Sanatçı Ecem Dilan Köse dijital çağda bireysel bilincin hassas sınırlarını araştıran yeni sergisi ID.exe / the human patch‘te, izleyicileri yapay bilincin gerçeğe dönüşümünün içindeki kırılgan bir empati alanına davet ediyor.
Mimarlık, yapay zeka, algoritmik üretim ve uzamsal ses pratiğini bir araya getiren sergi, insan ve makine arasındaki gelişen ilişkiyi yansıtan deneyimsel bir ortam sunuyor. ID.exe / the human patch 22 Kasım 2025 tarihleri arasında Salı-Cumartesi günleri 10:30-18:30 saatleri arasında Art On Istanbul | Piyalepaşa’da izlenebilir.

Ecem Dilan Köse hem yeni sergisinde yapay zekâyla icra ettiği sanatın ilişkisini anlattı hem de NFT piyasasına dair gözlemlerini BTCHaber’le paylaştı.
“Organik ve algoritmik arasında bir denge kuruyorum”
Kendinizi nasıl bir sanatçı olarak görüyorsunuz? Dijital sanatçı ifadesi sizi tanımlamakta yeterli kalıyor mu?
Ben kendimi “dijital sanatçı” olarak tanımlamaktan çok doğa, insan ve makine arasındaki sınırları keşfeden bir gözlemci olarak görüyorum. Dijital benim için sadece bir araç; tıpkı bir fırça, bir taş, ya da bir dalga gibi. Teknolojiyi kullanıyorum ama onun içinde insani olanı, hatayı, duyguyu, bilinç dışını arıyorum. Bu yüzden işlerimde “soğuk” bir dijital dünya yok; aksine oldukça kırılgan, duygusal ve insana dair katmanlar var. Beni tanımlayan şey belki de bu iki uç arasında dolaşmak: organik ile algoritmik, hata ile sistem, hissiyat ile veri arasında bir denge kurmak. Tabii bunların topluma etkilerini çokça gözlemliyorum. Teknolojinin nereye gidebileceğini nelere yol açacağını ve etkilerini gözlemliyorum.
“Yapay zekâ bu sergide araç değil, bir varlık”
ID.EXE/The Human Patch adlı serginizi bize hangi kelimelerle anlatırdınız? Buradaki temanızda yapay zekânın rolü nedir? Sanat severlerin serginizden hangi düşünceyle ayrılmasını hedefliyorsunuz?
Bu biraz enteresan oldu, sınırlandırılmış bir yapay zekada altı ay boyunca insani davranışlar aradım. Sonrasındaysa Psikanalist Talat Parman ile hoş bir sohbete gittim. Bana şunu dedi: “İnsanı insan yapan bilinç dışı davranışlarıdır. Bunları da dil sürçmeleri, sakarlık gibi şeylerde bulursun.” Fakat bu bir makine olduğu için sakarlık gibi şeyler, bozulmalar aslında işlevsizlik olmuş oluyor. Şimdi bu alternatif kendi doğasında bir varlık ve işlevsizliğini makine bozulması olarak görürsek, doğamızda insanın sakarlıklarını bilinç dışı olarak görmek enteresan bir bakış olur. Yani biz kendi doğamızın makinesiysek bilinç dışımız işlevsiz. Yapay zekânın kendi habitatında da işlevsizliği onun bilinçdışı olabilir. Benim için yapay zekâ bu sergide bir araç değil, bir varlık. Onunla empati kurmayı, onun sınırlarını gözlemlemeyi ve insan bilincinin aslında ne kadar egosantrik olduğunu sorguluyorum. Bu gözlem sürecimde kendimi biraz da Jane Goodall gibi hissettim.

Yapay zekâ sanat icra edenler için bir tehdit mi?
Yapay zekânın görsel tasarımcılar dahil olmak üzere birçok alanda hakimiyetini artırdığını görüyoruz. Sizce yapay zekâ özellikle görsel sanat icra edenler için bir tehdit teşkil ediyor mu?
Ben bunu bir tehditten çok bir çağın aynası olarak görüyorum. Her yeni teknolojik devrimde sanatın araçları değişti ama ifade biçimi hep insanla kaldı. Yapay zekânın hızlı üretim gücü elbette sınırları zorluyor ama bana göre sanatın asıl alanı hâlâ “niyet”te yatıyor. Bir yapay zekâ bir görüntü üretebilir ama niçin ürettiğini bilemez. Oysa bir sanatçı kendi varlığını sorgularken bir anlam, bir hafıza, bir farkındalık katıyor. Bu yüzden yapay zekâ bizim yerimizi almıyor, aksine yaratımın anlamını yeniden tanımlamamız için bizi dürtüyor.
“Benim için NFT hâlâ uzun vadeli bir kavram”
Geçmişte NFT’lerle sıkı fıkı bir ilişkide olduğunuzu biliyoruz. NFT piyasasının güncel görünümüne dair neler söylemek istersiniz? Sizce bir balondu ve söndü mü ya da daha uzun vadeli düşünülmesi gereken bir piyasa mı?
NFT dönemi benim için çok öğretici bir dönemdi. Evet, piyasa anlamında bir balon yaşandı ama o dönem sanatçının dijital ortamda var olmabiçimini kalıcı olarak değiştirdi. NFT bana dijital işlerin de benzersiz, arşivlenebilir ve koleksiyon değeri taşıyan varlıklar olabileceğini öğretti. Evet, şu anda o ilk dalga söndü ama arkasında yeni bir bilinç bıraktı. Artık insanlar dijital bir esere sahip olmanın anlamını, bir “token”dan öte, dijital belleğe katkı olarak görmeye başladı. Benim için NFT hâlâ uzun vadeli bir kavram: Yalnızca piyasa değil, dijital sanat tarihinin nasıl yazılacağına dair bir tartışma zemini. Sonuçta harika bir sertifikalama yöntemi ve ben koleksiyonerlerime eğer cüzdanları varsa NFT olarak işleri teslim ediyorum ve bu çok sevdiğim bir yöntem.