Geçen hafta gıda enflasyonu konusundaki yazıma bu hafta devam edeceğimi belirtmiştim.
Bu haftaki yazımda “kuraklık, hububat fiyatlarını nasıl etkiler?” konusuna değineceğim.
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Nisan ayı hububat ve bakliyatta yağış, ekiliş ve gelişim analizi raporu, ciddi risklerden bahsediyor.
MO’nun raporunda Türkiye’de Nisan’da normale göre %48 geçen yıla göre %39 yağış azalmış.
Özellikle Güneydoğu, Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da kuraklığın etkisi, ciddi bir baskı oluşturuyor.
Buğday üretiminin %78’i kuru tarım %22’si sulandı için buradaki risk önem arzediyor.
Rapora göre bu yıl özellikle buğday ve arpa üretiminde geçen yıla göre daha düşük bir üretim olacağı tahmin ediliyor.
Buğday üretimi 20,5 milyon ton ile geçen yıl yeterlilik %89,5 oranımız vardı.
Bu yıl %18-21 arasında rekolte kaybı bekleniyor.
İhtiyacımız olan 18,8 milyon ton miktarın altına gerilememiz risk oluşturur.
Şu an kritik bir eşikte olduğumuzu söyleyebiliriz.
Talebi karşılamayan rekolte, ithalat zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz ithalat 9,8 milyon ton.
52 milyon nüfuslu Türkiye’de 20,5 milyon ton buğday olduysa, 84 milyon nüfuslu Türkiye’de yine 20,5 milyon ton buğday oluyorsa nüfus artışıyla üretimin arasındaki uçurum bize yeni yol haritası belirlememizi mecbur kılıyor.
Küresel tarım emtiası %26 arttı.
Önemli ülke faktörü ise Çin.
Çin, yem amaçlı üretimini artırıyor.
Mısır, soya gibi emtialar rekor kırınca Çin buğdaya yöneldi.
Diğer yandan kısıtlamaların kalkıyor olması, talep artışını destekliyor.
Buğday demek un, makarna, irmik gibi temel ihtiyaçlar demektir.
Hayvancılık sektörünün de buğdaya yönelmesi, saman fiyatlarında da artışa neden olacaktır.
Bu da süt ve süt gruplarının fiyatlarında yeni zamlar geleceğine işaret ediyor.
Biz, buğday ihtihalatını dolar üzerinden gerçekleştirdiğimizden hem zamlı fiyatlar karşısında hem de kur artışı karşısında zorlandığımız bir gerçektir.
Buğday ithalatının tonunu şu fiyatlar üzerinden gerçekleştirdik;
2020 Ocak = 225 $ 2021 Ocak = 269 $
2020 Şubat = 232 $ 2021 Şubat = 270 $
2020 Mart = 236 $ 2021 Mart = 286 $
Yani maliyet ve dolar kuru ortada.
Küresel gıda enflasyonu, bu yıl dünyanın en fazla konuşacağı konu başlıkları arasında olacak.
Ondan sebep tarım arazisi sahibi olmanızı, kendi üretiminizi yapmanızı, tarım emtialarına yatırım yapmanızı öneriyorum.
2 yıldır tarım emtiaları noktasında başlattığım farkındalık, bu yıl net bir şekilde anlaşılacaktır.
Enflasyon, kur ve pandemi sürecine bir de kuraklık eklendiğinde sonuç gelişmemiş veya az gelişmiş ülkeler açısından oldukça vahim sonuçlar doğuracaktır.
Hormonlu gıdaları, sentetik et ve tohum tehlikelerine bulaşmadan önce son hamlenin tarım arazisi sahibi olmamız gerektiğini unutmayalım.
Bu konuyla alakalı sayfalarca yazacak şey var ancak biz vakit kaybeden sonuca odaklanmalıyız.
Sonuç
Topraklarımıza sahip çıkalım.
Tarım arazisi sahibi olalım.
Sağlıklı beslenelim.
Mümkün olduğunca doğal beslenelim.
Ambalajlı tüketimi minimum seviyeye çekelim.
Evlatlarımıza ekmeyi, dikmeyi öğretelim.
Paramızı biriktirmek için değil, sağlıklı kaliteli yaşamak ve beslenmel için kullanalım.
Biz yoksak hiçbir şey yok.
Beton, bizden önemli değil.
Neyi tercih edersek öyle yaşayacağız.
Herkes tercihleriyle yaşamak zorunda kalacak.
Sağlıklı günler dilerim…
