Türkiye’de genellikle kriptopara borsası olarak da ifade edilen ve blokzincir tabanlı çeşitli kripto varlıkların alım-satımına aracılık eden birçok platform bulunuyor. Uygulamada, bu platformların birçoğu bir anonim şirket olarak kuruluyor ve herhangi bir düzenleyici veya denetleyici otoriteden izin veya lisans almaksızın kripto para varlıkların alım-satımına aracılık ediyor.
Genel kanı, kriptopara borsalarının hiçbir düzenlemeye tabi olmadığı yönünde. Biz bu görüşe kısmen katılıyoruz. Kanımızca, alım satımına aracılık edilen kripto varlığın sermaye piyasası mevzuatında düzenlenen sermaye piyasası araçlarının özelliklerini ihtiva ettiği ve bu sebeple ilgili mevzuata göre alım satımına aracılık edilmesi gereken durumlar söz konusu olabilir. Ancak, kripto varlığın bu gibi özellikler ihtiva etmediği noktada birkaç ek istisna dışında alım-satımına aracılık edilmesi için bir izin veya lisans yükümlülüğü bulunmuyor. Pekala bu böyle devam eder mi, yoksa kriptopara borsalarını bekleyen bir regülasyon var mı?
FATF Önerileri
Mali Eylem Görev Gücü olarak da ifade edilen Financial Action Task Force (“FATF”), tüm dünyada kara paranın aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi için görev alan hükümetler-arası bir kuruluştur. FATF’ın amacı, kara paranın aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi için ihtiyaç duyulan yasal, düzenleyici ve operasyonel tedbirlerin etkili şekilde uygulanmasını sağlamaktır. Şu an 39 üyesi olan FATF’a Türkiye de 1991 yılında üye olmuştur. FATF nezdindeki ilişkilerin ulusal seviyede koordinasyonundan ve yürütülmesinden ise Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (“MASAK”) sorumludur.
FATF, FATF Tavsiyeleri (FATF Recommendations) yayımlamakta ve bunları sürekli güncellemektedir. Her ülkenin kara paranın aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesine ilişkin hukuki düzenlemelerinin ve finansal sistemlerinin farklılıkları sebebiyle, bu tavsiyelere uyum sağlamalarında da farklılıklar olabilmektedir. Bu sebeple, FATF, tavsiyelerini genel ilkeleri belirleyecek şekilde düzenlemektedir.
En son Haziran 2019’da güncellenen FATF Tavsiyeleri’nde ise “virtual assets” yani “sanal varlıklara” ilişkin bazı düzenlemeler öngörülmüştür. FATF Tavsiyeleri’nde sanal varlıklar kriptoparaları da içine alacak şekilde tanımlanmış ve “virtual asset service providers” yani “sanal varlıklara ilişkin hizmet sağlayıcılar” da tanımlanarak, ülkelerin bunların takibine ilişkin bazı düzenlemeler yapmaları öngörülmüştür.
Sanal varlık hizmet sağlayıcılar, bir gerçek veya tüzel kişi adına veya onun için aşağıdaki işlemleri bir işletme olarak gerçekleştiren kişiler olarak tanımlanmaktadır:
- Sanal varlıklar ve ülke paraları arasında değiş-tokuş (alım-satım),
- Sanal varlıkların bir veya daha fazla çeşidi arasında değiş-tokuş (alım-satım),
- Sanal varlıkların transferi,
- Sanal varlıkların veya sanal varlıklar üzerinde kontrol sağlayan araçların saklanması ve/veya yönetimi,
- Bir ihraççının (sanal varlık arz eden kişinin), sanal varlık arzı ve/veya satışına ilişkin olarak finansal hizmetler sağlanması ve bunlara katılması.
FATF Tavsiyeleri’nde sanal varlıklara ilişkin hizmet sağlayıcılar için bazı yükümlülüklerin öngörülmesi düzenlenmiştir. Buna göre, bazı sınırlara tabi olmak üzere, sanal varlık transferi gerçekleştiren veya bunun asıl yararlanıcısı olan kişilerin tespiti ve bu kişilerin kayıtlarının tutulması ve en azından sanal varlıklara ilişkin hizmet sağlayıcıların lisans alma veya kayıt yükümlülüğüne tabi tutulması FATF Tavsiyeleri’nde öngörülmektedir.
Bu doğrultuda, Türkiye’de kanun koyucunun, üyesi olduğu FATF’ın 2019’da güncellenen Tavsiyeleri’ni uygulanması halinde, yeni düzenlemeler öngörerek kriptopara borsalarını (kripto varlık alım satımına aracılık eden platformları) bir lisana veya kayıt yükümlülüğüne tabi tutacağı ve bu platformlarda işlem yapan kişilerin takibi için çeşitli standartlar getireceği açıktır.