Bitcoin bir “sızıntı” mı?

önce yayınlandı

Okuma Süresi: 3 dk

Paylaş:

1980’lerin sonları ve 1990’ların başlarında elektronik para kriptograflar arasında oldukça popüler bir konu haline gelmişti. Bu dönemde David Chaum gibi isimler kriptografi alanında önemli yayınlar yaparak bu alana katkıda bulunuyordu. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) da bu gelişmeleri yakından takip ediyordu. 18 Haziran 1996’da NSA’den Laurie Law, Susan Sabett ve Jerry Solinas elektronik para üzerine akademik literatürü inceleyerek Mint nasıl yapılır? Anonim Elektronik Para Kriptografisi başlıklı bir rapor yayımladılar. Bu raporda, anonimlik sağlayan çeşitli yenilikçi ödeme şemaları inceleniyordu.

Bu makale yayınlandığı dönemde kriptografi dünyasında büyük bir yankı uyandırmıştı, özellikle ŞifrePunk (Cypherpunk) gruplarında. ŞifrePunk topluluğu, bireylerin mahremiyetini ve dijital özgürlüklerini korumak amacıyla kriptografik teknolojiler geliştiren bir grup aktivist ve kriptografı içeriyordu. 1997’de bu makale ortaya çıktığında grup üyeleri “NSA bizim için bir şeyler mi yapıyor?” diye sorgulamaya başladılar. Bu şaşkınlık öyle bir noktaya ulaştı ki, grup üyeleri birbirlerine esprili bir şekilde “NSAPunk” diye takılmaya başladılar. NSA gibi bir devlet kurumunun anonim elektronik para üzerine çalışması, bu topluluk için oldukça şaşırtıcıydı.

Ancak dikkat çekici bir diğer noktaysa Laurie Law, Susan Sabett ve Jerry Solinas’ın bu çalışmanın ardından kriptografi veya elektronik para alanında başka önemli bir akademik yayın yapmamış olmalarıydı. 1997’deki bu parlak çalışmayı gerçekleştiren bu araştırmacılar, sonrasında neredeyse göz önünden alındılar ve bu da çeşitli komplo teorilerine zemin hazırladı.

2006-2007 yılları arasında kripto paralarla ilgili kayda değer bir çalışma yapılmadı. Ancak 2008’de ABD’de patlak veren büyük finansal kriz sonrasında Bitcoin‘in ortaya çıkması dikkat çekici bir tesadüf olarak görülebilir. Satoshi Nakamoto, Bitcoin’i tanıttığı metinde bu krizden doğrudan etkilenmiş gibi görünüyordu. İlginç olan, Nakamoto’nun bu metinde NSA’in 1996’da yayınladığı “Mint nasıl yapılır?” makalesine atıfta bulunmamasıdır. Eğer Nakamoto bu makaleye atıfta bulunsaydı, makalede kaynakça olarak adı geçen Tatsuaki Okamoto gibi isimler dikkatleri üzerine çekebilirdi.

Tatsuaki Okamoto elektronik para ve kriptografi üzerine önemli çalışmalar yapmış bir araştırmacıdır ve NSA raporunda da çalışmaları referans alınmıştır. Ancak Nakamoto bu atıftan kaçınarak Okamoto’nun ya da NSA’in Bitcoin’le olası bağlantısını gizli tutmuş olabilir. Bu durum, Bitcoin’in kökenleri üzerine spekülasyonları artırmış ve teorilerin daha da yayılmasına neden olmuştur.

Bu komplo teorisi, Bitcoin’in gerçekten bir özgürlük aracı mı yoksa NSA laboratuvarlarından sızan bir “finansal silah” mı olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Bu soru, Bitcoin’in kökenlerine dair tartışmaların merkezinde yer almaya devam ediyor. Laurie Law, Susan Sabett, Jerry Solinas ve Tatsuaki Okamoto gibi isimlerin bu süreçteki rolleri ve bu isimlere atıfta bulunulmaması, bu teorileri daha da körüklüyor.

Kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte bu tür spekülasyonlar ve teoriler Bitcoin’in arkasındaki gizemi korumakta ve onun gerçek yaratıcılarına dair merakı daha da artırmaktadır. Bitcoin’in ortaya çıkışı belki de birçok farklı kaynağın ve olayın bir araya gelmesiyle oluşmuş bağımsız bir icat olabilir ancak bu konuda spekülasyonlar devam edecek gibi görülüyor.

bugraayan

Yazar: Buğra Ayan

Bitwise spot Ripple ETF’i için SEC’in kapısını çaldı

​​Kripto varlık yöneticisi Bitwise, Delware eyaletindeki Ripple (XRP) spot borsa yatırım fonu (ETF) başvurusundan saatler sonra ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) kapısını çaldı. Bitwise’ın başvuru belgelerine göre varlık yöneticisi, birey ve kurumların fona yatırdığı nakit paradan faaliyet gideri ve yükümlülükler düşüldükten sonra kalan kısmını karşılayacak miktarda XRP’yi elinde tutacak.  Şirket CEO’su Hunter Horsley ...

Bağlantıyı kopyala