Blokzincir ve Sanat

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Giriş fotoğrafı – Vortex: Closer to Shore is Further Away from You – Hulki Okan Tabak – Saatchi Art

Zaman zaman blokzincir üzerinde ne işler yapılabilir konusunda yazmak istiyorum. Bu alanda beni heyecanlandıran ana başlıklardan biri de sanat eserleriyle blokzinciri bağlamaktı. Kendimi doğru ifade etmeliyim – buradaki amacım teknolojiye bir uygulama alanı bakmak değildi. Amatör bir fotoğrafçı olarak kendimin de tecrübe ettiği sorunlara çözüm bulurken blokzincirin de buna dokunduğu yerleri fark ettiğim için bağlantıyı kurmak istedim.

Uzun yıllardır tanıdığım, değer verdiğim Cemil Türün benden hızlı davrandı ve bu konuda BTCHaber’de Sanat Eserlerinin Blokzincir Üzerinden Takibi yazısını yayınladı. Cemil, bu yazıda mülkiyetin yaratıcıya ait olmasının tescili ve takibi konusunda fikirlerini paylaştı. İzninizle ben konuyu biraz daha sanat merkezli işleyeceğim ve üzerinde çalıştığım ama hayata geçirmediğim bir projeyi de sizlerle anlatacağım.

Sanat Piyasasının İhtiyacı

Piyasa kavramını tarafız ve sıfatsız kullanarak alıcı ve satıcıların bir araya geldiği yer olarak değerlendiriyorum. Sanatın piyasası ya da Sanat piyasasının iki ana aktörü sanatçı ve karşısındaki tüketici. Üreticinin ressam, müzisyen, karikatürist veya film yönetmeni olabileceği gibi alıcı da bireysel, müze, fon veya belediye olabilir.

Sanatçı, malını alacak kadar geniş bir alıcı kitlesi ararken alıcı da seçebileceği çeşitlilikte sanat eseri arar. Bu işlemin fiyatı da önemlidir, teslimatı da. Ürünlerin bir kısmının tamamıyla dijitalleştiği 2020 şartlarında, ödemenin Kripto Paralar da dahil olmak üzere birçok alternatifi vardır. Teslimatın da fiziksel olduğu kadar bir dosya gönderimi veya bir dosyadan baskı alınması gibi yöntemleri şeklide olabilmesi mümkündür.

Bu noktada Sanat Piyasasının ihtiyacı yeterince etkin çalışan bir piyasanın varlığıdır ama Cemil’in de bahsettiği gibi ürünün varlığından başlamak üzere kaç adet satıldığı ve güvenliği gibi konuların çözümü sağlanmadan bu piyasa yeterince etkin çalışamamaktadır.

Mesela Leaf Group bünyesinde yer alan Saatchi Art sitesi, küresel olarak önde gelen sanat pazarlarından biridir. Sitede Ağustos 2020 itibarıyla 1,870,000’in üzerinde resim, 515,000 civarında fotoğraf, 266,00 çizim ve 106,000 heykel satışa sunulmuştur. Bu eserlerden bazıları dijital olmasına rağmen Sınırlı Adetli baskılar için Saatchi Art basım ve teslimatı sanatçıya bırakmış, kendisi sayı sınırı olmadan Açık Basım dediği yöntemi kullanmaktadır. Saatchi Art, müşterisine ürünün orijinalliği ve ne sayıda çıktığını garantileyemediği için bu riski ortada sanatçı ve alıcı arasında bırakmaktadır.

Verisart ve Codex Protocol

Fast Company’de blokzincirin sanat piyasasına etkisiyle ilgili güzel bir makale 2018’in Ekim ayında çıktı. Bu yazıda da bahsi geçtiği üzere Şubat 2018’de aşağıda fotoğrafını göreceğiniz Kevin Abosch’un Forever Rose adlı eseri bir grup yatırımcıya 1 milyon ABD doları karşılığı kripto paraya satıldı.

Blokzincir ve Sanat 1

Robert L. Norton 2010’da Saatchi Art’ın online e-ticaret platformunun kurulması için 5 milyon ABD doları sermaye buldu ve bir süre CEO’su olarak çalıştı. Norton, 2015 yılında Verisart’ı kurdu ve Blokzincir üzerinde sanat eseri kaydı yapmaya başladı.

2018’de The Europas’da “Hottest Blockchain DApp” ödülünü aldı Verisart. Ardından Ekim 2019’da Galaxy Digital EOS VC Fund liderliğinde bir yatırımcı grubundan 2.5 milyon ABD Doları başlangıç sermayesi yatırımı almayı başardı.

Blokzincir ve Sanat 2

Diğer taraftan Codex Protocol adlı bir başka blokzincir şirketi de Codex Viewer programıyla sanat eserlerini kaydetmeye başladı. Mobilyadan dijital bir ürüne kadar eser sahibi bu sistemle kayıt yapabiliyor. Daha önce bir kayıt olmadığı takdirde ilk kayıt zincirin birinci halkası oluyor.

Fotoğraf Projesi

2018’de profesyonel çalışmaya ara vermenin getirdiği esneklikle fotoğraf alanında nasıl bir proje yapılabilir diye düşünmeye başladım. Sadece dijital çalışmayı isteyen bir sanatçının eserini rahatlıkla dünyada herhangi bir alıcıya satabileceği bir sistem nasıl kurulabilirdi?

İlk sorun ölçek meselesiydi. Yeterince çok sanatçı ve eserin toplanmadığı bir pazar, alıcı ve satıcı için cazip olamazdı. Bunun çözümü çok esnek bulut tabanlı bir teknoloji altyapısı ve büyük bir pazarlama desteğiyle tüm paydaşlara ulaşan bir yatırımdı. Altyapı, ürün ve alıcı hazır olmadan projeye girmek baştan kaybetmek olacağından projenin ufak çaplı başlamasının zor olduğu görülüyordu.

Sonraki aşamada eserin orijinalliği meselesi vardı ki yazının başında bu konuya değindiğim için tekrarlamıyorum.

Ardından fiyatlamayla ilgili hala çok doğru gözüken bir fikir ortaya attım. Eserin tümüne sahip olmak yerine “kısmı sahiplik” mümkün olabilirdi. Bu sayede daha geniş kitlelere daha makul fiyatlarda ulaşılmış olurdu. Sanat Pazarı büyür, aracılık faaliyetleri de canlandırdı. Bunu desteklemek için de eserleri alan yatırımcı ve koleksiyoncuların ikinci el satış yapma imkanı olmalıydı.

Bu vesileyle sanat piyasasının bir başka özelliği olan alıcının elindekini tekrar satma arzu veya ihtiyacına dikkatinizi çekmek istiyorum. Kullanımla değeri aşınmak yerine zamanla değeri artan eserlerin sahipleri Sanat Piyasası için eserin ilk el değiştirdiği piyasanın paralelinde bir ikinci el piyasasının parçası olarak faaliyet gösterirler. Aklımdaki projede birinci el piyasayla ikinci el piyasa aynı anda ve kısmı sahiplik üzerine çalışacaktı.

Okuyucular olarak eğer buraya kadar sabır gösterdi iseniz herhalde gülümsüyorsunuz. Kısmı sahipliğin aslında bir blokzincir üzerindeki “tokenization” demek olduğunu bildiğiniz için bir kere kayda geçmiş bir eserin token şeklinde parçalara bölüp el değiştirebilmesinin teknolojik olarak mümkün olduğunu da fark ediyorsunuz.

Girişimci olmakla profesyonel olmak veya yatırımcı olmak arasındaki fark bunları düşünüp, paylaşıp ama hayata geçirmemekte gözüküyor olabilir. Ben yine de bu fikrin potansiyeli olduğunu düşündüğümü söyleyip yazının sonuna doğru gelirken de Maecanas’dan adlı şirketin, sanat eserlerinin benim fotoğraf projemde bahsettiğim gibi tokenize edilmiş bir şekilde parça parça alınıp satılabildiği bir platform kurduğundan bahsetmek isterim.

Sonuç

Sonuç olarak blokzincirin kayıt ve kısmı sahiplik (fractional ownership) özellikleri sayesinde sanat eserlerinin varlığının tescili ve buna dayanarak işlem yapılabilmesinin önü açılmaktadır.

Açık blokzincirlerde kayıt ve satış olmasının yanı sıra Özel blokzincirlerde kontrollü tokenization ile sanat eserlerinin ufak paylarının el değiştirmesi mümkün olacaktır. Token’lara tanımlanabilecek özellikler sayesinde elinde tutan kişiler sanat eseri yatırımı yanında bazı ek avantajlar da sağlayabilecektir.

Bu teknolojik altyapıyla kurulan e-ticaret sistemleri sayesinde birinci el ve ikinci el piyasaları birlikte çalışabilecek, üretici alıcı yatırımcı arasındaki fark tarihi keskinliğinden çıkabilecektir. Sanat daha geniş kitlelere ulaşırken, daha çok sayıda sanatçı da üretimini aracısız veya en azından kendi takdir ettiği ölçüde aracıyla alıcılara ulaştırabilecektir.

Blokzincir ve Sanat 3

Beyoglu: Istiklal Blue – Hulki Okan Tabak – Saatchi Art

Yazar: Hulki Okan Tabak

Onarıcı Finans (Regenerative Finance – ReFi)

Bu yazıda, Web3’ün kendini farklı bir misyona adamış bir kolu onarıcı (yenileyici) finans (ReFi)’den bahsedeceğiz. Web3’ün ne olduğunu anlatırken genelde ilk tanımlamalardan biri gücü bireylere vermek oluyor. Buna bir de Web3’ün altyapısı blokzincir teknolojisinin içinden çıktığı ilk ürün olan Bitcoin’i kuranların felsefesini ekleyin. ‘Ne pahasına olursa olsun bireyselliği ön plana çıkaran[1]’ bu felsefeye de bakınca, ...

Bağlantıyı kopyala