Türkiye’ye Agresif Girmek!

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Bu haftaki yazımı, danışma kurulunda olduğum borsanın kriptopara alım-satım platformu pazarlama ekibinin lideri olan bir arkadaşımın önerisi üzerine yazıyorum. Birlilte iki yılı aşkın bir süredir çalışıyoruz ve onun Türkiye’deki kriptopara ekosisteminin gelişmesi için nasıl emek verdiğini yakından biliyor ve takdir ediyorum. Bu ekosistemin gelişimi sırasında sık sık duyduğu “Türkiye’ye agresif gireceğiz” cümlesini ve bu cümlenin içerdiği yüklemleri anlamadığını, anladığı kadarından da rahatsız olduğunu söyledi ve geçen haftaki olağan toplantımızda benden bu konuyu ele almamı rica etti. İşte o yazıyla karşınızdayım.

Konu, Türkiye’ye agresif gireceğini açıklayan kriptopara borsaları ve bunların bitmek tükenmeyen haberleri, pazarlama kampanyaları, twitter bot atakları ve daha neler neleri…

Öncelikle Türkiye’deki kriptopara borsaları hakkında temel bazı bilgiler vereyim: Türkiye, kriptopara alım-satımında dünyadaki başlıca borsalarda en çok işlem yapan vatandaşı olan ülkelerin başında geliyor. IMF’nin yeni raporundan alıntı yaptığım bu tablo bize resmi epeyce anlatıyor. Coinbase, Bitfinex ve Kraken dışında tüm borsalarda Türkler var, hatta ikisinde halay başıyız. Üstelik bu iki borsa, yani Binance ve FTX dünyanın en büyükleri arasında yer alıyor, birisi ikinciyse diğeri üçüncüdür. Coinbase ve Kraken’e zaten yakın zamana kadar T.C vatandaşları giremiyordu, bunlara şu anda üye olup girseniz bile oraya nasıl TL aktarılacağını ben bilmiyorum. Bilen varsa bana yazsın lütfen.

Sanıyorum yabancı borsalara TL aktarılmıyor, bu iş için yerel alım-satım platformları kullanılıyor. Bu durumda da işlem sırası şöyle oluşuyor:

Bankada TL -> IBAN ile Paribu’ya transfer -> Paribu’da TL sat Tether al (veya BTC al) -> Tether’ini oradan Binance’a aktar; Binance’da halay başı ol.

FTX için de benzer bir senaryo çalışıyordur diye düşünüyorum.

Bithumb diye borsada Türk vatandaşları üçüncü sırada! Ben adını ilk defa bu raporla duydum bu borsanın, acaba nerededir diye bir araştırma yaptığımda Güney Kore’li olduğunu öğrendim. Bir de kurumsal bir borsaymış, bu da bana pek az çağrışım yapıyor: Kurumsal olarak alım yapmak isteyen Türk şirketleri bu borsayı bulmuşlar anlaşılan. Ya da benim göremediğim başka bir açı var burada…

Türkiye’den dünyaya açılan bu denli sıcak bir kripto ilgisi varken babam da gelirdi bizim ülkeye borsa açmaya. İşte sanırım bu durum ve Paribu gibi genç bir borsanın ve diğer yerlilerin 2021’de yakaladıkları çıkış bizim ülkemizi yabancılar için cazip bir duruma getiriyor ve ülkemize “agresif girmek” istiyorlar. Bir de yukarıdaki akıştan göreceğiniz üzere yabancı borsalar aslında Türkleri Türk lirasından kriptoya geçirmek için (Truva atı olarak) yerel bir borsa kurmak istiyor olabilir. Yani asıl amaçları uçtan uca bizim insanımızı söğüşlemek, TL’den çıkıldıktan sonra artık tamamen yabancı ellerde olmamızın sağlanması.

Bu noktada Türk Lirasının bir sahibi veya koruyucusu var mı diye düşünmekteyim… Acaba bizim zavallı TL’yi düşünen ve kollayan kimse kaldı mı? Oysa ki tüm memurlar, emekliler, öğretmenler ve genelde tüm maaşlı çalışanlarımız TL ile geçinmeye çalışmaktalar. Örneğin sabit emekli maaşı olan bir kişinin her ay aldığı paranın eridiği ortada, bu para dolara göre eriyor, dolar da kriptoparalara göre hızla eriyor. 2020 yılı başında (Ocak ayı sonunda) 10,000 dolar ile bir bitcoin alınabiliyorken 2021 başında aynı paraya 1/4 yani dörtte bir bitcoin alınabiliyordu. Şimdi ise 10,000 dolarınızla ancak 1/6.7 yani 0.15 adet bitcoin alınabiliyor. 2022 yılı başında muhtemelen 10 bin dolar BTC’nin ancak onda birini alabilecek. Bitcoin’in durumunu anladıysanız diğer altcoin’lerin de durumu farklı değil, onlar da fiat paraların şahını kötü dövmekteler aynı zaman döneminde.

Düşünün dolar bile kriptoya karşı iki yıl dolmadan 7 kat değer kaybına uğradıysa zavallı TL’nin hali nedir? İşte bu durumu insanımız görmüyor mu? Elbette ki görüyor ki Türk vatandaşları dünyanın tüm borsalarında yatırımlarını değerlendirmeye çalışıyor.

Avrupa bankaları yıllardır kendi paraları olan Euro’yu bankaya getirene alev saçan tabanca ile saldırıyor! Avrupa’da bankaya euro koymanın cezası olarak üste para vermeniz gerekiyor. Hal böyleyken elbette kripto borsaları coşacak.

Peki Türk bankaları ne yapıyor? Ülkemizde yıllardır geleneksel bankalara inananlar ve paralarını bankalarda saklamaya devam edenlerin argümanı hep şu oldu: Bitcoin güvenli liman değil, devletler bunu er veya geç yasaklayacak. İşte bu argümana inanıp parasını dünyanın neresinde olursa olsun bankada tutmaya devam edenlerin nasıl cezalandırıldığı yukarıda verdiğim değerlerle belli olmalı. Yavaş yavaş Ayşe Teyzelerin de Bitcoin’e geçmekte olduğunu yerli bankacılar da anladı. Orijin noktasının dolar değil Bitcoin olduğunu da bir gün anlayacaklar, ancak o gün gelene kadar şimdilik sadece müşterilerinden gelen “bize bankanızda bitcoin hesabı açma şansı verin” taleplerine artık kulak kapatamaz oldular.

Ya Bankalar Agresif Girerse…

Bu durumda pazarlama ekibinin başındaki arkadaşımın sorusu şu forma geçiyor: “Ya bankalar da Türkiye’ye agresif girerlerse!”. Örneğin BBVA adlı İspanyol bankası kalkıp Türkiye’deki yeşil renkli mağazalarından insanlarımıza BTC hesabı açmaya başlarlarsa, o zaman ne olacak? Diğer yerli görünümlü yabancı bankalar da onu takip etmezler mi? Hatta gerçek yerli olan bankalarımız? Onlar da konuya agresif girmek istemezler mi acaba?

Duyuyoruz ki, Türkiye’de insanlarımıza hizmet eden bankalar artık müşterilerine yavaş yavaş Bitcoin hesabı da açmak istiyorlar. Bir noktada hızlanmaları gerekecek, zira BTC yavaş gitmiyor, şu anda 601,000TL’de. BTC eğer sene sonunda 900,000 TL olursa 1 Ocak 2020’de 45,000 TL olan bitcoin zavallı TL’ye göre 20 kat evet tam 20 kat değer kazanmış, bir başka deyişle TL’miz 24 ayda 20 kat değer kaybına uğramış olacak. Kerterizi (pivot noktanızı) nereye koyduğunuza göre işler çok fena görünüm alıyor.

Birlikte Bişey Yapalım!

Evet, artık birlikte bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Ne memleketmiş şu Türkiye, nasıl bir zenginlik varmış ki, dünyanın tüm kriptopara borsaları bize agresif girmeye can atıyor. Tabii, bir de işin kurumlar tarafı var: Yerli ve yabancı kurumlar yavaş yavaş bir şeyi idrak ediyorlar…

Bu kriptopara denilen mahlukat yok olmayacak, devletler bunu yok edemeyecek. Regüle de edemeyecek, zira bunların düzenlenecek bir tarafı da, ele gelir bir yanları yok. İşte bu idrakla beraber önümüzdeki yıl hızlanan bir eğilim olarak şunu göreceğiz: Kurumlar hızla borsalarla (veya işi bilen az sayıda kişilerle) birlikte bir şeyler yapma arzusuna girecekler; ve de blokzinciri denilen varlığı daha iyi anlamaya gayret edecekler. Bu illet bir türlü başımızdan gitmeyecek anlaşılan demeye başladılar bile. İşte bu idrakı da 2022 yılının dünyada temel eğilimi olarak tayin ediyorum ve erken erken burada yazıyorum.

Sonuç:

Bir tane güzel sonuç çıkartıyorum tüm bunlardan: O da bizim memleket olarak bir defa olsun doğru bir konuda erkenden yol almış olduğumuzu… Artık sadece Çanakkale Boğazından değil, dünyanın her yerinden agresif girmeye çalışılan güzel bir ülkeyiz nitekim.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Ether için 2024’te yeni zirve ihtimali “mucizelere kaldı”

Bir zamanlar Bitcoin’in tek rakibi olarak görülen Ether (ETH), yılbaşından bu yana BTC fiyatında görülen yüzde 109’luk yükselişin yanında sönük kaldı. ETH aynı dönemde sadece yüzde 36 değer kazandı.  Bu süreçte lider kripto para Bitcoin zirveden zirveye koşarken Ether eski rekor seviyelerinin yanından bile geçemedi. An itibarıyla 3 bin 120 dolardan el değiştiren ETH 2021’de ...

Bağlantıyı kopyala