bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 64,290.23 0.31%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,142.41 0.21%
bnb
BNB (BNB) $ 610.77 0.95%
solana
Solana (SOL) $ 143.63 2.12%
xrp
XRP (XRP) $ 0.530385 0.77%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.47712 0.62%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.15092 0.30%

Blokzincir: Dünyayı Kurtaracak Süper Kahraman (mı?)!

blokzincir dunyayi kurtaracak super kahraman mi

Demokratik ve adil yönetim modellerini teşvik edici bir teknoloji olarak görülen Blokzincir’in gerçekten bu “yıkıcı yenilik” dediğimiz süper gücünü ne zaman görebileceğiz, daha doğrusu görebilecek miyiz?

Bitcoin maximalizminin dayandığı felsefi söylemlere bir noktaya kadar katılmakla birlikte şunu da sorgulamak gerekiyor: bu teknoloji ileride toplumları, düşünce yapılarını evrimleştirecek mekanizmaları gerçekten barındırıyor mu? Para transferinde aracıyı ortadan kaldıran bir kurgu (yeni teknoloji denmemesi gerektiğini savunuyorum, zira Satoshi’den önce de blokzinciri oluşturan bileşenler zaten biliniyor ve çeşitli alanlarda uygulanıyordu, Satoshi bir aranjör gibi bunları en doğru bir şekilde bir araya getirme becerisini gösterebilen ilk kişi oldu) nasıl olacak da sınırları yok edecek, insanları birleştirecek, yozlaşmış siyasete şeffaflık getirecek, adil gelir dağılımını ve refahı sağlayarak dünyayı daha güzel bir yer haline getirecek?

Öncelikle şunu eklemek gerekiyor; evet, blokzincir sadece aracısız elektronik nakit transferi olarak kurgulandığı şekli ile kalsaydı, henüz deneysel aşamada da olsa bugün bu kadar kullanım alanını herhalde göremezdik. Ancak 2015 yılında akıllı kontratların blokzincir üzerine uygulanabilmesi sayesinde “aracısızlık” mevhumu sadece kişiden kişiye nakit transferinde değil, artık her türlü değerin programlanarak, kodlanarak şarta bağlı olarak transferinin yapılmasında da mümkün hale geldi.

Bankalar mı, Bankacılık mı?

Bunun üzerine bu teknolojinin yıkıcı gücü altında ilk ezilecek dediğimiz, sektör olmasa bile şirketler olan bankalar, kendilerine yaklaşmakta olan bu cisme karşı en iyi savunma silahını seçtiler – onu adapte ederek uyumlanmaya çalıştılar. Böylelikle blokzincirin dağıtık kayıt teknolojisi (DLT) kısmına odaklanarak ticaretin finansmanı, uluslararası para transferleri (ki burada kriptoparaları kastetmiyoruz – Swift gibi, merkezi ve gecikmelere neden olabilen, sürtünme yaratan, yüksek maliyetli para transferi iletişim protokolü olan yapılar yerine DLT üzerinden ağdaki bankalarda eşanlı kayıt oluşturabilen alternatif mesajlaşma altyapılarını kastediyoruz – Corda, Ripple, IIN gibi), kurumsal kredi dokümantasyonu, KYC konsorsiyumları gibi henüz yaygın kullanıma geçemeyen pilot düzeyde çalışmalar yapmaya başladılar. Bunu biraz “dijital dönüşüm” kisvesi altında sadece müşteri kanalını (iletişim, satış, pazarlama vb…) “dijitalleştiren”, ancak asıl transformasyonun tüm “core business”in, yani sadece ürün değil, iş modelinin topyekün dijital olarak tasarlanması, yeniden inşası gerekliliğini görmezden gelen sözüm ona “çağı yakalayan” şirketlere benzetiyorum. Bankalar süreçlerini, ürünlerini – kısaca kendilerini tamamen dijital hale getiremedikten sonra bu çabalar sadece geleneksel yapının sonunu bir süre daha ertelemeye yarar, o kadar!

Hayatta kalmak için teknolojiyi kendisine değil, kendisini teknolojiye adapte etmesi gerçeğini kavrayan yapılar ise çığır açıcı kararlar alıyor. İsviçre,  Almanya ve Singapur bu konuya en inovatif yaklaşan ülkeler.

İsviçre’nin Bankacılık ve Finans otoritesi Finma kripto para şirketlerine bankacılık faaliyeti lisansı verirken, yakın zamanda bir kurumsal bankaya da dijital varlık saklama, arzına aracılık etme ve işlem yapma izni verdi. Böylelikle geleneksel kurumsal bankacılık altyapısında kriptoparalar ile, menkulleştirilemeyen varlıkların dijital hale getirilerek alım satımına imkan sağladı. Benzer bir lisans uygulaması da geçtiğimiz aylarda Alman BDDK’sı BaFin’den gelmiş, bankalara dijital varlık saklama ve işlem yapmaya yönelik lisans uygulamasına başlamıştı.

Bu alanda en kapsayıcı ve yaygın uygulamaları ise Singapur sağlıyor. Merkezi finans otoritesi MAS aracılığı ile, sadece ülkedeki bankalar arası para transferlerinin değil, aynı zamanda dijital varlıkların takas işlemleri, ticaretin finansmanı, şartlı havalelerin de 7/24 yapılacağı bir sistem olan Ubin projesi geliştiriliyor.

 Adaptasyon Nasıl Olacak?

Bunlar kulağa iyi, hoş geliyor ancak halen sokaktaki insanın günlük hayatında ne kadar rol oynuyor bu uygulamalar? Dünyadaki en “nakitsiz toplum” olan Çin’de bile tabana kadar inmiş bir blokzincir uygulaması görmüyoruz. Ancak ülkede en çok kullanılan uygulamaların geliştiricisi olan Tencent, yakın zamanda bir blokzincir konsorsiyum çalışmasına başladı, ayrıca blokzincirin de içinde bulunduğu gelişmekte olan teknolojilere önümüzdeki 5 yıl içinde 70 Milyar USD harcama yapacağını duyurdu. Amaçlanan kurumsal düzeyde kalan uygulamaların tabana yayılması ve insanlar tarafından benimsenmesi. Hangi yolla bu başarılacak, ilerleyen dönemlerde göreceğiz.

Peki Blokzincir denildiğinde şeffaflık, demokratik karar alma, anonimlik, kişisel verilerin yönetiminin veri sahibinde olduğu uygulamalar, merkeziyetsizlik ilk akla gelen kavramlar…  bir tarafta da ÇİN. Yan yana geldiğinde bir şeyler pek yerine oturmuyor, değil mi? O halde bu bahsettiğimiz, dünyayı değiştirecek olan blokzincir uygulamaları buradan mı çıkacak? Hiç zannetmiyorum. Bu, benim gözümde en az blokzincir üzerinden şeffaf ve güvenilir bir seçimin Kuzey Kore’de yapılması fikri kadar ikna edici.

Sonuç olarak ne olacak da bu teknoloji tabana yaygın, geniş kitlelerce adapte edilmiş bir kullanım alanı haline gelecek? Her gün karşımıza çıkan, ve halen son kullanıcıya kadar ulaşmış örnekleri belki bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olan Tedarik Zinciri çözümleri ile mi? Merkeziyetsiz Finans dediğimiz, karmaşık cüzdan yapıları, kompleks kaldıraçlı ürünler,  sofistike finansman kurguları üzerine oturtulmuş ancak sığ işlem hacimleri veya kurguda yapılan yapısal hatalar nedeniyle manipülasyona açık borçlanma platformları ile mi? Covid-19 nedeniyle daha bir önem kazanan sağlık ve hasta verilerinin blokzincir üzerinden takibiyle mi? Yoksa aşı ve ilaç geliştirmeleri ile ilgili yapılacak çalışmaların izlenebileceği global bir platform sayesinde mi olacak? Bu soruların yanıtları halen belirsiz.

Belirli Olan Tek Bir Şey Var:

 Bu teknolojinin sokaktaki insana kadar inebilmesi için mutlaka bir ihtiyacına cevap veriyor olması gerekiyor.

Bu güvenlik olabilir, finansal özgürlük olabilir, kaynaklara eşit erişim hakkı, yerel yönetimde söz hakkı vs…olabilir.

Bunu yapabilmesi için de çözümün pratik, uygun maliyetli, hızlı, yalın, kolay anlaşılır, kolay ulaşılır ve kullanıcı dostu olması gerekiyor. 90’larda internete bağlanmak ve web’e girip dolaşmak ayrı bir iş idi. Ama günümüzde hayatımızın akışına kaynamış olan bir durum artık.

Uçtan uca topyekün çözümlerin sunulabilmesi için tüm paydaşların asgari seviyede teknoloji yatkınlığına sahip olması, aynı dili konuşabiliyor olması, hızlı, güvenli bir ağ mekanizmasının oluşmuş olması, en önemlisi de internete erişim probleminin olmaması gerekiyor.

Sonuç olarak geliştirilen yüzlerce farklı projeye ait ağların, platformların birlikte çalışabilirliği, ölçeklenmesi, güvenliğinin sağlanması gibi teknolojik geliştirmelerin yanında eğitim, farkındalık ve dijital araçlara ulaşım imkanlarının da sağlanması bu gelişime öncü olacaktır.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Ebru Güven

Ebru Güven, Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel bankacılık kariyerine 1997 yılında başlamış ve 2018 Mayıs ayına kadar Türkiye'nin saygın bankalarında, ağırlıklı kurumsal bankacılık olmak üzere genel müdürlük ve şubelerde çeşitli görevlerde bulunmuştur.
https://www.btchaber.com





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala