bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 64,048.16 1.24%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,069.52 1.07%
bnb
BNB (BNB) $ 560.03 0.25%
solana
Solana (SOL) $ 143.19 0.82%
xrp
XRP (XRP) $ 0.517305 3.18%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.481891 1.60%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.153885 0.71%

Blokzinciri ve Şirketler – 2

blockchain ve şirketler

Geçen haftaki ilk yazımda şirketlerin 1600’lerden bu yana tarihçelerine bakıp bundan sonrasında nasıl bir dönüşüme uğrayacaklarını anlatmaya başlamıştım. Yazının sonunda gele gele ancak 21. yüzyıl başındaki duruma gelebilmiştim. Geçen hafta da yazdığım gibi üzerine rahat rahat 150-200 sayfalık kitap yazılabilecek bir konu bu.

Bu hafta, kaldığım yerden devam edeceğim ve blokzinciri devrimi ile şirketlerin nasıl dönüşeceğini biraz daha görünür kılmaya çalışacağım. Tabii ki bu görünür kılma çalışmasını bir tür beyin fırtınası olarak algılamanızı rica ediyorum. Yoksa gelecekte olacakları ve şirketlerin başına gelecekleri doğru tahmin etmek gibi bir iddiam yok. Benim yaptığım olanı bir tarafa, yeni gelen teknolojileri de diğer tarafa koyup ikisi arasında nasıl bir etkileşim/değişim olacağını kestirmeye çalışmak olacak.

Muhasebenin dönüşümü ile şirketlerin ilgisi

Muhasebe kayıtlarının şirketlerle yakın alakasını biliyorsunuzdur. 1600’lardan bu yana dünyada kullanmakta olduğumuz muhasebe sistemi, blokzinciri ile beraber artık yepyeni bir yapıya kavuşuyor. Aktif ve pasif diye iki kanatlı bir kayıt düzeninden, işlemlerin temel alındığı ortak, şeffaf tek bir kayıt yapısına geçilmekte.
Yani, iki firma arasında mutabakat oluşturmak için audit-denetleme diye bir kurum lazım iken artık bu kuruma gereksinim de ortadan kalkmakta zira hem işlemler açık hem de tüm işlemler on binlerce tanık tarafından sürekli mutabakat alınarak kaydedilmekte.

Eğer yeni blokzinciri kayıt teknolojisi ile “audit” kavramı rafa kalkmaktaysa o zaman bu teknolojiyle işleyen yeni nesil şirketler nasıl izlenecekler? Vergi nasıl toplanacak? Şirketler halka nasıl arz edilecekler? Nasıl yatırım bulacaklar?

Blokzinciri ile halka arz

Bu soruların vergi hariç diğerleri blokzinciri teknolojisinde ve uygulamada geçtiğimiz 4-5 sene içinde cevap buldu.

Dönüşümün nasıl olduğunu anlatan dört özet maddeyi geçen haftaki yazımdan kopyalıyorum ki anlam kopukluğu yaşanmasın:

1- Geleneksel borsalarda halka arz edilen şirketlere benzer biçimde blokzinciri teknolojisi ile kendi hisselerine tekabül eden token ihraç eden kuruluşlar, bu token’larını satarak “halka arz”larını gerçekleştirebiliyorlar. Bu olaya 2017’de ICO deniliyordu, sonra isim değiştirdi IEO denildi, STO denildi. İsmi ne olursa olsun şu anda da bu işlem çeşitli gayri merkezi borsalarda yapılabiliyor. Örneğin UniSwap bu tür token satışları için kullanılan başlıca borsalardan biri.

2- Bu firmalar, hatta kimi zaman firma bile olmayan oluşumlar “white paper” adı verilen bir tür izahname ile yatırımcılara kendilerini tanıtıyor ve onlardan para istiyorlar. Tabii istedikleri ve topladıkları para da eski fiat para olmuyor, Ether ya da BTC gibi yeni nesil varlıklar oluyor.

3- Kar payı da yine şirketin kendi token’ları ile verilebiliyor. Ancak kar payı vereceğiz diye yeni token ihracı yapılmadığına dikkat edilmesi gerek.

4-Token satışı yapan bir şirketin kurucuları, aynı geleneksel halka arzda olduğu gibi kendileri için belli sayıda token’ı daha sonra onları şirket değerlendiğinde satmak üzere kenara ayırabiliyorlar. Yine aynı klasik şirketlerdeki gibi erken katılan mühendislere de token olarak stock option, yani şirket hissesinden pay sözü ayrılabiliyor.

Şimdi tüm bunlara örnek olarak UniSwap şirketini ele alalım. UniSwap, şirket olmayan, belli bir yerde kurulu bile olmayan, 12 kurucusu olduğu söylenen tam anlamıyla yeni tür bir blokzincir start-up’ı. Kurucusu Hayden Adams çok genç bir girişimci, henüz 2016 yılında üniversiteden mezun olmuş.

Şu siteye bir bakalım:

Burada UniSwap şirketinin tüm ortaklarının hisseleri (yani token’ları) listelenmiş durumda. Buna göre de oy veriliyor ve kararlar alınıyor. Aynı sayfada ortaklar kurulu kararı ile alınmış veya reddedilmiş öneriler de var. İşte artık bundan sonra şirketler böyle olacak ve bu şekilde şeffaf ve anlaşılır olacaklar.

Halihazırda şirketler nasıl işliyor?

Peki şu anda şirketler nasıl işlemekte? Şu anda İstanbul’da bir Anonim Şirket kurduğunuzda, şirketin İstanbul Ticaret Odasında (İTO) kaydı yapılıyor. Sonra şirketin ortaklık kayıtları tamamen analog ortamda, yani defterler ve kağıtlar üzerinde tutuluyor. İTO’nun Ticaret Sicil Gazetesi diye bir yayın organı var. Bu gazetede sizin şirketinizin kararları yayınlanıyor. Tabii bu kararlar parça parça ve yıllar içinde farklı zamanlarda yayınlanmış olabiliyor.

Diyelim ki şirketinizi 4 kişi ve 100 bin TL sermaye ile kurdunuz, kuruluş bilgileri gazetede yayınlanır ve İTO şirketinizi kayda alır. Şirketinizin kuruluş duyurusunun yayınlanması için gazetede sizden kelime başına para alırlar. Her şey analog ortamda, kağıtlarda tutulur. Evet, dijital olarak şirketleri aramanız için servisler var, ama tüm bu anlattığım kayıt ortamının hataya ve hileye açık olduğunu söylemem gerekli.

Örneğin, halka açık olmayan bir A.Ş.’nin gerçek yani güncel ortaklık yapısını bu yayınlardan anlayamazsınız. Şirketin yine defter üzerinde tutulan bir Pay Defteri vardır. Bu defterde yazılanlar güncel olup İTO gazetesinde yayınlananlar eski olabilir, yani gerçeği yansıtmayabilir. Sonra bir de imza yetkisi ile ilgili konular var.
Şirketi imzası ile temsil etmeye kimin yetkili olduğu yine bu dökümanlarda yazılır ve arada bir bunlar değişebilir. Bir şirketle mali ilişkiye geçecekseniz, onu kimin temsil ettiği, hangi limite kadar imza yetkisi olduğu gibi konular yeterince açık ve şeffaf değil ne yazık ki.

Kopukluklar ve şeffaf olmayan olaylar bunlarla sınırlı değil. Ortaklık yapısının değişmesi gibi esaslı meselelerde Genel Kurul adı verilen bir toplantıya başvurulmakta. Bu kurul yine analog ortamda kağıtların hazırlanması, imzalanmasıyla ve bazı hallerde Hükümet Komiseri denilen bir memurun da katılımı ile sağlanır. Bu toplantılarda çeşit türlü hileler yapmak mümkündür. Özetle, ne yazık ki şeffaflık ve açıklık bu toplantıları anlatacak en son iki kelime olabilir.

Tüm bu işleri 2020 yılında geride bırakmış olalım isterdim. Artık gayet açık ve berrak bir şekilde şirket ya da ticari/gayri ticari ortaklık grubu kurabilir durumdayız. Neden bundan sonra tamamen açık ve şeffaf bir şekilde yapmıyoruz bu işleri? Arada bu kağıt ve kayıt işlerinden İTO ve benzeri kurumlar para kazansın diye mi? Bitse artık bunlar daha iyi olmaz mıydı?

Blokzinciri ile şirketler nasıl bir dönüşüm geçirecekler?

Blokzinciri teknolojisi bir internet protokolü üzerinde işlemektedir. Yani, ortaya çıkan her tür doküman ve olası ilişkiler dijital olarak kayıt altına alınabilir, yazılım araçları tarafından da otomatik olarak kontrol edilebilir. Bu nedenle, insanlar arasında doğabilecek her tür ilişki, bu arada elbette ki ortaklık ilişkileri blokzincirleri üzerinde kayda alınabilir, bu ortamda izlenebilir.

Şirketlerde mali işlemler ve kararlar çok önemlidir, bu kararlarda sahtekarlık ya da yanlışlık yapılmaması kritik önem arzeder. İşte blokzinciri kayıt ortamı da, hem silinmez ve sahtesi yapılamaz kayıtlara imkan verdiğinden hem de tüm işlemler kişilerin özel anahtarları ile imzalandığından, yukarıda anlattığım sorunlar, sahtekarlıklar kolayca önlenebilir. Üstelik her şey açıktır, şeffaftır. İtirazı gerektirecek bir işlem, yazılımların algoritmaları içinde baştan engellenmiştir.

DAO nedir?

DAO adı verilen yeni tür bir kurumsal yapı 2015 yılında Ethereum platformu ortaya çıktığında bu yapının kurucuları tarafından önerilmişti. DAO, Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. Otonom bildiğiniz gibi, kendi kendine işleyen demek. Bu kelimelerle anlatılmak istenen yapılar, geleceğin şirketleri ve daha genel olarak da insanlar arasındaki toplu ilişki biçimlerinin hepsini kapsayacak kuruluşlardır. Sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar, birlikler vb. bunların hepsi DAO yapısı altında programlanabilir.

Programlanma ile kastım şu: DAO’lar, temel ortaklık ve bölüşüm mekanizması olarak token’ları kullanırlar ve bunlar programlar içinde ve kurallar çerçevesinde otonom olarak kişiler arasında aktarılabilirler. Bir organizasyonun vakıf olarak mı kurulduğu, dernek olarak mı kurulduğu işleyiş biçiminde yatar, bu biçim de kuruluş belgesinde yazı ile ifade edilir. DAO’larda ise, işleyiş yapısı ve paylaşım biçimi tamamen blokzincirinde işleyen belirli akıllı kontratlar ile algoritmik olarak oluşturulabilir.

DAO’lar, Merkeziyetsiz Otonom Vakıflar (MOV), Merkeziyetsiz Otonom Şirketler (MOŞ) gibi farklı isimlerle anılabilir. Bunların işlevleri ve çalışma prensipleri, kurumu tarif eden akıllı kontratlarda programlanmış olacaktır. Bu sayede kötü niyet taşıyan bireyler bu kurumları bozamayacak, hileli işlemlere yeltenemeyeceklerdir.

Bu bağlantıdan DAO’larla ilgili daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Sonuç:

Şirketlerin ve genel olarak insan ilişkileri içeren tüm toplumsal yapıların işleyişi ve yönetişimi blokzinciri üzerinde işleyen yazılımlarla yapılabilir. Bu yazılımlar, ilişkilerin mali ya da yönetimsel konularını token’lar vasıtasıyla düzenlerler. Herkes kendisinde bulunan token’larla oy verir, yönetime katılır ya da gelirden pay alır.

Gelecek hafta: Algoritmik Devlet Yapısı.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Cemil Şinasi Türün

30 yılı aşkın tecrübesiyle fintech ve pazarlama dünyasındaki öncü isimlerden olan Cemil Şinasi Türün bilgisayar oyunlarından üç boyutlu sanal dünyalara kadar pek çok çalışmaya imza attı. Yerel ve uluslararası firmalar için kampanyalar hazırlayan Türün; teknoloji, blokzincir, kripto para ve dijital varlık konularında projeler üretti.
https://cemilturun.medium.com/





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala