Geçen 10 yılı (2014-2024) blokzincir ve kripto paralar üzerine çalışarak, eğitim vererek ve öğrenerek geçirdim. Blokzincir teknolojisi veya kimilerinin kullandığı terminolojiyle Web3 döneminin en civcivli zamanını, ülkemde konunun anlaşılması ve yaygınlaştırılması amacıyla geçirdim. İki üniversitede dersler açtım (2017 Bilgi Üni. Mühendislik Fakültesi ve 2020 Boğaziçi MIS bölümü) sayısız online ve offline ders verdim, seminerlere, panellere konferanslara katıldım. Devletten ve özel sektörden çok sayıda insana zor anlaşılan bu konuyu açıklamaya çalıştım.
Artık kripto para ve blokzincir teknolojilerinin bir platoya eriştiğine inanıyorum. Dünya çapında devletler kanunlar hazırladı veya konunun hukuki altyapısı hakkında doğru-yanlış bir görüş oluşturdu. Türkiye’de de böyle oldu, bir kanun yazıldı, yayımlandı ve şimdi ikincil yönetmeliği bekleniyor. İyi kötü bir ilerleme kaydedildi ülkemizde de.
Bu senenin başlarından beri ve Bitcoin ETF’leri çıktığından beri kripto paralarda bir ataletsizlik var. Adeta yüksek hacimli fiat para kullanılarak fiyat belli bir aralıkta tutuluyor. Bu sene bitcoin ve diğer coin’lerde anlamlı bir yükseliş beklemek hayal oldu. İşte bu ortamda geçmekte olan yaz ben de şapkamı önüme koydum ve düşündüm: Önümüzdeki 10-15 yılda ne yapacağım? Nelerle uğraşıyor olacağım?
Satoşi’nin bitcoin makalesinin üzerinden 15 yılı aşkın zaman geçti. Bu sürede bitcoin ve diğer coin/token’lar epey yol aldılar, sayısız kod parçası, sayısız token ve binlerce akıllı kontrat yazıldı, açık kaynak olarak paylaşıma sunuldu. Bu kodlar bundan sonra da kullanımımız için orada duruyor olacak. Çıkarılan onca bilgi, öğrenilen tüm bu şeyler unutulmayacak, geri dönülmeyecek. Aklımızda kalanlarla bile epey iş yapılabilir olacak.
Önümdeki yıllarda blokzincir teknolojilerinin ve onun etrafında ortaya çıkarılmış olan tüm kavramların (NFT, metaverse, token, stable-coin vb.) yerleşmesi ve toplumda karşılığını bulması için yeni bir strateji yürüteceğim.
Birincisi artık (yavaş yavaş) ders vermeyi bırakacağım. Giriş seviyesinde ders vermenin artık gereksiz olduğunu görüyorum. Ortada zaten yeterince eğitim malzemesi ve kitap var.
Gelecek dönemde nelerin nasıl yapılması, ilerlemenin hangi mecralarda yürütülmesi konusunda stratejik düşünceler oluşturuyorum.
Yeni çıkacak kitabımda anlattığım global dönüşümü ve ona yol açan yeni konjonktürü ciddiye alıyorum. Bu dönüşümün bir sonucu olarak, BRICS ülkeleri diye başlayan ayrışmanın artık dünyada geri dönülemez iki kutuplulukla sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Bu ayrışmanın altında Kağıtçı-Taşçı mücadelesi yatıyor. (Kitabımda bunları detaylarıyla anlattım) Bu mücadele, Makasçının da taraf olması ile önümüzdeki 10-15 senede ilginç yerlere evrilecek gibi duruyor. Devletler seviyesinin çok daha derininde, adeta yer altında gerçekleşen Kağıtçı-Taşçı kavgası aslında petro-dolar sisteminin yıkılmasını da önceden işaret etmişti, öyle de oldu: Artık petro-dolar diye bir sistem işlemiyor dünyada. Bu da petrolü çıkartıp satan Taşçılarla, sınırsız para basan Kağıtçıların bundan sonra farklı yolların yolcusu olduğu anlamına geliyor.
Şimdi bu bağlamda bir ara BRICS ülkeleri kendi paralarını yapacaklar ve bu para Rusya, Çin gibi üç-dört ülke parasından oluşan bir sepete endeksli olacak diyenler vardı. Bunu diyenlerin Taşçılarla Kağıtçıların ayrışmasını anlamadıkları ortada. Artık fiat para denilen kağıtçı paralarıyla BRICS veya dolara alternatif başka hiçbir alternatif para inşa edilemez, edilmeyecek. Yuan, ruble, rupi veya euro: Bunların hepsi dolara endeksli ve yine hepsi Kağıtçıların denetiminde. Zaten dolar Kağıtçıların bastığı temel paranın adı ve hepsi dolara endeksli 38 ülke parası da BIS (Basel’deki merkez bankalarının bankası) üzerinden dolaylı olarak Kağıtçı denetiminde.
Öyleyse, Taşçıların BRICS parası olarak görmek isteyeceği alternatif, fiat paralardan bir başkası veya onların üçünün, beşinin sepeti olamaz. Petrolü ve doğal gazı dolarla veya ona endeksli başka bir fiat para sepeti ile satmayınca ne ile satacaklar? İşte bu soru önemli ve bence önümüzdeki yeni dönemin başlangıcında, blokzincirciler olarak önümüzde duran en önemli sorulardan birisi bu.
Altın ve gümüş de Kağıtçıların manipülasyonu altında, onların da global pazarlarda sanallaştırıldıkları aşikar. Ayrıca şu anda dünyada fiziksel altının ülkeler arasında dağılımı da Batı kutbu lehine değil. O nedenle BRICS parası için düşünülen alternatif paralar arasında altına endekslilik de söz konusu edilmiyor. Edenler ciddiye alınmıyor. (Yazının bundan sonrasında BRICS yerine BRICS+ kullanacağım, zira bu yeni sistem çoktan adını aldığı ilk beş ülkeyi aştı, hızla 20-30 ülkelik bir dünya sistemi olma yolunda.)
Taşçıların net iki senedir finansal varlıklar başta olmak üzere ellerindeki ve bankalarındaki varlıkları tokenize ettiklerini anlatmıştım BTCHaber ve diğer yazılarımda. Eski finans sistemine ait olan tüm varlıkları tokenize edip blokzincirine aktardıkları zaman yeni bir para sisteminin gelmiş olmasından rahatsız olmayacaklardır. Zira yeni gelecek sistemin blokzincir teknolojisiyle inşa edileceğini biliyorlar. Yoksa kendileri aynı teknolojiyi kullanmaz, tokenizasyon diye devasa, 10 küsur trilyon dolarlık bir çevirme işine kalkışmazlardı.
Oluşturduğum stratejik düşünce bana, sayıları gün geçtikçe artan BRICS+ ülkelerinin kendi aralarındaki ticarette, doların yerine kendi paralarını kullanma aşamasından sonra ikinci aşamada alternatif bir “token” arayışına gireceklerini söylüyor. Herkesin ülke parası yine dolara endeksli Kağıtçı parası şu anda. Ülkelerin lider kadroları bunu anlamamışlardı ama BRICS toplantıları artık o işe de yarıyor, konuyu bilen uzmanlar o toplantılarda meselenin Kağıtçılar tarafını da gelip anlatıyorlar. Bunun neticesinde Rusya başta olmak üzere ülkeler kendi aralarındaki ticarette kripto para kullanmaktan bahsediyorlar. Hatta Rusya bu konuda gerekli kanunu çıkardı bile.
Bahsettiğim ikinci aşamaya geçmekte olan Rusya gibi ülkeler, kripto para denilince neden bahsedildiğini de yavaş yavaş anlayacaklardır. Ve orada da bizim gibilere önümüzdeki 10-15 senede ekmek çıkacak bir konu var: Dünyada bugün kullanılan belli başlı blokzincir ağlarının denetim seviyelerini görünce, bunları düşündükleri ticari denge parası, turizm parası benzeri kullanımlara uygun bulmayacaklar. Bu da doğal bir neticeyle sonuçlanacak: Devletler kendi blokzincir ağlarını oluşturmaya başlayacaklar. Hatta başlangıçta belki birçok ülke aynı anda bir sürü alternatif ağ oluşturacak. Var olan blokzincir ağlarının açık kaynak kodlarını kullanarak bu işe kalkışacaklar.
İşte tüm bu gelişmelerin yaşanacağı yeni bir evreye geçiyoruz. Ülkemiz ekseninde de bu yeni konjonktür bizi BRICS+ ülkelerine yaklaştırır demiştim, öyle de oluyor. NATO yerine önümüzdeki 10 yılda bu alternatife, bu yeni ekonomik pakta kayacağız. Evet, BRICS+ askeri bir pakt değil, sosyoekonomik bir oluşum, yeni bir alternatif dünya sistemi. Sadece ticari bir pakt değil, muhtemelen ortak para sistemi oluşunca teknolojik ve knowhow paylaşımı da olan, kendi bulut teknolojisini kullanan geniş bir ülkelerarası yapı olacak, adeta “Birleşmiş Milletlerin” yerine “Ayrışmış Milletler” birliği kurulacak.
Eskiden bir devlet adamımızın dediği gibi: “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye bu dünyada yerini alır.”