Paribu ana sponsorluğunda başladığımız İstanbul Blockchain Women Röportajları, Vispera Bilgi Teknolojileri A.Ş. Kurucu Ortağı ve CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil ile gerçekleştirilen söyleşi ile devam ediyor. Erçil, yürütmekte olduğu projeleri, Blockchain teknolojisinin getireceği yenilikleri ve tüm dünyaya yayılan koronavirüsün etkilerinin nasıl olacağını anlattı.
Geçtiğimiz günlerde Istanbul Blockchain Women YouTube kanalımızda blokzincirlerin küresel tedarik zincirinde kullanılabilirliği üzerinde konuştuk. Vispera’nın yapay görme çözümleri ile kalite kontrol süreçlerini, tedarik zincirlerinde blokzincir uygulamaları ile entegre edebilmek şu an mümkün mü? Operasyon verimliliğine nasıl bir etkisi olurdu? Vispera çatısı altında veya sizin şahsi olarak blokzincir üzerinde çalıştığınız konular var mı? Varsa nelerdir öğrenebilir miyiz?
Tedarik zinciri yöneticilerinin karşılaştığı sorunlardan biri, tedarik zincirinin çeşitli bölümleri arasındaki bağlantısızlıktır. Blockchain ile tüm tedarik zinciri katılımcılarının iletişim kurduğu tek bir ağ olabilir. Dahası, bu ağ tek bir varlık tarafından kontrol edilmeyecek ve gerçek anlamda küresel bir tedarik zinciri iletişim aracı oluşturacaktır. Vispera olarak biz mağazaların dijitalleşmesini gerçekleştiriyoruz. Rafların, soğutucuların, promosyon stantlarının takibi; ürünlerin bulunurluğu ve belirli şartlara uygunluğunu denetliyoruz. Böylece tedarik zincirinin en uç noktasında yer almış oluyoruz.
Biz Vispera’da blokzincir üzerinde çalışmıyoruz. Bizim çalışmalarımız görüntü işleme, makina öğrenmesi yöntemleri ile ürünlerin tanınması ve takibi üzerine. Ancak tedarik zincirindeki tüm noktaların blokzincir ile başlanması sürecinde Vispera’nın çözümlerinin de entegre olması mümkündür.
Vermiş olduğunuz bir röportajınızda Türk müşterilerin Türkiye’de geliştirilmiş yüksek teknolojilere güvenmediğini vurgulamışsınız. Bu veya buna benzer yakınma ve öz eleştiriyi birkaç farklı girişimden daha dinlemiştim. Hatta Türkiye’deki potansiyel müşterilere ulaşmak için Amerika veya başka Avrupa ülkelerinde göstermelik bir şirket kurmayı bir yol edinmişler. Ne kadar acı… Yüksek teknoloji ve hatta belki de blokzincir özelinde Türkiye’nin durumunu siz nasıl görüyorsunuz? Ürettiğimiz teknolojiler Dünya ile kıyasladığımızda ne kadar başarılı? Bu kırılması zor ön yargı ile siz nasıl mücadele ettiniz? Bu konuda yolun başında olan girişimlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Türkiye’de yabancı hayranlığı hala devam ediyor olsa da eskiye nazaran çok daha iyi durumdayız. Son yıllarda birçok başarılı girişimler ortaya çıktıkça ve dünya çapında başarıları arttıkça bu konuda daha da ilerlemeler kaydedileceğini düşünüyorum. Ürettiğimiz teknolojilerin birçok alanda dünyadaki benzerleri ile karşılaştırıldığında son derece başarılı olduğunu görüyoruz. En son Peak Games’in Zynga’ya 1,8 milyar dolara satılıyor olması Türkiye’nin teknolojik girişimler açısından sağladığı gelişmenin bir örneğidir.
Bu konuda mücadele etmenin bence tek yolu çok iyi bir ekip kurup dünya çapında ürünler geliştirmektir.
IDC geçtiğimiz günlerde Avrupa’daki şirketlerin 2020 yılı blokzincir yatırımlarına yönelik ön görülerini revize etti. Salgının ekonomik etkisi nedeniyle yeni teknolojilere yapılan harcamaların azalacağını ön görüyorlar. Siz hem bir girişimci, hem de bir yatırımcı olarak blokzincir girişimleri ve şirketlerin bu konudaki yatırımları konusunda özellikle şu salgın döneminde ne tavsiye ederdiniz? Türkiye’den yatırım aramak amacıyla karşınıza gelen umut vaat edici projeler oluyor mu?
Bu dönemde pek çok yatırım şirketi fonlarını kendi portföy şirketlerinin ihtiyaçları için ayırmış durumda. Yeni yatırımlara çok sıcak bakmıyorlar. Yapılan yatırımlarda da riskin artışı gerekçesi ile değerlemeler çok düşmüş durumda. Ancak yatırımlar durmuş da değil. Özellikle de salgından pozitif olarak etkilenen alanlarda yatırımlar devam etmekte, hatta artmakta. Dijitalleşmenin önemini gören birçok firma dijitalleşme yatırımlarını daha öne çıkma planları yapmaktadırlar. Dijitalleşme yatırımlarının artması girişimciler, özellikle de teknoloji odaklı girişimciler için muazzam fırsatlar oluşturacaktır. Teknoloji geliştiren tüm firmalar katkılarını değerlendirmeli, geliştirdikleri ürünlerin geleceğin temel altyapısının bir parçası mı, yoksa sadece “kekin üzerindeki krema” mı olduğunu değerlendirmelidirler.
Bir akademisyen olarak blokzincir teknolojisinin müfredata konulması hakkında görüşleriniz nelerdir? Blokzincir ve kriptopara ekosistemindeki yaş ortalamasının oldukça genç olduğunu var sayarsak; sizce bu konu okullarda hangi seviyede anlatılmaya başlanmalı? Boğaziçi Üniversitesi’nde bildiğiniz kadarıyla bu konuyla alakalı konuşulan bir ajanda var mı?
Blockchain teknolojisi bir üniversite laboratuvarından değil de açık kaynak topluluğundan geldiğinden, çoğu üniversite teknolojinin arkasında kalmaktaydı. Ancak son zamanlarda MIT, Stanford gibi birçok üniversite bu konudaki açıklarını kapatıp eğitim programına aldılar. Türkiye’de ise bildiğim kadarı ile blokzincir alanında üniversiteler düzeyinde açılan ilk araştırma ve geliştirme merkezi Bahçeşehir Üniversitesindeki BlockchainIST center. Birçok üniversitede de bu konuda dersler açılmaya, araştırmalar gerçekleştirilmeye başladı. Ben artık üniversiteden emekli oldum, çalışmaları çok yakından takip etmiyorum ama Boğaziçi Üniversitesinde Arda Yurdakul ve Can Özturan’ın blockchain konusunda çalışmalar gerçekleştirdiklerini biliyorum.
Son olarak sivil toplum tarafındaki çalışmalarınız üzerine konuşmak isterim. Kagider Yönetim Kurulu üyesi olarak, Türkiye’de kadının güçlenmesi adına atılan adımların verimliliğini nasıl değerlendiriyorsunuz. STEM alanında kadınları daha fazla motive edebilmek için neler yapmalıyız? Bu konudaki çabalarımızın yeterince ve yerinde anlaşıldığını düşünüyor musunuz?
Türkiye’de son yıllarda birçok konuda çok güzel sivil toplum çalışmaları gerçekleştirilmekte. Kadınlar için de Kagider başta olmak üzere, Turkishwin, IWF, PWN gibi birçok grup çok güzel etkinlikler yapmakta. Ben Kagider’de yönetim kuruluna girdikten sonra yapılan çalışmaların çeşitliliğini ve önemini daha yakından görme imkanına kavuştum. Kagider’de farklı konulara odaklanarak çalışmalar gerçekleştiren birçok strateji grubu var; finansa erişim grubu, uluslararası ilişkiler grubu gibi. Bunlardan bir tanesi de benim de içinde yer aldığım teknoloji ve dijital dönüşüm strateji grubu. Bu grupta hem Kagider üyelerine teknolojideki son gelişmeler hakkında bilgiler vermek, yaşadıkları sorunların çözümleri için destek olmak için bazı faaliyetler gerçekleştirilmekte; hem de genç kızlarımızı STEM alanına daha fazla motive etmek için diğer bazı sivil toplum örgütleri ile iş birliği yaparak çalışmaların daha etkin hale gelmesine çalışılmaktadır. STEM konusundaki çalışmalar henüz başlangıç aşamasında ve kesinlikle yeterli değil, daha yapılacak çok iş var.