Bu yazıda, önümüzdeki dönemde tüm dünyanın kullanabileceği bir kripto rezerv para yapılabileceğini söyleyeceğim ve bunun yöntemini anlatacağım. Dahası bu rezerv kriptoparayı bizim, yani Türkiye’nin yapmasını da önereceğim.
Şu anda dünyada kullandığımız rezerv paraya petro-dolar deniliyor. Dünyanın rezerv parasının yarısı dolarsa öbür yarısı da petrol. Dolar Fed’in yani Amerikan merkez bankasının neredeyse karşılıksız olarak bastığı para, bunu da biliyoruz. Ancak dünya petrol ve gaz rezervlerinin hepsi ABD’nin elinde mi ki rezerv paranın öbür yarısına bu isim verilmiş?
Burada ilginç bir durum olduğunu farkettiniz mi? ABD’nin, kendisine ait olmayan doğal enerji kaynaklarını ve rezervlerini de global rezerv para sistemi içine dahil etmiş olmasının sebebi nedir? Bunun sebebi, sistemin diğer yarısının yani doların küresel olarak başlıca değer birimi olarak kabul edilmiş olmasıdır. Bütün dünya insanları doları (karşılıksız basılan yeşil kağıtları) değerli kabul ettiği için doların bir değeri var. Yeraltı kaynakları gibi hepimize, dünya insanlarına ait olması gereken kamusal bir varlığı da bu yeşil kağıtlara endekslemiş olmaları işte bu kabule dayanıyor.
Şimdi soruyorum: Eğer dünyada rezerv para dolar değil de mesela bitcoin olsaydı, o zaman petro-bitcoin adlı bir rezerv sistemine geçilebilir miydi? Yani ABD, kendi sahibi olmadığı doğal rezervler üzerinden yine aynı şekilde ikili bir rezerv para sistemi kurabilir miydi?
Bence kuramazdı. Sınırlı sayıda üretilmekte olan bitcoin’lerin üzerinden aslında yine sınırlı olan dünya varlıklarını endekslenebilir. Ancak bu kararı kim verecek? Satoshi mi? Kendi kontrolünde olmayan bir kriptopara ile bunu yapmaya kalkışması saçma olurdu. Dahası, bu sınırlı yeraltı varlıklarının kendi ülke sınırları içinde olduğunu farkeden dünyanın dört bir yanında insanlar, bu durumda açıkça bir hırsızlık yapıldığını da farketmezler miydi?
İran veya Venezuela’daki petrolün sadece dolarla fatura edilebileceğini ilan eden ve bu konuda ısrarcı olan ABD’nin rezerv para statüsündeki doları, dünyanın gözünde itibarını kaybederse ne olacak? O durumda rezerv kaynaklar için de dolar endeksi kullanılma düşüncesi boşa düşecek, anlamsızlaşacak. Bunu görebiliyor musunuz?
Altına Endeksli Rezerv Paraya Dönüş Mümkün Mü?
Şimdi bu noktada frene basıp dünyanın para sistemlerinde neler olduğuna dair kısa bir tarihi özet geçelim.
Avrupa ülke paraları ortalamada 100 yıl veya buna yakın sürelerde altına endeksli oldular. Örneğin Fransız frangı 1814-1914 arasında, İngiliz sterlini 1821-1914 arasında, Hollanda parası gulden 1816-1914 arasında, Alman markı 1875-1914 arasında İtalyan lireti de 1883-1914 arasında altına endeksli oldular. (Kaynak: Saifedean Ammous, Bitcoin Standardı, Liberus yayınevi, 2. Basım Haziran 2020)
Peki 1914’de ne oldu da birdenbire bütün bu ülke paraları altına endekslemeyi bitirdiler? Elbette ki Birinci Dünya Savaşı çıktı. O savaşla beraber Avrupa ülkeleri bir daha altına endeksli paraya dönemediler. Alternatif bir tarih anlayışı, bu ülkelerin altına endeksli olmayı bitirmelerine, daha önce, Fed’in kurulduğu 1913 yılında karar verilmiş olduğunu söylemektedir ama şimdilik biz Ammous’un verileriyle ilerleyelim.
Birinci Dünya Savaşında Avrupa ülkeleri birbirleriyle silahlanma yarışına girdiler ve ülke ekonomileri hızla büyüdü. Savaşın bittiği 1918 yılında da silahlanma yarışı sona ermedi, ülkeler yeniden altın standardına dönmeye çalışmadılar. 1929 krizinin ardından dünya yeniden bir ekonomik darboğaza girdiğinde çıkış belki de yeni bir Dünya Savaşı için hazırlanmak olacaktı. (Not: Almanya için bu iki dünya arasında yaşadıkları ve ahlaki-ekonomik yıkımdan gizlice silahlanarak çıkışı, bu çıkışta Nazilere globalistlerce nasıl yol verildiğini çok güzel işleyen belgesel-kurgu arası “Berlin Babylon” isimli diziyi herkese tavsiye ederim.)
İkinci Dünya Savaşının son yıllarında, 1944’de gerçekleştirilen Bretton Woods Konferansı ile altın standardının terkedilme süreci başladı ve elinde altın olan devletler bunları ABD’ye teslim edip karşılığında dolar aldılar. 1971’den sonra ise altına endeksli para dönemi tamamen sona erdi. ABD daha önce ülkelerden toplamış olduğu altınları da zamanla iade etmek durumunda kaldı ve şu anda bu ülkenin resmi altın rezervleri 8800 metrik ton olarak görünüyor. Dünyadaki toplam altın miktarı (yani bugüne kadar yer üstüne çıkartılmış tüm altınlar) ise 190,000 metrik ton. Resmi olarak ülkelerin merkez bankalarının elindeki altın rezervleri 40,000 ton civarında tahmin ediliyor. Demek ki sıradan vatandaşların yastık altında olan altın da 150,000 ton civarında.
Şimdi, dünyadaki tüm resmi altınının yaklaşık 1/5’ine sahip olan ABD acaba bu miktarlar üzerinden bir rezerv para oluşturulmasını kabul eder mi? Buna yanaşır mı? Ben bunu imkan dahilinde görmüyorum. Bugün dünyanın tüm rezerv parasının tam hakimi olan bir ülkenin bu üstünlüğünü terkedip, sadece beşte birine sahip olacağı altına endeksli yeni bir rezerv para inşasını kabul etmeyecektir.
Türkiye Altına ve Değerli Madenlere Endeksli Bir Kriptopara Yapsa…
Yukarıda anlattığım nedenlerden, halihazırda çıkartılmış altın madenine endeksli bir rezerv para yapılması, şekli ne olursa olsun gerçekçi görünmüyor. İster kriptopara olarak ister merkezi kağıt para olarak olsun, çıkartılmış olan altın bir global rezerv para sistemine baz oluşturamaz.
Ancak, global bir rezerv para başka bir mantıkla bakıldığında yapılabilir. Rezerv kelimesi, henüz çıkartılmamış demektir. Bakın isim olan rezerv kelimesi ingilizce sözlükte nasıl ifade edilmiş:
a supply of a commodity not needed for immediate use but available if required.
Yani şu anda ihtiyacımız olmayan ama gerekirse kullanılabilecek emtia (metalar) stoğuna deniliyor rezerv diye. Biz de bu kapsamda bakalım olaya ve çıkartılmış değil de çıkartılmamış rezervlere endeksli bir kriptopara yapalım.
Bu durumda, dünyada altın ve diğer değerli madenler, bu arada petrol, gaz gibi rezervleri açısından zengin ülkeler hangileridir? Kongo, Türkiye, Güney Afrika, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Senegal, Çin vb.. Petrol açısından da zengin ülkeler Venezuela, İran, Azerbaycan vb.
Çok ilginç değil mi? Yer altı zenginliği açısından yani rezerv açısından bakıldığında bir anda fakir sandığımız ülkeler zengin oluverdi. Üstelik Türki Cumhuriyetler dediğimiz ülkeler de ortak bir resme dahil oldular.
Türkiye, özellikle Asya’daki kendi kültürüne ve diline yakın ülkelerle ortak olarak altına, petrole, gaza ve diğer değerli madenlere, mesela Bor’a endeksli bir kriptopara yapsa iyi olmaz mı? Bir zamanlar Erbakan Hoca bir İslam Dinarı fikri ortaya atmıştı. O zaman bu düşüncesi Batılı ülkelerde endişe yaratmıştı ve engellenmesi gerekmişti. Şimdi bakıyorum, İslam ülkeleri diyebileceğiniz ülkelerin pek çoğu egemen veya bağımsız değiller. Ancak belki 8 ülkelik bir “Türki Ülkeler Rezerv Kriptoparası” yapılabilir ve yer altından çıkartılmamış, rezerv madenlere endekslenebilir. Sadece altına değil, kimin ne rezervi varsa onun ortak olarak bir havuza konulmasıyla trilyonlarca dolarlık bir dünya rezerv parası yapılabilir.
Bu şekilde Türkiye’nin ve diğer ülkelerin yeraltı zenginliklerinin yağmalanmasına da dur denilebilir. 6.500 ton bilinen altın rezervi olan Türkiye’nin daha fazla soyulması, doğasının katledilmesine göz yummamamız lazım.
