İnternette gezinirken bazı reklamlara rastlarız. Lüks bir aracın yanında gülen ve telefonda konuşan iyi giyimli biri var. Oluşturulan algı, “eğer böyle bir hayat istiyorsan bize katıl ya da buna yatırım yap” şeklinde…Zaten haberdeki başlıktan da anlaşılacağı şekilde “kısa sürede” milyoner olmaya davet eden bir mekanizmadan söz ediyor…Yani bir çeşit “hayal” satıyor…
Kimse kısa vadede milyoner olamaz sevgili okuyucular, böyle bir şey yok! Kısa sürede zengin olmak mümkün değildir, bu ancak şans oyunları ile mümkündür. Şans oyunlarında bile olasılık çok küçüktür. Bu nedenle yatırımlarınızı bu vaadlere kanarak yapmayınız, kaybetme olasılığınız %100’e yakındır. Yatırım yaparken risk almanın da bir ölçüsü var, belirli bir ölçüyü geçerse bu risk çok yüksek olduğundan, risk olmaktan çıkar, bile bile kaybetmeye sebep olur.
Burada bazen kötü olan yatırımın kendisi değildir, vaad edilen kısa sürede milyoner olma hayalinin size normalmiş gibi sunulmasıdır. Son zamanlarda kripto paralar ile ilgili yalan yanlış reklamların ve haberlerin yer aldığı bu tür algılara çok rastlıyoruz. Gelecekte blockchain teknolojisi denilen dijital ortamlar sadece paralarda değil hayatımızın her alanında etkin kullanılacak. Burada sakıncalı olan, yatırımın bilgi manipülasyonu yapılarak yani gerçek olmayan şekilde yatırımcıya anlatılarak yönlendirilmesidir. Bu reklamlar sadece bitcoin için yapılmıyor elbette…forex piyasası için de yalan yanlış çok sayıda reklam var.
Toplum olarak kısa sürede zengin olma hayalimiz, başımıza dert açıyor. Zengin ülkelere ya da kişilere bakarsak kimsenin kısa sürede zengin olmadığını anlamak daha kolay olur. Türkiye’de 1980’lerde türeyen “Banker”ler bunlara birer örnektir. Bankaların verdiği faizin kat be kat fazlasını veren bankerlere parasını kaptıran bir toplum, 2018’de Çiftlikbank ile yine aynı sınavı veriyorsa demek ki bir yerlerde hata yapıyoruz.
Piyasalar ile ilgili çelişkili görüşlerimizin olduğu ortada…Borsayı kumar olarak değerlendiriyoruz ancak kısa sürede milyoner olmayı vaat eden yasal olmayan yatırımlara yönelebiliyoruz. Tabii bu genel eğilim değil ancak bir yatırımcının yaşadığı negatif bir durum çok sayıda potansiyel yatırımcıyı da etkilediğinden genel güven ortamı zedeleniyor.
Aklıma gelen bir diğer soru ise bu reklamları veren veriyor da para karşılığında yayınlayanlar nasıl yayınlıyor? Peki, onların amacı para kazanmak diyelim…O halde, bu reklamların kontrolünü sağlayan bir mercii yok mu ülkemizde? Sermaye piyasalarına “güven” yok diyoruz, işlem hacmi yetersiz diyoruz…Bu işlem de bir çeşit bilgi manipülasyonu değil mi? O halde sadece işlem yapanlardan mı hesap sormalı yoksa piyasada korkuya sebep olan, güvensizliğe temel atan bu oluşumlardan mı?
