Risk mi Dediniz?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 3 dk

Paylaş:

“Ben risk sevmem kanka ama param çok getirsin, ikiye üçe katlansın istiyorum. Yok mu böyle bir yatırım?”

“Çok getiren ama hiç götürmeyen bir şey yok mu evladım, sen ekonomistsin bilirsin bu işleri. Yardımcı oluversen ne olur sanki.”

Ekonomiyle ilgileniyorsanız çevrenizden bu sözleri mutlaka duymuşsunuzdur. Türkiye’de yatırım profili genellikle riski sevmeyen ama yüksek getiri bekleyenlerden oluşuyor.

Çok yüksek beklenen bir getiri varsa ve bireysel yatırımcıysanız aldığınız risk de çok yüksektir.

Bir yatırımı getiri beklentisi ile yapar, karşılığında risk üstleniriz. Finans kitaplarının altın cümlelerinden biri de “Risk ile beklenen getiri arasında pozitif ilişki vardır.” ifadesidir. Yani burada ne kadar çok getiri bekliyorsan o kadar çok risk alırsın ya da almalısın ifadesi yatmaktadır. Bu teoride böyle olsa da bazen bu ilişki birebir değildir. Bazen piyasa yükselişteyken, ülke ekonomisi iyi göstergelerle ilerlerken yaptığınız finansal yatırımın riski düşen piyasada yaptığınız riskten daha düşüktür. Buna karşın beklenen getiriniz aynı kalabilir.

İster ekonomi derslerinde ister finans derslerinde olsun yapılan tanımlamalar, durumlar teoriktir, ceteris paribus dediğimiz, diğer koşullar sabitken, belirli varsayımlar altında yapılır. Genellikle gerçek hayat ile piyasa ile uyuşmaz.

Finansal risk, beklenen getiriden sapmadır. Örneğin düşük riskli olarak kabul edilen devlet tahvili alan yatırımcı enflasyonun yükselmesi sebebi ile beklediği reel getiriyi sağlayamayabilir. Ya da hisse piyasasında yeni ihale almış ülkenin önde gelen şirketlerinden birine yatırım yapan kişi, şirketin şüpheli bir olaya karışması nedeni ile hisse fiyatları alt üst olması sebebi ile zarar edebilir.

Şöyle düşünelim, A yatırımcısının bir bankaya yatırdığı mevduat 150.000 TL’ye kadar devlet garantisi altındadır. Riski düşük kabul edilir. Ancak genellikle reel getirisi yani enflasyondan arındırılmış getirisi düşük kalmaktadır. A yatırımcısı için risk bankanın batmasıdır ve banka batarsa da belirtilen miktara kadar sigortası vardır. Getiri azdır ama risk de azdır. Diğer yandan B yatırımcısı döviz almıştır. Yükseleceğini beklemektedir. Döviz hareketlerine baktığımızda son dönemlerde ciddi dalgalanma meydana gelmiştir. B yatırımcının beklentisi büyüktür ancak serbest piyasa ortamında dövizin yönünü tahmin etmek çok da kolay değildir. B yatırımcısının beklediği getiri yüksek ama riski de yüksektir.

O nedenle özü itibari ile “bedava peynir sadece fare kapanında olur”

İnsan riskten kaçar, getiriye koşar. Sizce hangisi daha çekici? (birimler aynı)

  • Yüksek getirili yüksek risk mi?
  • Yüksek riskli yüksek getiri mi?

Deneysel çalışmalarda genellikle insanlar birincisini tercih ediyor. Çünkü vurgu getiride. Beyin böyle bir saçma bir mekanizma işte…

Mesela riskin çok yüksek olduğu getirinin milyonda bir olduğu yatırım da vardır. Piyango bileti bu tanımı ne güzel karşılıyor değil mi? Kazanmanın çok düşük bir olasılık olduğunu bildiğimiz halde ödediğimiz bilet parasının hayal kurmak için iyi bedel olduğunu düşünen beynimizin bir oyunudur aslında bu…

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

Yazar: Aysel Gündoğdu

IMF: El Salvador, Bitcoin ile ilişkisine mesafe koymalı

El Salvador’un Bitcoin yatırımları Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından hala pek olumlu karşılanmasa da kurum, ülke ile işbirliğini sürdürmeye devam ediyor. Reuters’ın haberine göre IMF sözcüsü Julie Kozack, Perşembe günü gerçekleştirdiği basın toplantısında “kamu sektörünün Bitcoin ile olan ilişkisini sınırlamayı” önerdiklerini dile getirdi. 2021 yılında El Salvador, Bitcoin’i yasal ödeme aracı olarak tanıtmıştı. IMF, bu ...

Bağlantıyı kopyala