bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 68,408.33 2.92%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,707.21 3.46%
bnb
BNB (BNB) $ 602.23 1.81%
solana
Solana (SOL) $ 181.21 9.12%
xrp
XRP (XRP) $ 0.631806 5.65%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.717866 3.86%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.163035 6.61%

Paylaş

Dijital Sanatçı Ecem Dilan Köse ile Özel Röportaj

ecem dilan kose ile ozel roportaj

Dr. Çağla GÜL ŞENKARDEŞ & Ecem Dilan KÖSE, Dijital Sanatçı

Özel günler onlara yüklediğimiz anlamlar kadar özel olabiliyorlar. Ben bu sene 8 Mart gününü NFT ekosisteminde emekçi ve üretici olan kadınlara odaklanarak anlamlandırıyorum. Istanbul Blockchain Women derneğimizin düzenlediği Türkiye’nin ilk tematik NFT sergisini “GenderFree Chain” adı altında ve “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” teması ile düzenledik. Kürasyonundan operasyonuna kadar tüm detaylarının içerisinde bulunma fırsatı bulduğum bu sergi, başta bu ekosistemin toplumsal cinsiyet rolleri ve önyargılarına yenilmemesi için farkındalığı artırmayı başarabildiğimiz için çok değerli benim için. Ve belki en az bunun kadar önemli olan, sergiye gelen eserler ve muhteşem üreticilerini tanıma fırsatı bulduğum için de benim adıma müthiş bir deneyim oldu bu sergi. İşte Ecem Dilan Köse de bu üreticilerden biri. Kendisinin şu an Akaretler’de sergilenmekte olan müthiş bir çalışması var. Bir yaşam döngüsünün tamamlanmasını gözlemleyecebileceğiniz kurgusu Mercado’ya ait olan “Original by Nature” enstalasyonunda kullanılmış şişelerin ileri dönüştürülerek tasarlanandığı cam eserlere Ecem Dilan Köse’nin dijital sanat eserleri eşlik ediyor. Ve işte bu eserlerle birleşen mor ışık ile bitkilerin oluşturduğu bütün ile  enstalasyon yaşayan bir organizmaya dönüşüyor. 

8 Mart’a özel bu yazımda sizleri Ecem ile tanıştırmak ve kendisinin eserleri kadar hayran bırakan düşüncelerini de sizlerle buluşturmayı istedim. Keyifli okumalar..

ecem dilan kose ile ozel roportaj 2

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Sevgili Ecem, bize öncelikle Ecem Dilan Köse’nin kişisel hikayesini anlatır mısın? Hem eğitim hem de profesyonel kariyerinde neler yaptığını ve dijital sanatla yollarının nasıl kesiştiğinin hikayesini merak ediyorum. 

Ecem Dilan Köse: 1990 dogumluyum ve Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık mezunuyum. Kendimi bildim bileli birçok alanda hobi sahibiydim. Senelerce dans ettim, spor yaptım, öyküler yazdım, resim yaptım. Biyolojiye, bilgisayara hep merakım vardı. Değişik alanlarda yeni şeyler öğrenip tecrübe etme konusuna hep bir açlığım vardı. Zaman içinde denediğim, vakit harcadığım her şey benim için ilham kaynağı oldu. Örneğin lisedeyken içinde benim de bulunduğum seçilen bir kaç öğrenciye TOBB Üniversitesi’nde yaz boyu ekonomi ve Java eğitimi vermişlerdi. Şu an kodlarla üretilen işlerimin temelinde çok büyük ölçüde orada almış olduğum eğitim var. Bütün yaşamımı holistik bir bütünsellik içinde görüyorum bu sebeple çok yönlü olmak beni buralara getirdi. Dijital sanat ile hikayem ise basitçe; dans eden bir tasarım öğrencisi olarak ışık ve sahneye olan ilgim beni görsel işitsel (A/V) alana ve nihayetinde de dijital sanata evriltti. Şimdi her şeyin birleştiği zamanlardayım. Bu çeşitlilik olduğum kişiyi besledikçe sanatıma da özgünlük kazandırdı.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Kaç senedir sanat ya da dijital sanat ile ilgileniyorsun ve nasıl başladı senin için dijital sanat? Biraz işlerinden bahsedebilir misin? Genel bir tema ya da eser çeşidin var mı? En sevdiğin işin hangisi? Hiç satmaya kıyamadığın bir işin var mı?

Ecem Dilan Köse: Sanat ile ne zamandır ilgilendiğimi hatırlayamıyorum bile ailemin ve yakın aile dostlarımın anlattığı anılardan çıkardığım her zaman alternatif iletişim yolları arıyormuşum. Sanat sanırım iletişim kurmak istediğim her zaman vardı. Bazı şeylerin adının sanat olmasına gerek yok. Üretme isteği hep vardı. Başka bir yol da yok sanırım yaratıcı ve üretken insanlar için. Yukarıda bahsettiğim gibi bu üretim arzusu hep aynı olmak durumunda değil türlü türlü şekli olabilir. Zihniniz ve kalbinizle tek başına kaldığınız her an üretim başlıyor. O üretimdeki mükemmel akış halini tüm hücrelerimde spor yaparken de deneyimlerdim geçmişte. Bence çok fark yok aslolan üretmek ve o zihin durumuna geçmek. (Flow state) Dijital sanata geldiğimizde önünüzde duran araçlar içinde kaybolduğunuzda bu başlıyor.

12 senede biraz daha şekillendi. Üniversite yıllarında inat ettiğim yol, şimdi kendi şeklini aldı. Herkes gibi benim de kendi kafamın içinde hep varoluşsal sorular vardı. Gittiğim yolun şeklini bu sorular oluşturdu. Denediğim araçlar ürettiklerimle bu şekilde tematik bir bağ kurdu. Yaşamın özü nedir? İnsan olmak ne demektir? Var olmak ne demektir? Bu sorulara değişik alanlarda cevaplar aradım. Dans ederken spor yaparken içinde olduğunuz bedensel farkındalıktan tutun da, teknolojinin temelleri, bilim ve fizik kurallarını simüle eden algoritmalara kadar hepsi bu sorulara bakan başka açılar.

En sevdiğim işlerim; içinde en fazla yön olan eserlerim. Hollow mesela, zihnimi dindirdiğim belki de en temel eserdir. Dijital alanda , neden buradayım, bunu neden göstermek istiyorum sorularımın aynası olmuş eserdir.

Ve Hollow’un üretimi şekli ve üretimi sırasındaki paylaşımlarım da benim için çok kıymetlidir. Bu eseri gerçekten onu hisseden ve anlayan birine satmak isterim.

Onun dışında defterlerim var. İçinde bulunduğum duygu durumunu kelimelerle ifade edemediğimde rahatlamak amaçlı yaptığım ‘böyle hissediyorum (I feel like this)’ başlıklı skeçlerim / doodle’larım var.

Sanırım onları satmayacağım 🙂

ecem dilan kose ile ozel roportaj 3

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: NFT ile yolun nasıl kesişti ve nasıl bir farklılık getirdi NFT dünyası senin çalışmalarına?

Ecem Dilan Köse: Teknolojinin zaten içindeyim ve sürekli takip ediyorum. Teknolojideki gelişimi yakından takip etmek benim üretimim için olmazsa olmaz. Kripto ağı ve bunun içinde NFT’ler çok önemli bir teknoloji, birçok alanda günlük hayatımızın içine yavaş yavaş girmeye başlıyor. Sanat da bu alanlardan birisi. Benim için NFT hem ürettiğim eserleri başka insanlara aktarmanın, global sahnede görünürlük kazanmanın bir yöntemi hem de sanat dışında bu teknolojiyi kullanarak kişiselleştirdiğimiz akıllı kontratlar ile yepyeni inovatif projeler üretmenin bir yöntemi. Bu bağlamda NFT dünyası sanat üretimi yapan Ecem’i hem özgürleştirdi hem de global tanınırlık getirdi, bunun yanında zihnimin yepyeni kısımlarını zorlayarak bu teknolojiyi nasıl inovatif bir biçimde kullanabilirim ve yeni bir şey yapabilirim sorularını sordurarak bana değişik projeler üretmek için kapı açtı. Önümüzdeki günlerde bu yönde üretimlerimi daha fazla göreceksiniz.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Kendini nasıl tanımlıyorsun?  “Sanatçı” mı demeyi yoksa farklı bir şekilde bahsetmeyi mi tercih ediyorsun?  Son dönemde “Creator” demeyi tercih edenleri duydugum için bu merakım. 

Ecem Dilan Köse: Sanatçı olmak profesyonel bir meslektir. İşim bu olduğu için evet sanatçıyım. Bir şeyler yaratıyorum. Durduk yere üretiyorum. Bu yüzden ‘Creator’ ım da. Ne fark eder ki. Yaşamı boyu kendi ismini var eden yaratıcı birey veya sanatçı artık o kendidir. Değerli birçok sanatçı, alanında inanılmaz işler yapan başka meslek gruplarındaki yaratıcı aslında özgünlük ortaya koyduğu zaman kendi ismidir. Eskiden sanat ve tasarım arasındaki bulanık çizgiler için bu tarz sorular sorulurdu. Şimdi ve daha ileride bu çizgiler iyice ortadan kalkacak. Noktalardan oluşan bir küre düşünün. Her bir noktanın koordinatı birbirinden farklı. Üretim içerisinde, ortaya bir şeyler koyan herkes bu kürede bir koordinatta duruyor. Sanatçı gibi yazılımcılar var, tekniğinde derinleşmiş inanılmaz sanatçılar var. Her birimizin koordinatı farklı. Bu yüzden bulunduğumuz X,Y,Z değeri esastır.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Senin çok sevdiğim bir sözün var. “Her NFT üreticisi sanatçı olmak zorunda değil, yeni kurulan dünyaların assetleri olan NFT’lerin özgürce üreticisi olabilirsiniz” Kesinlikle seninle aynı noktadayım ve herkese bu yaklaşımını biraz anlatmanı isteyebilir miyim?

Ecem Dilan Köse: Dijital ortamda yepyeni dünyalar oluşturuluyor. Metaverse‘ler tam ne olduğunu bilen bilmeyen herkesin ağzında. Bu dünyalarda da fiziksel dünyada olduğu gibi insanların kişisel varlıkları olacak. Bu varlıkların üreticileri sadece sanatçılar değil veya bu varlıklar sadece sanat eseri olmayacaklar. İnsanların evlerini yaratan mimarlar, eşyalarını üreten endüstriyel tasarımcılar, bunların satışını ve sahipliğini sağlayan teknolojileri üretenler var ve sayıları her geçen gün artıyor. Benim ve NFT dünyasındaki birçok insanın öngörüsü NFT’lerin bu dijital dünyalardaki yani metaverse lerdeki varlıkları olacağı ve bunların hızlı bir şekilde entegre olacağı yönünde. Bu yüzden bu dünyaları hep beraber NFT’ler ile inşa edeceksek buradaki üretime herkesi dahil etmemiz gerektiğine inanıyorum. Üretim yapmak için ne dijital dünyada ne fiziksel dünyada adına sanat dememize gerek var mı? Sanatçı olmamak üretim yapmak için engel mi? Yakın zamanda özellikle blokzincir teknolojisi ile özellikle iletişimin sınırsızlığını, bariyerlerin anlamsız olduğunu deneyimledik. Yepyeni dünyaların kurulduğunu söylerken bu özgürlükte herkes istediğini özgürce üretmelidir.

ecem dilan kose ile ozel roportaj 4

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Kripto ile tanışma hikayen nasıl? Eminim ilk Bitcoin ile olmuştur ama Ethereum ve ERC21 hikayen nasıl başladı?

Ecem Dilan Köse: İsmini ilk duyduğum birçok insan gibi bitcoin’di :). Ekonomi ve finans benim çok anlamadığım bir şey olduğu için bitcoin benim için bir para birimi kabulünden ziyade teknolojisini anlamaya çalıştığım bir yapı oldu. Açıkçası benim esas ilgim 2020 yılında keşfettiğim NFT’ler yani ERC-1155 ve ERC-721 ile başladı. ERC-721 yani non-fungible token kalıbı, herhangi bir dijital varlığın sahipliğinin tokenleştirilmesine olanak sağlaması ile insanların dijital dünyada var olmalarının yolunu açtı. Herkes dijital ortamlarda bir şekilde var hepimiz sosyal medya kullanıyoruz, Google’da arama yapıyoruz. ERC-721 bir dijital kimlik oluşturmamıza, dijital olarak var olmamıza ve diğer varlıkları görmemize yarayan bir araç görevi görüyor. Nasıl ki medeniyetin bugünlere gelmesini sağlayan şey ateşin ehlileştirilmesi ise dijital medeniyetlerin ilk yapı taşlarının da kripto altyapılar ve bu kontrat standartları olacağını düşünüyorum.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Bize kendi yorumunla Kriptosanat nedir anlatır mısın?

Ecem Dilan Köse: Kriptosanat birçoklarının kabulüne göre bir sanat akımı. Benim için kripto ve sanat iki farklı olgu. Temelde Kriptosanat belirli bir medium için çalışılan eserlerin bütünüyle bir dönemi anlatıyor. Ben yine kavramsal işler yapan bir dijital sanat üreticisiyim bundan 10 sene önce de olduğum gibi. Kripto altyapı benim sanatımı insanlara ulaştırmak için kullandığım yeni bir yöntem sadece. Bu yüzden kriptosanat denildiğinde benim aklıma gelen bir sanat eserinin kripto ağlardan bir tanesine mintlenmiş ve o ağda var olan tokenlardan biri karşılığında satılıyor olması ile beraber içinde bulunduğumuz zamanda, bu platformlar için üretilmiş eserleri anlatıyor. Bunun yanında teknolojinin sınırlarının ve deneyimleme biçiminin üretilen eserlere tabii ki etkisi var. Boyut kısıtlamaları, anasayfada bütünlüğü bozmaması için yaratılan sonsuz döngüdeki videolar … Hatta dönemsel ortaya çıkan kitch imajlar, kendi zamanını anlattığı için etherium, bitcoin gibi simgelerin yaygın kullanımı. Özetle bunlar Kripto Sanat diye ayrı bir dönemin temsiliyetleri olarak kabul edilmeli.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Sanat ekosistemini düşününce birçok paydaş var ve kripto sanat bazıları için kolaylık sağlarken bazılarının çok hoşuna gitmiyor olabilir mi?

Ecem Dilan Köse: Sanat ekosisteminde kripto sanattan zarar görecek bir paydaş olduğunu düşünmüyorum. Belki herkes aynı yararı sağlayamıyor olabilir belki hiç yarar sağlayamayan paydaşlar olabilir ama sanat ekosisteminde kimseye zarar verdiğini düşünmüyorum. Hatta bu ekosistemi büyüterek ve görünürlüğünü arttırarak bütün paydaşlara yarar sağlayacağına inanıyorum. Mesela geleneksel bir ressam düşünelim, kriptosanatın var olması bir çok insanı sanatla tanıştırdığı sanat koleksiyoneri olma alışkanlığı kazandırdığı için uzun vadede geleneksel sanatçının ürettiği işin değerini ve görünürlüğünü de arttıracaktır. Ben bu bağlamda  kriptosanatın sanat ekosistemini çok hızlı bir şekilde büyüttüğünü özellikle yeni nesillerin sanata ilgi duymasını sağladığını ve bunun uzun vadede hem sanat ekosistemi için hem toplum için çok yararlı olacağına inanıyorum.

Hiçbir şey değilse NFT ile beraber insanlar sadece sahip olmaktan keyif almayı idrak etmeye başladı. Geleneksel ve modern sanat koleksiyonerlerinin bildiği bu hazzı bir çok insan taddı. Bunun da giderek artacağını düşünüyorum.

Dr. Çağla Gül Şenkardeş: Ve benim için en önemli soru. NFT ekosistemini düşününce burada toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında engeller ya da avantajlar var mı? Nasıl daha fazla kadın üreticinin bu ekosisteme dahil olması sağlanabilir sence? 

Ecem Dilan Köse: Görünürde fiziksel dünyadan çok farklı olmamakla beraber, kadın üreticilerin erkek üreticilere olan oranı fiziksel dünyaya göre birbirine daha yakın. İşin üretici kısmında kadının var olması yönünde hiçbir engel görmemekle beraber pozitif ayrımcılık da yapıldığını gözlemleyebiliyoruz. Ama bu ekosistemdeki esas cinsiyet eşitsizliği sorununu işin koleksiyoner tarafında görebiliyoruz. Kadın koleksiyoner sayısı erkek koleksiyoner sayısının çok altında. Ünlü koleksiyonerlerin çoğu erkek. Bu problemin NFT ekosisteminin bir problemi olmadığını, fiziksel dünyadaki kadın erkek arasındaki gelir eşitsizliğinin bu ekosisteme bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Umuyorum gelir dağılımı daha adil hale geldikçe NFT ekosistemindeki kadın koleksiyonerlerin de sayısı artacaktır.

btchaber bh logo

Çağla Gül Şenkardeş

Dr. Çağla GÜL ŞENKARDEŞ Kadıkoy Anadolu Lisesi'nin ardından Yıldız Teknik Universitesi'nde Makine Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. İstanbul Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Stockholm School of Economics eğitim kurumlarında İşletme Yüksek Lisans eğitimi ve sosyal bilimler alanlarında çeşitli eğitimler alan Gül Şenkardeş, İletişim üzerine Doktora eğitimini Bilgi Üniversitesi'nde tamamlamıştır. 20 yılı aşkın profesyonel tecrübesinin yanısıra Bahçeşehir Üniversitesi'nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak uzun yıllardır eğitim vermektedir. Blockchain tabanlı teknoloji şirketi olan MenaPay'in, Durugörü platformunun kurucu ortaklarından ve Yönetim Kurulu üyesidir. İstanbul Blockchain Women Derneği'nin kurucu üyelerinden ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Gül Şenkardeş, kadınların güçlenmesi odaklı faaliyet gösteren çeşitli platform ve derneklerde gönüllü toplumsal destek calışmaları yürütmekte ve bu alanda akademik çalışmalar yapmaktadır. Evli ve iki cocuk annesi olan Gül Şenkardeş, spor ve müzik ile ilgilenmektedir.
https://www.caglagulsenkardes.com/

Yanıt verin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
Bağlantıyı kopyala