2020’nin Kara Bulutları

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 3 dk

Paylaş:

Yeni yıl uçak kazaları, deprem ve çığ gibi olaylarla merhaba dedi. ABD’nin İranlı Kasım Süleymaniye düzenlediği suikast ve İran’ın füze saldırıları ile verdiği yanıt dünyayı bir anda savaşın eşiğine getirdi. Ardından Corona Virüsü veya diğer adıyla COVID-19 salgını gündeme oturdu.

Önceleri piyasalar COVID-19 tehlikesinden etkilenmedi. Ancak hastalık Güney Kore, Japonya, İtalya ve İran’a sıçrayınca olayın ciddiyeti ortaya çıktı. Başta Çin olmak üzere virüsün yayıldığı her yerde üretimi ve ekonomiyi durma noktasına getiren karantinalar uygulanması gerektiği görüldü. Bu durumun uzun sürmesi halinde, merkez bankalarının faiz indirmesi ya da para basmasının da bir anlamı olmayacağı  görüşü ağır basmaya başladı.

Borsalar uzun süredir zaten gerçekte doğru dürüst kar etmeyen şirketlerin düşük faiz ve sürekli para basma politikaları ile şişirilmişti. İşte para basmamın dahi işe yaramayabileceği düşüncesi ile hisse fiyatları birden çakılmaya başladı.

Dow Jones, tarihinin en büyük düşüşünü yaşadı

Perşembe gecesi Dow Jones Sanayi Endeksi 1200 puan kayıpla tarihinin en büyük düşüşünü yaşadı. Son altı günde Dow %10’dan fazla düştü. İşin tuhaf yanı en son tarihi yüksek bir seviyeden bu kadar hızlı düşüş 1928 yılında olmuştu. Yani 1929 Büyük Buhranından hemen önce.

Bunlar yetmezmiş gibi yine Perşembe gecesi Rusya ve Suriye rejim güçlerinin en az 33 Mehmetçiğimizi şehit ettiği haberi geldi. Yüreğimiz dağlandı. Böylece 2020’nin getirdiği giderek kararan bulutların yanına bir de Suriye ve Rusya ile ilişkilerde büyük bir yeni belirsizlik de eklenmiş oldu.

Böyle zamanlarda piyasalarda güvenli liman arayışı başlar. Zaten son günlerde altın ve gümüşte ciddi yukarı hareketler oldu. Çünkü binlerce yıldır sınırlı üretim yapıları ile altın ve gümüş bu gibi belirsizlik durumlarında sağlam para ve güvenli liman işlevi görmüştür.

Sınırsız olarak basılmasına rağmen piyasanın çoğu doları da güvenli liman olarak görüyor. Çünkü hâlâ küresel rezerv para birimi dolar. Bu nedenle dolara ve özellikle Amerikan hazine bonolarına da talep var. Böylece ABD tahvil faizleri de tarihin en düşük seviyelerine indi.

Tüm bu tablo içerisinde Bitcoin ise 14 Şubat’tan bu yana düşüyor. Sınırlı yapısı ile Bitcoin de sağlam para sınıfında. Ama neden son 13-14 gündür düşüyor sorusu akla geliyor. Yoksa Bitcoin artık güvenli liman değil mi?

Bitcoin yıla zaten büyük bir yükselişle girmişti. Son satışlar ile Amerikan borsası 2020 yılında yaptığı tüm karları geri verdi. Oysa Bitcoin 2019’da zaten yaklaşık %93 artarak en çok kazandıran yatırım aracı olmuştu. 2020 Yılında da tüm satışlara rağmen hala yatırımcısına %23’ten fazla kazandırmış durumda. Yani Dow Jones’un 2019 yılının tamamında yatırımcısına sağladığı %22 getirinin hala üzerinde.

Bitcoin halving fiyatlamalarında görülen normal bir dalgalanma içinde gibi görünüyor. 14 Şubat’tan bu yana görülen düşüş %15 düzeyinde. 2012 Yılında ki ilk halving öncesinde de son yükseliş sürecinde buna yakın bir düşüş olmuştu. Kayıplar çok daha fazla derinleşmez ve tarihi hareketlerine benzer bir yol izlerse Bitcoin tekrar yükselişe geçebilir.

Virüs salgınının olumsuz etkisi ve jeopolitik belirsizlikler artmaya devam ederse güvenli limanlara talep de tüm dünyada yükselmeye devam edecektir.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

erkanoz

Yazar: Erkan Öz

Michael Saylor pot kırdı, Bitcoin camiası tepki gösterdi

MicroStrategy CEO’su Michael Saylor son röportajında Bitcoin’leri büyük bankaların yönetmesi gerektiğini belirttiği için kripto camiasından sert eleştiriler aldı. Bu, daha önce desteklediği kendi kendine saklama ilkesine ters düşen bir açıklama olarak kayda geçti. 21 Ekim’de yapılan söyleşide Saylor Bitcoin kullanıcılarının BTC’lerini kurumsal yönetime teslim etmemesinin onlara hiçbir avantaj sağlamayacağını ifade etti. Son dört yıldır BTC’yi ...

Bağlantıyı kopyala