bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 64,486.28 1.28%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,153.23 1.52%
bnb
BNB (BNB) $ 604.83 0.47%
solana
Solana (SOL) $ 144.19 0.70%
xrp
XRP (XRP) $ 0.524659 1.06%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.469786 0.84%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.151251 1.65%

DeFi – Buzdağının Altında Neler Var?  – 1

defi buzdaginin altinda neler var 1

Blokzincir ekosisteminin 2020 yılının parlayan yıldızı DeFi, Finansın (şimdilik) temel ürünlerinin tamamıyla aracısız ve merkeziyetsiz bir yapıda işlem göreceği bir protokoller bütünüdür.

Satoshi ile “merkeziyetsizlik” kavramı gündeme geldi. Bitcoin ile aracısız para transferi yapmaya başladık. Blokzincir ile aracıya olan ihtiyacı ortadan kaldıracağımızı gördük. Ethereum ile akıllı kontratların bambaşka uygulama alanlarıyla tanıştık. Paramız artık karar verebilmeye başladı. Akıllı kontratlar bize DAO (merkezi olmayan otonom organizasyonlar) kapısını açtı. Yani helva yapmak için malzemeler ortada hazır; artık helva yapma zamanı geldi. DeFi ile ben bunu anlıyorum.

Bill Gates’in dediği gibi; bankacılığa hep ihtiyaç olacaktır ama bankalara değil. Yani finansal hizmet ve ürünlere ihtiyacımız baki kalacak, hatta çeşitliliği artarak sürecek. Ancak bunları bize sunmak için devasa organizasyonlar kurmaya, binlerce çalışan, bu kişilerin yönetimi, eğitimi, hijyeni, temel ihtiyaçlarının karşılanması, psikolojisi, hastalığı gibi konularla uğraşmaya, yönetim binası, temizliği, güvenliği, işletme giderlerine katlanmaya gerek olmayacak. Kararları ve yönetimleri otonom bir şekilde kodlamalar, protokoller yapacak. Peki, bazen tercihler veya yol ayrımlarıyla karşılaştığımızda ne olacak? Erişime açık olan bu protokollerde genel yapının tercihine göre kararlar alınacak.

Bu açıklamalardan sonra DeFi’yı bir daha tanımlayalım: DeFi; akıllı kontratlarla, merkeziyetsiz ve açık erişilebilir bir yapıda finansal ürünlerin işlem gördüğü bir sistemdir.

Gerçekten Merkeziyetsiz mi?

Ürün ile ürünü sunanı ayıralım ilk önce. Kripto paralar ve blokzincir merkeziyetsiz yapıya sahipler. Ancak bunları sunan kurumlar ise merkezi yapılardır. Kastettiğim kripto para platformlarını kuran ve işleten kurumlar. Bu kurumlar, konvansiyonel bankaların ve aracı kurumların hantal yapılarıyla mukayese ettiğimizde hizmetlerini daha hızlı ve ucuza sunabiliyorlar. Ancak hala merkeziyetsizlikten bahsetmemiz pek doğru olmaz. DeFi ile bu hizmetleri kodlarla protokollere taşıyarak otonom yapılar kuruyoruz. Ve merkeziyetsizlik skalasında daha bir sona yaklaşmış oluyoruz. Ama hala %100 merkeziyetsiz bir yapı diyemiyoruz. Çünkü bu protokolleri de yöneten kişi ve kurumlar var.

DeFi’ın yeni döneminde governance tokenları (yönetim tokenları) görmeye başladık. Bu token sahiplerinin platformun alacağı kararlarda söz hakkı olmaktadır. Bu tür tokenların yaygınlaşması ve protokol üzerinde vereceği kararların çeşitlenmesi ve derinliğinin artmasıyla %100 merkeziyetsiz yapılara ulaşmış olacağız.

Ürünler Neler?

Mevcut konvansiyonel bankacılıkta gördüğümüz her ürünü bulabiliyor muyuz DeFi’da? Henüz hayır.

DeFi’da (yine şimdilik) yaygın bir şekilde borç alma ve verme işlemleriyle kripto türev işlemlerini görüyoruz. Futures ve opsiyonlar var. Kredi işlemlerini aslında birer swap işlemi olarak görebiliriz.

Yüzlerce çeşit dayanak varlık var. Endeks (alt, mid, shit, exchange, dragon) , hash gücü, volatilite futures var. Trump futures bile var.

ADA coin shortlamak mı istiyorsunuz mesela? ADAHedge futures alabilirsiniz.

TL üzerine stable coin olan BiLira’yı bu platformlarda gözümüz arıyor doğal olarak. Ve FTX’te BiLira üzerine futures tanımlandığını görünce mutlu oluyoruz.

Bu platformlarda opsiyonlar da var; ancak genellikle iddaa sitesi gibi, kumar mantığı ile işlem görüyorlar.

Bankacılık ve DeFi Karşılaştırması

Konvansiyonel bankacılıkta gördüğümüz kredi işlemleriyle DeFi’da gördüklerimiz birbirine ne kadar benzemektedir? Bankacılıkta kredi için genel bakış açısı şöyledir: Bankadan kredi alabilmeniz için o krediye aslında ihtiyacınız olmadığına bankacınızı ikna etmeniz gerekir.

DeFi’da çok genellikle açığa kredi işlemi bulamıyoruz (şimdilik). Yani kredi almak için o tutarın 1,5 – 2 katı kadar teminat yatırmanız gerekmektedir. Cümleyi şu şekilde kurunca anlamsız gelebilir: “100 $ kredi almak için 150 $ teminat yatırmalısın”. Ancak işlemler aslında şu kapıya çıkıyor: “Elinizde 150 dolar değerinde bir kripto para var (Ethereum olsun örneğin), şu an kaynağa ihtiyacınız var ve ETH fiyatlarının artacağını düşündüğünüz için satmak istemiyorsunuz. Böyle bir durumda 150 dolarlık ETH’unuzu platforma kilitleyip karşılığında 100 dolarlık mesela Tether borç alıyorsunuz. Sonra da bu tetherleri USD’ye dönüp sistemden paranızı alıyorsunuz.

Burada likidite yani kaynak bulmak önemli bir husus. Sisteme yani havuza kaynak sunanlar bunu hangi amaçla yapmaktadırlar? Tabi ki faiz kazanmak amacıyla. Elinizde kripto paranız olup da boş yere tutacağınıza havuza sunuyorsunuz ve faiz kazanmaya başlıyorsunuz.

Paramızı ne kadar tutarsak faiz kazanabiliriz sorusunun cevabı da ilginç. Cevap 15 saniye. Yani her bir ETH blok üretimi esnasında sizin de havuza aktardığınız, likidite sunduğunuz kripto varlıklarınız nemalanacak.

Kazanacağımız faizi beraber hesaplayalım:

Havuza 1.000 dolarlık kripto varlık aktaralım ve faiz oranı %6 olsun.

Bir yılda kazanacağımız faiz 60 dolar olacaktır.

Bir günde 0,16 dolar yani 16 cent.

Bir saatte 0,7 cent

Bir dakikada 0,011 cent

15 saniyede ise 0,003 cent (yani 0, 00003 dolar).

Böyle hesaplayınca çok az gözüküyor, değil mi? Ne kadar ekmek, o kadar köfte.

Faiz oranlarını kim belirliyor sorusunun cevabı kodlar. Unutmayın; merkeziyetsiz yapılardan bahsediyoruz. Kodlar havuzdaki likidite durumuna yani borç verenlerin yoğunluğu ile borç alanların yoğunluğuna bakarak belli algoritmalarla faiz oranlarını tespit ediyor. Güzel olan konu şu; isterseniz faiz oranlarının tespit edilme algoritmasını girip inceliyor ve öğreniyorsunuz. Yetmedi; bu algoritmanın değişmesini önerebiliyorsunuz da. Sahip olduğunuz yönetim tokenları belli şartlarla size değişiklik önerisi yapma imkânı vermektedir. Ve yaptığınız öneriyi kim kabul edecek? Yine sizler, yani yönetim tokenı bulunduran kişiler. Hatta Compound geçtiğimiz hafta topluluktan gelen bir öneriyi dikkate alarak oylama yaptı ve borç alan ve verenlere sistem tarafından dağıtılan token mekanizmasında değişikliğe gitti. Öncesinde borç alanların ödediği faiz tutarı, borç verenlerin kazandığı faiz tutarlarına kıstelyevm oranında COMP token dağıtımı yaparken şimdi sisteme sağladıkları likidite ve kullanılan kredi tutarına göre dağıtım yapılıyor. Zira likidite sağlayıcılar bu nedenle çok yüksek tutarda faiz kazandıran havuzları tercih edebiliyordu. Gelinen noktada sistemin daha adil bir dağılıma sahip olduğu söylenebilir. Alınan kararın da topluluktan geliyor olması demokratik karar alma süreçlerine güzel bir örnek teşkil ediyor. Yazımızın devam eden bölümlerinde COMP token dağıtım miktarlarına ayrıca değiniyor olacağız.

Şimdiye kadar her şey gayet güzel. Bu kadar güzel bir ortamda hiç mi yanlış gidebilecek bir şeyler yok? Bir sonraki yazımızda işte tamamen bunlara parmak basacağız : DeFi’ın riskleri, gelişim alanlarını ve yeni uygulama alanlarını konuşacağız.

Not : Bu yazı dizisini hazırlamamda katkıları olan eşim Dr. Vedat Güven’e sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Ebru Güven

Ebru Güven, Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel bankacılık kariyerine 1997 yılında başlamış ve 2018 Mayıs ayına kadar Türkiye'nin saygın bankalarında, ağırlıklı kurumsal bankacılık olmak üzere genel müdürlük ve şubelerde çeşitli görevlerde bulunmuştur.
https://www.btchaber.com

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala