İstanbul, Levent’te düzenlenen Webrazzi XYZ etkinliğinde konuşan Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Ali İhsan Güngör, Türkiye kripto sektörüne dair değerlendirmelerde bulundu.
Sermaye Piyasası Kurulu olarak kripto varlıkları incelemeye 2017’nin sonunda başladıklarını ifade eden Güngör, “Bitcoin ve kripto paraların popülerleşmesiyle ve alım satım yapmaya başladıkça birtakım düzenleme ihtiyaçları ortaya çıktı” ifadelerini kullandı. Güngör, “2020 yılında saha denetimleri yapmaya başladık. Uluslararası kuruluşların da kriptoya dair yaklaşımlarını yakından inceledik. Ülkemizde yatırımcı sayısı zaman içerisinde büyüdü. Bu büyüklüğü dikkate aldığımızda bu alanda düzenleme ihtiyacı ortaya çıktı” diye konuştu.
Güngör, 2024’ün haziran ayında TBMM’den geçerek yasalaşan kripto varlık düzenlemelerinde odaklarının sadece kripto para borsaları (yeni düzenleme kapsamındaki adıyla kripto varlık platformları) ve saklama şirketleri olduğunu vurguladı. “Bu işin popüler ve en çok ön plandaki kısmı kripto varlık platformları. Platformlar biraz borsa ve biraz aracı kurumları temsil eden bir finansal yapı. Burada işlem yapanların güvenliğini sağlamak ve piyasanın bütünlüğünü korumak adına bu platformların düzenlenmesi gerekiyordu” ifadelerini kullanan Güngör şunları söyledi:
“Kanunla beraber kripto varlık platformlarını ve saklama kuruluşlarını düzenledik. Yeni ve inovatif bir alan olması sebebiyle bu işin teknolojisine yönelik herhangi bir düzenleme söz konusu değil. Madencilikle ya da kişisel cüzdanlarla ilgili bir düzenleme yapmıyoruz.”
“Trader çok ama varlık miktarı sınırlı bir seviyede”
Kripto benimsenmesinde Türkiye’nin dünya sıralamasında üst sıralarda yer almasını değerlendiren Güngör, piyasada daha çok işlem hacimlerini konuşulduğunu ancak saklama bakiyelerinin de oldukça önemli olduğunu vurguladı. “Trader’ın çok olduğu bir ülkedeyiz. Bu anlamda işlem hacimleri yüksek görünüyor” diye konuşan Güngör, madalyonun öbür yüzünü tartışmaya açtı: “Türkiye’deki kripto yatırımcı fonlarının toplam büyüklüğü piyasa koşullarına göre değişkenlik göstermekle beraber 5 ila 8 milyar dolar arasında. Ancak bu miktarda soğuk cüzdanlardaki fonlar dahil değil. Türk halkı işlem yapan hesaplar arasında yüksek sıralarda yer alıyor. Kripto para sahipliğinde Türkiye gelişmiş bir trader profiline sahip olsa da varlık miktarı bakımından sınırlı bir seviyede. Trade etmeyi çok seviyoruz ve yeniliklere açığız.”
“Kripto yatırımcısı Forex yatırımcısına benziyor”
Türkiye’deki kripto yatırımcısının profilini de masaya yatıran Güngör, genel kanının aksine hisse senedi yatırımcısıyla benzerlik görmediğini belirtti “Kripto yatırımcısını hisse senedi yatırımcısı gibi görmemek lazım. Daha çok Forex yatırımcısına benzetiyorum. Orada da az bir sermayeyle trade’i seven ve kaldıraç kullanan bir müşteri kitlesi söz konusu” diye konuşan Güngör ekledi: “Tabii Forex yatırımcısından farklı bir kitle de var: Çok bilinçli, teknolojinin nimetlerinden faydalanan, doğru bir şekilde strateji belirleyen bir yatırımcı grubu da var.”
Tokenizasyon bilmecesi
Gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenizasyonuysa panelin gündemindeki bir diğer konuydu. “Gerçek dünya varlıklarında kıymetli madenler mevzuatı mesela biraz daha kolayca düzenlenebilir. Gayrimenkul ya da arsaları konuştuğumuzda farklı bir tablo ortaya çıkıyor” diye konuşan Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir gayrimenkulü tokenize ettiğimizi varsayalım. Tokenize ederken nasıl bir yöntem kullanılacak? Bir ev aldığınızda karşılık olarak size tapu verilir. Tapu bende gözüküyor. Tapuyu satabilirim, teminat gösterebilirim ya da üzerine ipotek koyabilirim. Sizin haklarınızı koruyacak mekanizmaları doğru bir şekilde oluşturmamız lazım. Dolayısıyla bazı varlıklarda, örneğin kıymetli madenler gibi, tokenizasyon çok daha hızlı işleyecek ama gayrimenkulde tapu dairesi ve noter gibi kuruluşlarla entegrasyonu gerekecek.”
Kaldıraçlı işlemlere izin çıkar mı?
Bilindiği üzere iki ay önce yayımlanan ikincil düzenlemeler kapsamında kaldıraçlı işlemlere yasak getirilmişti. Nitekim Türkiye’de SPK tarafından faaliyet izni alan kripto para borsalarında kaldıraçlı işlemlere geçmişte de müsaade edilmemişti ancak yasal bir zemine oturtulmamıştı. Güngör’e kaldıraçlı işlemler yasağının kalkıp kalkmayacağı soruldu: “Gündemimizde şu an itibarıyla yok, önümüzdeki dönem neler gösterir tabii ki de bilemiyoruz.”