bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 65,706.60 2.85%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,387.57 5.99%
bnb
BNB (BNB) $ 531.25 4.85%
solana
Solana (SOL) $ 187.71 5.76%
xrp
XRP (XRP) $ 0.618891 1.06%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.628396 6.20%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.136454 9.93%

Paylaş

Türkiye Gelecekte Gelişmiş Ülke Olabilir mi?

türkiye aysel gündoğdu1

Kıymetli okuyucular, bu hafta sizlerle ilginç bir soruyu tartışmak istiyorum. Biz ve bizim gibi ülkeler neden kalkınamıyor? Para parayı mı çekiyor? Biz ne yaparsak yapalım gelişmiş ülke olamayacak mıyız? Bu sorular zaman zaman hepimizin aklından geçiyor. Ama yanıt bulması gerçekten zor sorular.

Günümüz koşullarında bir iş kurabilmek, bir fikri hayata geçirebilmek için gerekli olan faktörler: emek, doğal faktörler, teknoloji, girişimci ve sermayedir. Bu faktörler zincirin birbirine bağlanmış halkaları gibidir. Ancak, bu halkaların içinde sermaye en güçlü halkadır. Çünkü, kâr amacı güdülen bir işte maddi temel yoksa amaç gerçekleşemez. Buraya kadar temel işletme bilgisi, anormal bir durum yok. Ancak, sermayeye daha farklı açıdan bakacak olursak; sermaye, temelde ekonomik değer yaratan bir süreçtir. Bu süreç işlemediği sürece ortada paraya ya da para yerine geçen türevler olsa da sermaye amacına ulaşamaz, diğer bir ifade ile sermaye ekonomik değere dönüşemez.

Konuya daha makro açıdan bakalım. Yeryüzünde ülkelerin bazılarının piyasalarında sermaye akışı hızlı iken, bazılarında sermaye sıkıntısı yaşanmaktadır. Sıkıntı yaşayan ülkeler, yatırım olmadığından üretimi genişletememekte ve büyüyememektedir. Peki bu dengesizlik neden kaynaklanmaktadır? Bazı ülkeler neden hep fakirdir, bazıları ise neden hep zengin? Yoksa fakirler girişimci ruhundan yoksun mudurlar? Ya da para parayı çekmekte ve zengin ülkeler kazandıkça daha mı çok kazanmaktadırlar?  Daha farklı bir bakış açısı ile 3. Dünya ülkeleri diye de geçen fakir ülkelerin sorunu “güvensizlik” midir? Bu soruların hepsine yaklaşım olabilir. Hernando De Soto, “Sermayenin Sırrı” adlı kitabında bu sorunun farklı ülkelerin sermayeyi üretime dönüştürmedeki dengesizliğinden kaynaklandığı belirtiyor.

Yapılan araştırmalara göre, Mısır’da fakirlerin biriktirdikleri servet, bu ülkeye yapılan dış kaynaklı doğrudan yatırımların toplamının 55 katı büyüklüğünde. Burada sorun, sermayenin olmaması değil üretime dönüştürülmede kullanılmamasıdır. Bir anlamda, burada ölü yatırım söz konusudur.

Hangi ülke serveti varken üretim yaparak büyümek istemez ki? Bu soruya “tembellik, eğitimsizlik” gibi cevaplar verilebilir. Ancak tek başına bunlar hem açıklayıcı hem de gerçekçi olmaz. Soto, kitabında bu soruya farklı bir açıdan cevap bulmuş. Ona göre, bu ülkelerin sermayelerinin atıl kalmasının sebebi sermaye yaratan süreçten yoksun olmaları. Bu ifadeyi güçlendirecek bir örnek ise şudur: Haiti’de kırsal ve kentsel emlak toplamı 5,2 milyar dolar değerinde. Bu tutar, ülkede faaliyet gösteren firmaların varlıkları toplamının 9 katı ve doğrudan yatırımların ise 158 katıdır.

Çok daha çarpıcı bir hesap ise şöyle: 3. dünya ülkelerinin ve eski komünist ülkelerinin fakirleri tarafından elde tutulan ancak hukuki olarak sahibi olunmayan gayrimenkullerin değeri en az 9,3 trilyon dolardır. Buna karşılık Batı’da her bir varlık (ev, arazi, menkul vb.) mülkiyet sistemi içindeki kurallar tarafından yönetilen kayıtlarda tescillidir. Burada şu noktaya dikkat çekmek isteniyor. Bahsi geçen mülk olan evin, arazin ya da menkul kendisi değil, onu temsil eden ekonomik değerdir.

Sonuç olarak, fakir diye nitelenen ülkelerin biriktirdikleri servet düşünülen tutarların çok üzerindedir. Bu durumun sebebi ise, sermayenin üretime aktarım mekanizmasının yoksunluğudur. Belki bu durum, kapitalist sistemin tuzaklarından biridir, belki zengin ülkeler bu servetin yüzeye çıkmasını istemiyorlardır, kim bilir (!)

btchaber bh logo

Aysel Gündoğdu

Doç. Dr. Aysel GÜNDOĞDU, 1985 yılında doğdu. İlköğretim ve liseyi İzmir’de bitirdi. 2007 yılında Marmara Üniversitesi Sermaye Piyasası Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Öğrenciliği esnasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda staj yaptı. 2007–2010 yılları arasında finans sektöründe analist olarak çalıştı. 2010 yılında Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Sermaye Piyasası ve Borsa Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamlayan Gündoğdu, ardından aynı Enstitüden Bankacılık Anabilim Dalında doktor unvanını aldı. 2018 yılında finans alanında doçentliğini alan Gündoğdu, halen bir üniversitede öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam ediyor. Gündoğdu’nun bankacılık ve finans alanında yayımlanmış 17 kitabı, 100’ü aşkın uluslararası ve ulusal makale ve bildirisi mevcuttur. Aynı zamanda Banka ve Sermaye Piyasası Araştırmaları Dergisi’nin editörü olan Gündoğdu’nun çalışma alanı finans, yatırım ve davranışsal ekonomidir. Finansal teknoloji ve finansal hizmetler alanındaki şirketlere danışmanlık hizmeti veren Gündoğdu, kurumsal şirketlere eğitim, seminer ve danışmanlık hizmeti de sunmaktadır.
http://www.finansoloji.com

Yanıt verin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
Bağlantıyı kopyala