Decentral Olmak ya da Olmamak: İşte Bütün Mesele Burada

önce yayınlandı

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Gayri merkezi olmak ya da yok olmak; işte bütün meselemiz bu. Şekspir’in Hamlet eserinde söylenen meşhur, “olmak ya da olmamak; işte bütün mesele bu” cümlesini günümüz dünyasının en mühim sorununa uyarladım bu haftaki yazımda. Çünkü bizler de, yedi küsur milyar insan olarak, var olmakla olmamak sınırında bir yerlerde geziniyoruz. Merkezi olarak para yaratma tekelini elinde bulunduran bir çetenin ve onların kontrolündeki 7000 kişinin eline varoluşumuzu teslim etmiş bir haldeyiz.

Çağımızı tanımlayan mücadele, ne sınıfsal ne de siyasal bir mücadele, tamamen merkez ile gayri merkez arasında geçen bir çatışma. Şu anda ufak tefek muharebeler oluyor, tüm savaşı kavramak için daha yukarıdan, bulutlar seviyesinden bakmak lazım… Komünizm, faşizm, sosyalizm, kapitalizm…. Bunlar artık eskide kaldı. Nasıl ki artık internet var, televizyon yayını eski kaldı, nasıl ki cep telefonları var, eskiden her şehirde bir iki tane olan radyo istasyonları anlamını yitirdi, işte artık olaylar epey farklı seyredecek. Eskiden, 1960’larda ve 70’lerde, dünyada bir ordu darbe yapmak istediğinde ilk gidecekleri yer merkezi radyo istasyonu olurdu. Tanklarla ilk orası basılırdı.

Problem nedir?

Eskiden start-up ve yazılım geliştirme işlerindeyken çoğunlukla benden çok genç arkadaşlarla şu şekilde çalışırdık: Bir iş üzerinde ekipçe uğraşıyorken, birisi çıkıp zorlu bir sorunu işaret ederdi….O zaman şöyle derdim:  “Sorunu gören, ilk tespit eden onu çözmeye de en yakın kişidir.” Hepimiz ona yardım ederdik ama sorunu ilk kim ifade ettiyse, sonunda yine o çözecek demekti. Zamanla bu şirketimizde kural oldu. Şimdi ben de şimdi bu eski kuralımıza uyuyorum, gördüğüm bir büyük sorun var, ve o sorunu dile getireceğim, çözmeye en yakın kişi olup olmadığımı Allah bilir ama bu sorunu çözmek için çok sıkı bir ekip çalışması lazım. Özetle, şimdi bunları yazmak zorundayım, bu benim omuzlarımda olan sorumluluğum. Görüyorsam o mesele benim sorumluluğumdadır.

Problem: Dünyadaki merkezi para sistemi çöküyor. Merkez bankalarının dijital para yapmaları ile bu çöküş durulmayacak, aksine daha da hızlanacak. Biz insanlar, çökmekte olan merkezi sistemin yerine, daha sağlam, çökmeyecek gayri merkezi yeni bir sistem koymalıyız.

Sorunu biraz daha açarak ifade edeyim:

Merkezileşme, merkezi bürokrasiler, tekeller, oligopoliler (çoklu tekeller) hayatın içinden tüm yaşam enerjimizi emen, özgürlüklerimizi kısıtlayan, özgür düşünmeyi yasaklayan, bağımsız hareket etmeye engeller getiren türlü hiyerarşik yapılar olarak ortaya çıkıyor. Hemen hemen tüm dünya şimdi bu durumda…

Eğer müdahale edilmezse, bu işin gideceği yer, her şeyin sahibi olan küçük bir elit azınlık ve karşısında hiçbir hakkı, malı mülkü, yaratıcı sermayesi vb. olmayan, ama trilyonlarca kümülatif borcu olan milyarlarca insanın kalması olacak. Ve bu duruma neden olan, merkezdeki ahlaksız güruh elini kolunu sallayarak gezecek ve tüm bu gelişmeleri edepsizce izleyecek. Orta ve küçük boyda şirketler, ailelerin işlettiği dükkanlar, esnaf lokantaları, mahalle arası işletmeler ve saire hepsi ama hepsi global olarak kaybolacak. Covid de işin bahanesi olarak hazır zaten.  Halbuki şu anda yaşanan finansal  sorunların onlarca yıllık geçmişi var ama kime anlatabiliriz? Kitleler tamamen hipnotize edilmiş ve bir “sosyal-medya” dünyası içinde o yalandan bu yalana savrulma halindeler.

Tüm internet içeriği şüpheli. Sosyal mecralar tekel olmuşlar, merkezin denetimindeler veya onlar kendileri merkeze geçme derdindeler. Facebook ile bağlan seçeneği ile elimizle tüm haklarımızı teslim ediyoruz. Google’da da tüm hayatımızın izleme hakları var: Nereye gidiyoruz, kiminle ne konuştuk, nerede kaç saat kaldık, bu ve bir dünya daha veriyi elimizle teslim ettik, ediyoruz. Şu anda Sovyetler Birliği ile özdeşleşmiş olan kontrol devletini, hatta 1984 romanını tüm dünya olarak yaşıyoruz. Bunu bize yaşatan merkezi güçler tüm iletişimimizi izliyor ve kaydediyor.

Peki “gayri merkezi” nedir, o nasıl olunacak?

Başlangıçta merkez karşıtı olsak da aslında ideali gayri merkezi olabilmek… Gayri merkezi olabilmemizin yolu nereden geçiyor? Oraya giden yolda, 1) kooperatiflere bakmamız lazım, 2) rekabetçi ama aynı zamanda mutabakatı yani consensus’u arayan yeni sistemler kurgulamamız lazım. Eskiden kooperatiflerin sorun yaratan tarafları vardı ve bu nedenle çok kötü bir isim yapmışlardı: Kooperatiflerin merkezine toplanan gücün, sonra bu merkezdeki yöneticilerce kötüye kullanıldığı görülmüştü. Kooperatiflerin kötü ismi olması biraz bundan, ama bundan daha da çok merkezin propagandasından dolayı.

Gayri merkezi olmanın dinamikleri yazılım kökenli sistemlerden alınabilir. Zaten blokzinciri sistemleri tamamen gayri merkezi ve tamamen açık kaynak. Herşey şeffaf ve izlemek, okumak, anlamak serbest. Bu yeni gayri merkezi yönetişim sistemlerini kullanarak, ekonomik ve sivil idari haklarımız geri almalıyız. Bireylerin oluşturacağı yardımlaşma temelli, kooperasyon temelli temiz kurumları inşa etmemiz lazım. Blokzinciri teknolojisi de bize öğretmen olacak, şu anda tüm gücümüz ve haklarımız merkezi yapılarca gasp edilmiş durumda.

İnternetin gelişimini ben en başından bu noktaya kadar yaşadım. Sonuna gelmedik daha tabii, ama bu noktaya kadar olanların baştan beri hep içinde oldum: İnternetin gelişme evrelerinde bugüne çok benzer şeyler yaşadık. İlk günlerde derdimiz başkaydı, internet ağını yaygınlaştırmak ilk hedefti. Bu evrede ise, merkezi yapıların denetimine girmiş olan milyarlarca insan değerindeki haklarımızı geri alma savaşındayız.

İnternet kullanınca otomatik olarak gayri merkezi olunmuyor!

İşte şu anda bunun dersini alıyoruz topluca: İnternetin kendisi, merkezi güçleri tersine çevirip, her şeyi gayri merkezi yapma çabamıza yetmiyor. Topoloji olarak, yani matematiksel olarak internetin yapısı gayri merkezi oluşumlara daha uygun aslında. Demek ki, interneti merkezi bir gücün kontrolünde tutmak için ekstra çaba ve kaynak koymanız lazım. Suyu yukarıya akıtmak gibi bir şey bu. İşte, gayri merkezi sistemlerin uzun vadede başarılı olup, merkezi güçleri yeneceğine olan inancımın kaynağı, internet altyapısının sahip olduğu bu topolojik avantajdır. Suyun akış yönü ile bizim akacağımız yön aynıdır.

Merkezi yapılar, internetin tasarım olarak gayri merkezi olan yapısına karşı iki tane geçici destek yapısına sahipler. Bunlardan birincisi kimliklerimizin merkez kontrolünde olması; hani, uygulamalara ilk defa kayıt olurken karşımıza çıkan “Facebook ile bağlan”, “Google ile bağlan” tuşu var ya, ondan bahsediyorum. İnternetin doğal yapısına ve yerçekimine karşı çalışan ikinci destek yapısı ise ödeme sistemlerinin merkezi yapıda olması. Yani, internet üzerinde para kazanma işinin şu anda sadece bankalar üzerinden yapılıyor olması. Bizim bu iki geçici destek yapısını da yıkmamız, akışları değiştirmemiz lazım.

Sonuçta bu iki geçici durum, bugün internetin bizlere, yedi milyar insana değil de, merkezdeki yedi bin kişiye çalışıyor olmasına sebep oluyor. Kriptoparaların ve blokzincirinin getirdiği inovasyon ile bu zincirleri kıracağız. Hem kimliğimizi kendi elimize ve kendi kontrolümüze alacağız hem de ödeme sistemlerini merkezi yapıdan çıkartacağız. Ancak ve ancak biz bu ikisini başarabildiğimiz zaman, İnternet, merkezi kuvvetlere değil bizlere, yedi milyar insana çalışıyor olacak.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Bitcoin’de yatırımcılar kâr almaya daha az istekli

Bitcoin son bir ayda yüzde 40 değer kazanırken yeni zirveler kaydetti. Kripto para piyasalarında ralli devam ederken analistler trader’ların davranışları üzerinden bir sonraki adımı öngörmeye çalışıyor. verilere göre yatırımcılar, BTC fiyatının zirve yaptığı geçmiş dönemlere kıyasla daha az kâr alıyor. Veri takipçisi Glassnode, 12 Kasım tarihli raporunda kâr elde etme oranlarının geçmiş zirve seviyelerine kıyasla ...

Bağlantıyı kopyala