Dogecoin kurucularından Avustralyalı Jackson Palmer, Temmuz ayı sonunda Bitcoin ve tüm kriptoparaları yerden yere vurmuştu. Halen Adobe’de Ürün Geliştirme, Büyüme ve Veri Bilimi Direktörü olarak çalışan Palmer, Twitter’dan yaptığı açıklamada kriptoparaları “sağcı ve kapitalist” olmakla suçlamıştı.
Palmer şu ifadeleri kullanmıştı:
Kriptoparaların, öncelikle vergiden kaçınma, azaltılmış düzenleyici gözetim ve yapay olarak uygulanan kıtlığın bir kombinasyonu yoluyla doğası gereği sağcı, hiper-kapitalist bir teknoloji olduğuna inanıyorum.
Heyhat! Bu açıklamanın üzerinden doğru dürüst 1 ay bile geçmeden dünya üzerinde yaşayan belki de son sosyalist devlet yani Küba, Bitcoini ödemelerde kullanmaya hazırlandığını açıkladı.
Hükümetin yayınladığı karara göre Küba, kriptoparaların ödemelerde kullanılmasını tanıyacak ve buna ilişkin düzenlemeler yapacak. Küba Merkez Bankası hangi kripto paraların tanınacağı ve Küba’da hangi hizmetler için nasıl lisans alacaklarına dair kuralları belirleyecek.
Demek ki neymiş? Dogecoin kurucusu ve kendilerini ‘sosyal demokrat’ diye tanıtan bazılarının iddia ettiği gibi Bitcoin sağcı, kapitalist filan değilmiş.
Bitcoin’in kurucusu Satoshi Nakamoto zaten sağcı-solcu, beyaz-siyah, hristiyan-müslüman vs tüm ideolojik, ırksal, kültürel, dini vb etkilerden uzak kalmak ve projeyi de uzak tutmak için kimliğini hiçbir zaman açıklamadı. Çünkü kimliğini açıklasa Bitcoin Satoshi’nin kişisel özellikleri ile özdeş tutulabilirdi.
Tüm kriptopara camiası belki 100 milyondan fazla çeşitli din, dil, ırk, milliyet ve cinsiyete mensup insandan oluşuyor. Kriptopara kullanmak için herhangi bir sınırlama yok. Bitcoin bir yazılım. Bitcoin kodlarında ‘solcular alamaz ya da sağcılar işlem yapamaz’ diye komutlar doğal olarak bulunmuyor.
Peki Bitcoini kim kullanıyor? Tabi ki ihtiyacı olanlar: Trump döneminde Küba’ya karşı ambargonun sıkılaştırılması sonrasında ülkede kriptoparaların popülerliği artmıştı. Küba da Bitcoin sağcı mı solcu mu diye bakmamış. İşe yarar mı diye bakmış. Gayet faydalı bulduğu için de devlet düzeyinde resmi olarak konuyu ele almış. Tıpkı Küba’ya göre çok daha sağ bir idare olarak olarak tanımlanabilecek El Salvador gibi. Örneğin İran bir ‘İslam Cumhuriyeti”. Onlar da zamanla faydalarını anlayınca dış ticarette kullanmak üzere devlet gözetiminde Bitcoin madenciliği yapmaya başladı. Kapitalizmin ilk doğduğu ülkelerden Fransa’da milletvekilleri “merkez bankası Bitcoin alsın” diye imza kampanyası başlattı.
Yani, Bitcoinin sağcılıkla solculukla vs bir işi yok. Din, dil, ırk, ideoloji, cinsiyet vs ayrımı olmaksızın enflasyona karşı kendisini korumak isteyen, ambargolara karşı çare arayan ve yeni bir teknolojiye erken yatırım yapmak isteyen herkes Bitcoine ve kriptoparalara özgürce geçebilir.
