Blokzincirin Yeni Hedefi: Robot Ekonomisi 

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 7 dk

Paylaş:

Bitcoin, robotların insan toplumunun ekonomik ortamına dahil olabileceği bir ağ oluşturdu. Makineler, doğrudan insan yardımı olmadan değer alışverişi yapma fırsatı buldu. Başka bir deyişle, Bitcoin robotlar için ilk para oldu

Blokzincir üzerine konuşurken, farklı teknolojilerin bu alan ile nasıl içiçe geçeceği konusu önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojilerden biri de Robotik sistemler.  Robotik sistemler sahip oldukları önemli potansiyel nedeniyle çoğu üretim sürecini yakın gelecekte ciddi bir şekilde etkileyebilecek. Robotların farklı alanlarda kullanılabilmesi, zamandan tasarruf sağlaması ve insan gücüne göre daha etkili olabilmesi avantajlar olarak ön planda yer alıyor. Aslında çoğu girişimci de robotik teknolojisi ile üretimlerinin verimliliğini artırma ve personel eksikliğini telafi etme olasılığını görüyor. Fakat geçişin kısmen sancılı olmasının sebebi konunun bir çok yönünün olması ve bu yönlerin her birinin başarıya ulaşmasının zaman alması. Blokzincir ekosistemi bu noktada bir katalizör olarak devreye giriyor. Gelin adım adım bu meseleyi ele alalım.

Öncelikle CPS yani siber-fiziksel sistemleri anlayalım. Siber-fiziksel sistemler, bir yandan erişim ve veri işleme için ağ hizmetleri aracılığıyla birbirleriyle işbirliği yapan ve diğer yandan fiziksel dünyayla aktif olarak etkileşime giren bilgi işlem cihazları sistemleri olarak tanımlanıyor. Bu konseptin saç ayakları arasında, otonom robotlara ek olarak büyük veri, nesnelerin interneti, bulut bilişim gibi konular da yer alıyor. Hal böyle olunca Endüstri 4.0 konusunun arkaplanında da siber-fiziksel sistemlerin ne kadar önemli olduğunu farkediyoruz. Bu sistemlerin yol açacağı değişimin etkisinin ne kadar büyük olduğunu anlamak için şu soruyu sorabiliriz. “İnsanlar sanayi devrimini yaparken temel ilkeleri neydi?” İşte bu soru gibi kök sorulara verilecek cevapları dahi değiştirebilecek potansiyeli olduğu için CPS çok kıymetli.

Bu nedenle, bahsi geçen küresel ölçekli değişiklikler bilim adamları ve geliştiriciler için birçok yeni zorluk oluşturuyor. Otonom etmenler (robotik sistemleri, akıllı sistemler ve yazılım etmenleri bu tanımlamayla anılıyor) konusunda üzerinde düşünülen önemli problemlerden biri de birden çok otonom aracın bir arada çalışabilmesi. Yani makinaların kendi aralarında anlaşabilmesi. Bir dakika duralım. Makinelerin kendi arasında anlaşabilmesi dediğimizde aklımıza birinin ismi geldi mi: Satoshi Nakamoto. Buna birazdan geleceğiz. Devam edelim.

Merkezi mimarideki modern endüstrinin bazı problemleri var. Bunlar arasında kuruluşların merkezi yapısının başarısızlık, hata veya bilgisayar korsanlığı riskleriyle bağlantılı büyük maliyetlerle karşı karşıya kalması ilk sırada gelen başlıklar. Bu yüzden bir ihtimal daha var diyen bazı araştırmacılar üretim için merkeziyetsiz mimarinin de kullanılabileceğini savunuyor. Bu düşüncenin arkasında tahahüt maliyetleri denilen ve tarafların birbirine duyduğu güvenin ortaya çıkardığı maliyet var. Blokzincir gibi güvenin öznesinin kaybolduğu sistemlerde bu maliyetlerin düşeceğini tahmin edebiliriz. Fakat bunun yanında nakliye, depolama, ekipman gibi maliyetlerin de düşeceğini bundan dolayı da merkezi olmayan sistemlerin en umut verici yaklaşım olduğunu savunan araştırmacılar var.

Bu yaklaşımdaki kişiler daha keskin bir ifadeyle şunu da dile getirebiliyor. Bitcoin, robotların insan toplumunun ekonomik ortamına dahil olabileceği bir ağ oluşturdu. Makineler, doğrudan insan yardımı olmadan değer alışverişi yapma fırsatı buldu. Başka bir deyişle, Bitcoin robotlar için ilk para oldu. Biraz sarsıcı bir ifade. Gerçekten de kontrolünü tamamen robotlara verdiğimiz bir para mı var ?  Pesimistler bu kısmı sevecek muhtemelen. Durun daha bitmedi.

İşin bir başka tarafı da Ethereum’un icadı. Aynı bakış açısıyla şunu söyleyebiliyoruz. Ethereum ağının lansmanı ile de akıllı sözleşmeler yoluyla robotların ekonomik olarak anlamlı iletişim olanaklarını genişletmemizi sağlandı. Bildiğiniz, robotlar için sistem kuruyor gibiyiz.

CPS tarafından bakarsak Ethereum’un icadından önce işler biraz daha zordu. Tüketiciden siber fiziksel sistem operatörüne ekonomik olarak anlamlı bir işlem ve operatörden robota teknik bir işlem yerine iki işlem hizmetin sağlaması gerekiyordu. Fakat artık Ethereum ağı akıllı sözleşmelerinin sağladığı fırsatı kullanabiliyor ve tüketiciden doğrudan siber fiziksel sisteme bir işlem gönderebiliyor. Kafanız karıştı biliyorum. Çünkü biz kripto varlıkları hep kendimizin ihtiyaçları ve çözümleri için düşünüyoruz. Fakat yavaş yavaş aramızda yeni arkadaşlar olacak ve onların da ihtiyaçlarını düşünmemiz gerekecek: Robotlar

Robotlar artık sözleşme şartlarında belirtilen programları yürütebilir ve çalışmalarına dayalı olarak belirtilmiş değerler oluşturabilir. Bu değerleri transfer edebilir, isterse bir öğrenciye blokzincir üzerinden burs bile verebilirler.

Robotların cebi para görecekse, şöyle diyelim mi? Robot ekonomisi doğuyor. Hadi Robot Ekonomisi’ne yakından bakalım.

İktisat teorisinin temel perspektifi sınırsız talepler ve sınırlı kaynakların yönetimidir. Toplumun tüm robot fobisine karşın otomasyon konusundaki isteği de işte bu  artan talebi karşılamak için kaynakların rasyonel veya daha verimli harcanması sorununu çözmenin bir unsurudur. “Şuraya bir makina koysalar şu işi yapsa!” çıkışı da bu otomasyon özleminin somut halidir.

Biliyoruz ki bugün tükettiğimiz kadar çok mal ve hizmeti sadece el emeği ile üretme kalksak fiziksel olarak ne kadar yetersiz olacağımızı farkedeceğiz. Mesele sadece miktar da değil aynı zamanda kalite problemi de var. Gerek malların karmaşıklığı gerek de üretimleri üzerinde kontrolün sağlanması, insan yeteneklerinin ötesine geçmiş durumda. Özellikle ilaç, ağır sanayi, mikroelektronik ürünlerinin üretimi gibi alanlar makina gücü olmadan ayakta dahi kalamayacak endüstriler haline geldi. Peki aynı durumun gelecekte diğer tüm endüstriler için geçerli olmayacağına emin miyiz ?

Belki de gelecek doğrudan toplumsal ekonomiye entegre edilmiş küresel bir kitlesel mal ve hizmet üretimi sistemi uygulama fırsatı oluşacak. Bunu CPS’lerin piyasa mekanizmasının yardımıyla entegrasyonu ile sağlayacağız. Hoşgeldiniz. İşte bu sistem, robot ağının ekonomisi olacaktır.

Robotlaşmış hizmetleri tasarlarken bu pencereden bakmak, yani bir Robot Ağı’nın ekonomisi olduğunu görmek kıymetli. Bu bakış açısıyla bir siber fiziksel sistem (CPS), birçok robotu, organize işbirliği yapabilen yakından bağlantılı bir sensör ve aktüatör ağına entegre edebilecektir.

Konuyu basitleştirmek için şöyle düşünebilirsiniz. Klasik bir söylem vardır. Doğru parçaları birleştirirsen 1+1’in 2 den daha fazla ettiğini görebilirsin. İnsan kaynakları yönetiminde bunu uygulayıp insanların potansiyelini ortaya çıkarabilirsin. Bir işletme de konuya böyle yaklaşarak verimliliği artırabilir. Yukarıda bahsi geçen durum şunu söylüyor. Artık robotlara büyük bir resmin parçası olarak bakalım ve Robot Kaynakları Yönetimi sürecini küresel ölçekte başlatalım. O zaman iki robotun birleşmesinin 1+1’den fazla olduğunu görebileceğiz.

Sanırım bu kadar teorik bilgi yeterli. Biraz da örneklere bakalım. Yukarıdaki bahsi geçen motivasyonlara sahip ve 2015 yılından beri kendini geliştirmeye çalışan bir platform olarak Robonomics karşımıza çıkıyor. Kendilerini şu şekilde tanımlıyorlar:

Mevcut teknolojileri kullanarak bir robot ekonomisi ağı düzenlememize izin veren bir plan düşünüyoruz. 2015 ve 2018 yılları arasında gerçekleştirilen deneylerin sonuçlarına dayanarak, şunu öneriyoruz: Ethereum’un, makinenin yükümlülüğünün teknik ve ekonomik parametrelerini birleştirmek için gerekli olan minimum olanakları sağlayan bir altyapı olarak kullanılması, yani davranışsal ve kullanıcı ile koordineli bir model uygulama.

Bu kapsamda planlananlar şu şekilde:

  • CPS davranış modelleri arz ve talebinin ortaya çıkması için Ethereum ve Polkadot ağlarının yeteneklerini genişletmek;
  • Robot İşletim Sistemi uyumlu CPS’nin robot ekonomi ağına arabirimi olarak Robonomics aracıları işletim sisteminin tanımlanması;
  • Akıllı Şehirler ve Endüstri 4.0 için kullanıcı dappinin SDK geliştiricisinin uygulanması için Robonomics platform uygulamasına örnekler vermek.

Peki ağ mimarisi nasıl çalışıyor. Bununla ilgili olarak aşağıdaki görseli inceleyebiliriz.

Görüldüğü gibi aslında noktadan noktaya iletişim kuran ve burada dosya depolama protokolü olarak IPFS ile Swarm kullanan, bunun yanı sıra AIRA isimli Robonomics ağının işletim sistemini kullanan bir yapı var. Verinin hassaslığından dolayı hash işlemi yapılarak akıllı kontrat üzerinden düğümlerde doğrulama yapılıyor.

Şimdi projenin dijital varlığı XRT’nin bu mimaride nasıl yer aldığına bakalım.

Son olarak yazının başına atıfta bulunarak bir siber-fiziksel sistemin blokzinciri nasıl servis olarak kullandığına bakalım.

Görüldüğü gibi robot ekonomisi artık blokzincirin gündemine girmiş durumda. Günden güne, robotik projelerinde blokzincir kullanımının arttığına ve robotların yavaş yavaş kimlik kazandığına tanıklık edeceğiz gibi görünüyor.

bugraayan

Yazar: Buğra Ayan

Stablecoin’lerdeki para girişi 2021 boğasını mı anımsatıyor?

Kripto dünyasında fiyat istikrarını sağlama iddiası güden stablecoin’ler büyük ilgi görmeye devam ediyor. 2024 yılına ait CoinGecko raporu hem itibari para hem de emtia destekli stablecoin’leri masaya yatırıyor. İşte, stablecoin piyasasının yakından incelendiği rapordan öne çıkan bulgular: CoinGecko raporu 2024 yılında itibari para destekli stablecoin’lerin toplam piyasa değerinin 161,2 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Ancak ...

Bağlantıyı kopyala