2019 yılının 25 Ekim cuma akşamına 7.200 dolarlık bir birim fiyatla giren Bitcoin, gelen olağanüstü alım emirleriyle bir anda ciddi bir çıkışa geçerek 26 ekim cumartesi sabaha karşı 10 bin doların üzerine çıktı. Yaklaşık 12 saatlik zaman dilimi içinde %40’a yaklaşan ve 11 yıllık Bitcoin tarihinin en yüksek sıçramalarından biri olan bu olağanüstü rallinin nedeni ilk saatlerde pek anlaşılamadı ama sabaha karşı dünyanın Doğu Yakası’ndan yapılan sosyal medya paylaşımları sonrası olay yavaş yavaş gün ışığına çıkmaya başladı; O gün Çin Komünist Partisi Ulusal Kongresi’nde açılış konuşmasını yapan Devlet Başkanı Xi Jingping’in, konuşmasında eğitimden başlayarak ekonominin her alanında Blokzincir teknolojilerinin kullanımına ilişkin ülke çapında bir seferberlik başlattıklarını duyurması ve hemen ardından Parti yayın organı Halkın Günlüğü gazetesinin “Blockchain” manşetiyle çıkması, adeta “gollük pas” olmuş kriptopara piyasalarına.
Tabii Bitcoin, ertesi gün her zamanki oynaklığıyla söz konusu yükselişin yarısını geri verdi ama Çin devleti o günden bugüne Blokzincir alanında çok önemli ilerlemeler kaydetti. O günü milat kabul ederek oluşturulan stratejiler çerçevesinde, kamu ve özel kurumlardaki kilit personele verilen özel eğitimlerden devlet televizyonlarından sürekli yayınlanan temel eğitim porgramlarına uzanan yelpazede geniş bir kitleye ulaştı Blokzincir bilinci. Ve bu kitlesel bilincin sonucunda geliştirilen Blokzincir Hizmet Ağı (BSN), bugün itibarıyla yaklaşık 2 bini Blokzincir yazılım geliştiricisi olmak üzere 6 bini aşkın girişimcinin katılımıyla ülkenin 4 şehrinde test edilmekte ve bu test sürecinde onbinlerce kişinin kullanım pratikleri üzerinden geri bildirimleri alınarak ağın iyileştirmeleri yapılmakta. 2021 yılında test kapsamı ülke çapında genişletilecek BSN’nin başlıca uygulaması, Çin Merkez Bankası tarafından geliştirilen ülkenin dijital para birimi olarak kullanılmaya başlanacak Dijital Yuan. Ancak ağ üzerinde finansal çözümlerin yanısıra kurumsal iş çözümlerinden Blokzincir temelli akıllı şehir uygulamalarına dek çok sayıda ticari ve toplumsal uygulama da test ediliyor.
2019 yılı sonu itibarıyla dünyadaki 4.500’e yakın Blokzincir patent başvurusunun yarısına sahip olan Çinli girişimcilerin de desteğiyle giderek bir finans ve iş çözümleri ekosistemine dönüşecek Çin Blokzincir Hizmet Ağı, bu sayede dünyanın doğu yakasındaki komşulardan başlayarak çok sayıda ülkeyle ticari işbirliği potansiyeli taşıyor. Özellikle pandemi sonrası ekonomik olarak zora düşmekte olan ülkelere BSN üzerinden Dijital Yuan bazlı kredi imkanları yaratılarak sunulabilecek projeler, Çinli girişimcilerin ticaret alanını da geniş bir coğrafyaya yaygınlaştırabilecek. Örneklersek, Huawei, ZTE gibi firmaların telekom, Lenovo ve Xiaomi firmalarının bilgisayar, akıllı telefon ve hatta akıllı beyaz eşya gibi internet nesneleri, Tencent, ByteDance gibi firmaların ise yapay zeka temelli iş çözümleri Çin Blokzincir Hizmet Ağı üzerinden Dijital Yuan bazında kredilendirilip isteyen her ülkedeki firmanın hizmetine sunulabilecek.
Çin devletinin hayali, bu cazip kredi karşılığında kimi ülkelerin kendi dijital paralarını geliştirip BSN’ye entegre olması ve bu sayede Çin’in finansal gücünün giderek küreselleşerek yuan üzerinden ABD dolarının küresel para birimi ile rekabete girmesi.
Kuşkusuz ilk bakışta “kusursuz plan” gibi görünen bu senaryonun handikaplı yanları da var; Bugüne kadar kullanıma sundukları hemen her ağ temelli uygulamanın bünyesinde toplanan tüm bilgileri yasal olarak kendi devletine aktarmakla suçlanan ve bu bağlamda kişisel ve kurumsal mahremiyet ihlalleri yaptıkları iddia edilen Çinli firmaların bu kötü sicilleriyle, ne BSN ağı üzerinden açılacak dijital para cüzdanlarının ne de veri tabanlarının kullanımı yaygınlaştırılabilir. İşte tam da bu nedenle Çin Merkez Bankası’ndan sıklıkla “Çin Blokzincir Hizmet Ağı’nın istisnai durumlar ve suçlar haricinde bireylerin ve kurumların mahremiyetlerinin korunacağına” ilişkin açıklamalar geliyor. Bunun yanısıra bir başka sorun da, Çin’in BSNsi üzerinden Çinli firmalarla ticaret ve iş yapacak ülkelerin bu ilişkiyi hangi temelde kuracakları. Bu noktada Çin’in, diğer ülkelerin kuracakları benzeri (ama ulusal) Blokchain Hizmet Ağlarının kendi BSN’sine entegrasyonu ve yönetişiminde diğer ülkelere nasıl yaklaşacağı önemli. Eğer bu yaklaşım eşitlik ve hakkaniyete dayanmaz ve BSN, Çin hegemonyasında bir ağ olmayı sürdürürse, başta Şangay Beşlisi ittifakındaki ülkeler olmak üzere diğer ülkelerin çoğundan beklediği nitelikte bir ittifak göremez. Aslında tüm bunların ötesinde, Çin’in bu Blokzincir hamlesinin sadece ülke dışı benimsenme oranını değil ülke içi benimsenme oranını da düşünmek gerekli. Özellikle bireysel kullanımda vatandaşların Dijital Yuan cüzdanlarından yapılacak her harcamanın devlet tarafından gözetim altında olmasına, ekonominin yanısıra düşünce olarak da giderek liberalleşme sürecine giren Çinli vatandaşların (özellikle üst ve orta gelir grubu) nasıl yaklaşacağı da ayrı bir sorun. Kuşkusuz Çin devleti, kriptopara girişimcileri misali, belki yapacağı bir Dijital Yuan Airdrop (cüzdana hediye Dijital Yuan yükleme) kampanyasıyla ilk aşamada geniş kitlelerce benimsenebilir ama Blokzincirin her türlü yönetişimi (siz tam tersini yapma niyetinde olsanız bile) doğallıkla merkezsizleştirecek karakteri, uzun vadede Çin’in gitmek istediği istikamete ters düşebilir. Bu noktada, Çin Merkez Bankası’nın dijital yuanını halka doğrudan mı yoksa bankalar aracılığıyla mı sunacağı ve ülkedeki bankacılık sisteminin BSN’ye göre nasıl yapılandırılacağı da, yine üzerinden kafa yorulması gereken bir husus.
Sözün özü, Çin’in küresel finans işleyişinde ABD ile rekabet etme iddiasıyla başladığı Blokzincir yolculuğu, önündeki her türlü engele rağmen, ülkenin bu iddiasına hizmet edecek güçte ama uzun yolculukların yolcuyu değiştirme potansiyeli de gözden ırak tutulmamalı.
Yazıyı geçen yıl bugünlerde sosyal medyada paylaştığım şu cümleyle noktalayalım: “Çin Hükümetinin bu strateji değişikliğinin ve Blockchain odağının ne kadar önemli olduğunu ancak birkaç yıl sonra geriye dönüp bugünlere baktığımızda anlayabileceğiz.”