir eden saldırıları,
- Amerikan Devletinin Neo-con kanadının Kağıtçılarla bir olup 2001’den sonra bahsi geçen ülkeleri dümdüz etmek için oluşturduğu çeşitli oluşumlar, örneğin bizi de etkileyen B.O.P. projesi ve Suriye-Irak savaşları.
- Yine 1990’ların ortasından itibaren başlayan, Eski Doğu Bloku ülkelerini NATO’ya alma planı ve nihayetinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla sonuçlanmış bir dizi diplomatik yanlış.
Kavganın tarafları
Tarafları daha net belirlersek: Taş+Makas (Pentagon) ile para sisteminin sahibi Kâğıtçılar+(Anglo-Amerikan) derin devleti arasında bir kavga olmakta.
Bu kavga ile yakın zamanda gördüğümüz ticaret hadleri çıkışı nasıl ilişkili?
- Çin devleti, daha evvel Taş-Kâğıt birlikteliğinde 2000’lerin başından itibaren hızla geliştirilmiş, yüksek teknoloji ve sanayi desteği ile donatılmıştı. Çin 25 sene inanılmaz büyüdü, pek çok sanayi ve teknoloji alanında lider oldu. Dünyanın dev fabrikası haline geldi. Ancak 2021 yazından bu yana Taşçılar net bir şekilde Çin’den çıkmaya doğru bir hamle başlattı. Makas yani Pentagon da 2020’de Çin’in asli düşmanı olduğu konusunda bir aydınlanma yaşadı. (Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi bu aydınlanmada 2019 tarihli “3. Dünya Savaşı” isimli kitabı ile bir Türk generali, Osman Pamukoğlu etken oldu.)
- Dünyanın üretim fabrikası olan Çin’in parasının arkasında ve mali destekçisi olarak İngiltere ve Kağıtçılar duruyor. City of Londra’ya olan dev borçları Çin’in kafasının üzerinde sallanan kılıç gibi adeta. Kâğıtçılar Çin yuanını ve ticaret finansmanını ellerinde tutarken, Rio Tinto adlı şirketleri ile de Çin’e (Avustralya’dan) akan milyonlarca tonluk demir ve kömür ithalatını kontrol ediyorlar.
- ABD doları hem global ticarette kullanılan başlıca rezerv para hem de Amerikan halkının ulusal para birimi. Birinci rol, yani küresel rezerv para olma rolü Kağıtçılar tarafından kontrol ediliyor. Yine onların uzantısı Fed tarafından basılan dolar, küresel ticarette temel ödeme aracı iken, aynı zamanda ülkelerin hazinelerinde ve yastık altlarında tuttuğu rezerv para birimi. Doların bu ikili fonksiyonu Amerikan halkına büyük miktarda dolar borçlanması ve ulusal bir tehlike olarak geri dönüyor.
İşte Trump’ın kısa vadede ana amacı, bu iki rolü ayırmak: Amerikan halkını aynı Çin halkı gibi dolara bağımlı yapmış olan Kağıtçıları tüm dünyada zayıflatarak, ABD dolarının global borçlarını azaltmak. Taşçıların amacı da Trump’ı bu ayırma rolünde desteklerken, dolara alternatif bir rezerv para arayışında olmak. Altın bu arayışta şu anda akla gelen birincil araçlardan biri. Ancak sistemde çok fazla sanallaştırılmış, kâğıt altın var, bunların da reel hale getirilmesi Trump’ın öncelikleri arasında olacaktır.
Makas ise, Çin’e karşı iyice bilenmiş ve ilk fırsatta silahlı sıcak bir savaşa girebileceği mesajını vermekte.
Sonuç:
- Ulusal doları global dolardan ayrıştırmak istiyorlar! Bunun içinde gerekirse yeni bir global rezerv paraya yatırım yapmak da var. Altın bu yeni rezerv para arayışında önce çıkabilir ama sadece fiziksel altın.
- Yeni rezerv para öncelikle ticarette geçecek. O nedenle yeni ticaret hadleri tanımlayarak, var olan dengeyi o taraftan alt-üst etmek istedi Trump-Taş ikilisi. Nihai amaçları, bu alt- üst olma sonrasında yeniden başka bir sistem inşa etmek.
