bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 64,051.16 3.98%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,129.84 4.70%
bnb
BNB (BNB) $ 610.13 0.44%
solana
Solana (SOL) $ 145.95 8.36%
xrp
XRP (XRP) $ 0.521164 4.39%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.472398 5.13%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.150604 7.37%

Bitcoin’in Kiri

Bitcoin Kir

Türkçemizde bir atasözü var: “Para dediğin elinin kiri”. Paranın çok kıymet verilecek bir şey olmadığını, paranın yıkanan elin kiri gibi akıp gideceğini anlatıyor. Kültürümüzü yansıtan her atasözü gibi bu sözde, aslında bizim tasarrufa ve sermaye birikimine olan bakışımızı gayet iyi ifade ediyor. Para, bizde rahat yaşamak için bir araç ve biriktirilip sonraki jenerasyonlara aktarılmasını çok da önemsemiyoruz.

Bugünkü yazımızın konusu olan kriptoparaların kiri ise oldukça farklı. Bir kriptoparanın kirlenmiş olması, onun suç içeren bir faaliyetin karşılığı olarak alındığı, yani karardığı anlamına geliyor. Kriptoparalar yaygın kanının aksine nakit paradan çok daha iyi takip edilebilen varlıklar. Hatta kriptoparaların dünya çapında, toplumların harcamalarını takip etmek için geliştirildiğini öne süren bir çok uzman var. Çalınmış, bozuk bir buçuk TL ile bir ekmek alındığında bakkalın suç ile herhangi bir ilişkisi olmuyor. Hırsıza ekmek satıyor, ürününün hukuken ve ahlaken hak ettiği karşılığını alıyor ve hayatına devam ediyor. Bu işlem kriptopara ile yapıldığında ise fırıncı da hırsızın işbirlikçisi olarak kayıt altına giriyor ve fırıncıya geçmiş olan bu para kirli olarak nitelendiriliyor.

Bir paranın aynı değerde bir başka para ile takas edilebilmesine ikame edilebilirlik (fungibility) deniyor. Bunun için paranın üzerinde herhangi bir işaret ve seri numarası olmaması, ayrıca da takası ve kökeni ile ilgili bir kayıt olmaması gerekiyor. Bozuk paralar ve çeyrek altın buna en uygun örnek. Kriptoparalarda ise ilk ortaya çıkış noktasını ve el değiştirmeleri takip ettiğinizde kimin kimler ile ne kadarlık işlem yaptığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. BTC, ETH gibi sistemlerde hesaplar kısmen anonim (pseudo-anonymous) olsa da borsalar, Facebook, Google ve Apple gibi kaynaklardan meta-veri alarak hesap sahipleri rahatlıkla belirlenebiliyor.

Kriptopara ağlarının takibi on milyarlarca dolarlık bir iş koluna dönüşmüş durumda. Bu konuda dünya lideri konumundaki Chainanalysis son aldığı yatırım ile milyar dolar değerin üzerine ulaştı. Chainanalysis, Elliptic ve CypherTrace gibi diğer blokzincir takip yazılımları iki temel hizmet sağlıyorlar. Hesap takibi ve işlem takibi. Birincisinde Bitcoin başta olmak üzere bir kriptoparanın hesabına bir risk skoru ve risk kategorisi atanıyor. Para aklama, kripto para hırsızlığı veya suç sayılan ürün ve hizmetlerin satışına karıştığı belirlenen hesapların risk skoru örneğin 10 iken, bu hesaptan bir transfer almış bir başka adres 9 skorunu alıyor, ondan alan bir diğeri 8 oluyor. Bu şekilde tüm hesaplara bir risk skoru verildikten sonra, kriptopara borsaları gibi bu risk analizi hizmeti alan müşterilere 7 ve üzeri skoru olan hesaplar ile alışveriş içinde bulunmamaları tavsiye ediliyor. Aksi takdirde onlarda yazının başındaki bakkal gibi bu suça iştirak etmiş oluyorlar.

Sorunlu hesapların bulunması ve takibi son derece emek isteyen, yarı otomatik bir süreç. Güncel DeFi hırsızlıklarında veya kriptopara borsalarının soyulması durumunda, hemen fonların transfer edildiği hesaplar belirlenip kara listeye alınıyor. “Deep Web” olarak adlandırılan, Tor gibi ara yazılımlarla erişilebilen sitelerde satış yapan satıcıların hesap adresleri güncel bir biçimde toplanıyor. Hizmet sunulan borsalardan gelen kara para aklama ve hırsızlık ile ilgili listeler de oluşturuluyor. Burada kıymetli olanın sadece tek taraflı toplama işlemi değil, bu iki taraflı bilgi alışverişi olduğunu da söyleyebiliriz.

Blokzincir analiz firmaları, bir yandan kara paranın ve suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi gibi önemli bir toplumsal fayda üretirken, bir yandan da nakitsiz bir toplumda, bireyin tam olarak takip edilmesinde eksik kalmış olan adımı da yerine getiriyorlar. Whatsapp gibi yazılımlarla tüm irtibatları ve iletişimi takip edilen; Google ve Apple tarafından konumu, beğenileri; Twitter ile siyasi düşünceleri belirlenen bireylerin bu şekilde tüm kazançları ve harcamaları da takip altına girecek. Bu teknolojilere sahip devletlerin, sundukları teknolojilerin tüketicisi durumundaki ülkelerin vatandaşlarını bir çeşit ikinci sınıf koloni vatandaşı durumuna getirmeleri mümkün olacak. Bu konuda öncü olan Amerika ve Çin’in çalışmaları bu yüzden Almanya gibi ülkelerdeki siyasi liderleri oldukça endişelendirmiş durumda.

Kriptopara cüzdanlarının ve işlemlerinin takip edilmesinin engellenmesi için alınabilecek bir çok önlem bulunuyor. Bunların en bilineni karıştırıcıların kullanılması. Bu yöntemde birden fazla kullanıcı işlemlerini birleştiriyor ve kimin parasının kime gittiği belirlenemiyor. Bunu şuna benzetebilirsiniz: Üç arkadaş yemek yiyorlar. Hesabı ödemek için her biri bir banknot çıkartıyor. Banknotları masanın altında karıştırıyorlar ve bir banknot ile ödemeyi yapıyorlar. İzleyenler o üçünden birinin o ödemeyi yaptığını biliyor, ancak hangisi olduğunu kestiremiyor. Kriptopara takip yazılımlarının bu önleme ise yaklaşımı oldukça basit. Karıştırıcı kullanan kullanıcıları işaretliyorlar ya da karıştırıcılara paranın gönderilmesini suç sayıyorlar.

Yaygın kabul gören BTC, ETH gibi para birimlerinin kullanıcıları, takibin engellenmesi için karıştırıcı hizmetlerini veya bu hizmeti sunan Samourai, Wasabi gibi cüzdanları kullanıyorlar. Monero, Zcash, Beam, Grin gibi mahremiyet özellikli kriptoparalar da alıcıyı, göndericiyi ve miktarları gizleyerek takibi imkansız hale getiriyor. Takip firmaları ve bu kriptopara projeleri arasında bir kedi fare oyunu yaşanıyor. Monero işlemlerini takip edebildiğini iddia eden CypherTrace bu alanda ikinci patent başvurusunu yaptı. Ancak Amerikan vergi idaresi olan IRS’in Monero işlemlerini takip edebilen şirketlere 625 bin dolar ödül vaat etmesi, CypherTrace’in bu iddialarının asılsız olduğu kanaatini doğuruyor. Bu ödüle başvuran Chainanalysis ve Integra’nın Monero’yu kırıp kıramayacağını önümüzdeki 6 ay içerisinde göreceğiz.

Bu yazının hazırlandığı sırada Coinbase CEO’u Brian Armstrong’un dile getirdiği bir dedikodu, kriptopara piyasalarının 100 milyar dolar değer kaybetmesine yol açtı. Trump yönetiminin giderayak, Amerikan borsalarının, dış kullanıcı cüzdanlarına gönderim yapmadan önce, onların sahipleri ile ilgili bilgi toplaması zorunluluğu getireceğini söyledi. Piyasalar da mahremiyeti engelleyecek bu girişime son derece olumsuz tepki verdiler. Bu girişimin kara paranın aklanmasını engellemekle yükümlü uluslararası FATF’in (Finansal Eylemler Görev Grubu) Türkiye’nin de altında imzası bulunan kararlarının bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısı ile önümüzde günlerde kriptoparalarda takibin engellenmesi işlemlerinin yasadışı sayılacağı bir döneme gireceğiz gibi gözüküyor.

Bireylerin ve şirketlerin tam olarak izlendiği ve gizli kalması gereken ticari sırlarına topluca erişildiği bu dönemde, Türkiye’den de mahremiyeti gözeten heyecan verici yeni uygulamalar geliştiriliyor. Verileri parçalar halinde şifreleyip bulut üzerinde saklayan ve bunu blokzincir ile destekleyerek gizli ve güvenli dosya transferini sağlayan TransferChain erken erişim kayıtları almaya başladı. İsviçre’de Tuna Özen, Mert Başer, Berke Şıpka ve Çağatay Tengiz tarafından kurulan girişim TransferChain, bireysel ve kurumsal güvenlikte önemli bir boşluğu dolduruyor. Güvenli ve gizli bir biçimde ticari bulut sistemlerini kullanmanızı sağlıyor. Projenin sitesinden deneme listesine kayıt olabilirsiniz.

Yazımızı bu ay aramızdan ayrılan matematikçi Harold “Ed” Edwards’ı anarak noktalayalım. Edwards’ın geliştirmiş olduğu eliptik eğrileri kullanan Ed25519 eliptik eğri dijital imza sistemi, Stellar, Cardano, Monero, Tezos gibi kriptoparalarda kullanılıyor. Kendisinin ismi bu sistemler toplu takibe direndiği ve kırılamadığı sürece yaşamaya devam edecek.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Tansel Kaya

Tansel Kaya, Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği ve Northeastern Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Fakültesi mezunudur. Uzmanlığı dağıtık ağlar, şifreleme ve kablosuz ağ güvenliği alanlarıdır. İlk 4G sistemlerini geliştiren ve Qualcomm tarafından 800 milyon dolara satın alınan Flarion ekibinde yer almış; Airties, Intel ve Qualcomm gibi bilişim şirketlerinde yönetici olarak çalışmıştır.
https://www.btchaber.com





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala