Her şeyin orjinali muteberdir. Hatta kopya sayısı çok da olsa, onu yaratan sanatçının, yazarın ya da tasarımcının imzası olan kopyalar diğerlerine göre daha kıymetlidir.
Çok iyi hatırlıyorum, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi hocalarımızdan birinin heykelini beğenmiş ve satın almıştım. Ancak fakültedeki bir başka kıdemli akademisyen, sanıyorum kıskançlıktan, “bana aynısından bir tane daha yap” diye heykeltıraş hocamızı her gün taciz etmiş. Oldukça sıkıcı bir durum tabii.
Durumdan haberdar olduğumda “hocam yap gitsin, ben zaten sergideki heykeli alıyorum, üzerinde imzan olan” dedim. Hoca rahatladı. İstediği kadar kopyalansın, hiçbir şey orijinal ve imzalı olan kadar kıymetli olmaz. Çünkü otantik olan odur. Diğeri ise hep kopya olarak kalacak.
Dijital sanat esenlerinin de aynı şekilde ne kadar çoğaltılsa da imzalı olanlarının ne kadar değerli olduğunu geçenlerde hem yurt dışında hem de Türkiye’de yaşanan bir örnekle anladık. Milyonlarca kez download edilse de bir eser, imzalı olan eser ya da tasarım astronomik fiyatlara ulaşabiliyor. Bu, Blockchain sayesinde başarılmış bir durum. Çünkü blockchain bu yaratımların gerçekliliğini kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösteriyor. Demek ki, otantikliği kesin şekilde kanıtlanabilir varlıkların fiyatı her zaman yüksek olacak diyebiliriz.
“Dijital ile Sanal farkı…”
Bu aralar kripto paraların da gündemi yoğun. Kimsenin ummadığı fiyatlara yükseldiler. Dijital evrende otonom ve anonim şekilde üretilmiş bu değerlerin sahibiyle bir dijital cüzdan sayesinde özdeşleşmesi de son derece önemli bir detay. Kredi Kartınız çalınabilir ya da kopyalayabilir, evdeki ya da işyerindeki nakit ya da başla değerleriniz aynı şekilde hırsızlığa maruz kalabilir, ama kripto para cüzdanınızdan kimse bir şey çalamaz veya kopyalayamaz. Bireylerin kimlikleriyle otantik hale getirilmiş bir cüzdan, yüzyılın en önemli buluşu hatta kilometre taşıdır diyebilirim.
Ancak, dikkat etmemiz gereken şudur: Yatırımcılar gerçekten kripto para mı alıp satıyorlar, yoksa alım satım fiyatı üzerinden işlem mi yapıyorlar ? Eğer öyleyse dijital sanat eserinde olduğu gibi imzalı olanı değil çoğaltılmış kopyalardan birini alıyorlar. Hem de orjinal fiyatına.
Bana göre sorun yok. Orjinali değil kopyası da alınsa, piyasa fiyatından satıldığı için alıcının “kandırıldım” demesi zor.
Ancak “aldım bir kenara attım” demek için, mutlaka kripto para cüzdanına sahip olmak gerekiyor. Yani yatırımcı gerçek olan bir değere gerçekten sahip olduğunu bilmeli. Dijital ile sanal arasındaki fark bu örnekle daha belirgin hale geliyor.