bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 63,278.95 3.23%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,058.32 2.25%
bnb
BNB (BNB) $ 549.44 2.37%
solana
Solana (SOL) $ 140.45 4.37%
xrp
XRP (XRP) $ 0.500806 1.26%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.455356 1.97%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.152071 2.87%

Twitter’ın (Şirket Olmayıp) Protokol Olması Ne Demek?

twitterin sirket olmayip protokol olmasi ne demek

Bu hafta sizlere yazmak istediğim şeyleri geçen hafta gördüğüm bir tvit şekillendirdi. Uzun zamandır kafamın içinde dönüp duran bir meseleyi Jack Dorsey’in geçen hafta attığı bir tvit sayesinde billurlaştırmış oldum. 

Twitter’ın Elon Musk tarafından satın alınmasının ardından, bu şirketin kurucusu ve bir önceki CEO’su olan Jack Dorsey’in attığı sevinç dolu tvitinde yazdığı şu cümle benim de zihnimi açtı:

Twitter wants to be a public good at a protocol level, not a company

Güzel Türkçemize çevirdiğimde bu cümleyi şöyle söyleyebilirim: “Twitter bir şirket değil, protokol seviyesinde işleyen bir kamu hizmeti olmalı.”  Tabii burada Dorsey’in “wants to be” fiil kipinde demek istediğini, “olması lazım, olmalı” olarak yorumluyorum. Hem kendisi böyle olmasını arzu ediyor hem de bunun Twitter için doğru olan hizmet şekli olduğunu ifade ediyor.  

image

Şimdi bu kavramları açalım…

Şirket dediğim zaman aklınıza ne geliyor? İlk akla gelen şey kamu yararına çalışan bir yapı değil, yanılıyor muyum? (Ref:1) Türkçe’de ilginç bir söz vardır: “Burası Şirket-i Hayriye değil.” Ben çocukken arada bir duyardım, birisi size gelip de bir hizmeti bedavaya yapmanızı istediğinde o kişiye söylenirdi. Nedeni, bu şirketin adındaki “hayriye” kelimesi ve bir dönem Boğaz’da eşya taşıma işini bedavaya yapmış olması olabilir. Bir şeyi hayrına yapmak anlamında, yani karşılık beklemeden kamu yararı için yapmak manasına bu isim verilmiş. 

Anonim Şirket (A.Ş.), ortaklarının anonim yani isimsiz olduğu şirketlere deniliyor ülkemizde. Ancak anonim şirketin amacı kamu yararı gözetmek ve kamuya bedava hizmet vermek değildir; A.Ş.’ler ortakları adına gelir elde etmek ve karı maksimize etmek için çalışan yapılardır. Kamu yararını gözetmek ve uzun vadeli altyapı yatırımları yapmak şirketlerin değil devletlerin yaptığı bir şeydi, en azından benim liseyi bitirdiğim dönemlere kadar bu böyleydi. Elektrik üreten santraller yapmak, barajlar, yollar, sulama kanalları inşa etmek ve buna benzer kısa vadede karlı olmayan, sadece uzun vadede manalı yatırımları yapmak ancak uzak görüşlü devlet kurumlarının altından kalkabileceği işlerdi. Bugün bu yine böyle, ne var ki artık uzun vadeli devlet yatırımı kavramının kamu yararı kısmı eskisi gibi görülmüyor. 1980’lerden sonra dünyanın her yerinde başlayan özelleştirme dalgası ile devlet işletmeleri kamu yararı gözetmesi beklenmeyen özel şirketlere, kar amacı güden firmalara satılmaya başlandı. Bu dalga ülkemizi de vurdu ve özellikle son 30-35 senede pek çok kamu kuruluşu özelleştirildi, yani kamunun malı olmaktan çıkarılıp şirketlere satıldı. Bu şirketler de kuruluş amaçları gereği kar etme ve ortaklarına para kazanma amacını öne koyup uzun vadeli kamu yararını gözardı ettiler. Tüm bu saydıklarım başka ülkelerde olduğu kadar bizim ülkemizde de yaşandı. 

Zaman içinde, devletin inşa ettiği tesisleri satın alan şirketler tarafından kısa vadede kar amaçlandığı için, gereken yatırımların yapılmayarak bunların hızla bakımsız ve işlemez hale geldiği görülünce, aklı başında insanlar şapkalarını önlerine alıp bunun nasıl düzeltilebileceğini düşünmeye başladılar. Popülist politikalar güderek iktidara gelen partilerin ve liderlerin de kamu yararını gözetmedikleri aşikardı: Tüm dünyaya bu konuda liderlik eden de ABD oldu. İnternetin özgür düşüncenin yayılmasını destekleyen global bir mecra olduğunun anlaşılması ile beraber, bugün adına BigTech denilen teknoloji şirketlerinin yapıları internetin özgün protokolleri devre dışı bırakılarak tekelci bir forma döndürüldü. Sonra yapılan devasa yatırımlarla bunların tüm dünyada etkili olması sağlandı. İşte Twitter da son 4-5 yılda bu BigTech şirketlerinden birisi haline getirilmişti. Ülkelerin mahalli basın ve haber kuruluşları çoktan çökmüş olduğu için, çaresiz kalan yazarlar ve haberciler Twitter’ı kullanmaya başlamışlardı. Ancak, bu haberci ve yazarların etkisini azaltmak için, onlardan sayıca fazla ve daha etkili robot kişilikler yaratılmasıyla beraber bu mecra tüm dünyadaki popülist idarelerin fikirlerini yaymasının ve karşı fikirlerin engellenmesinin önemli bir aracı haline getirildi.

Protokol ne demek?

BigTech denilen ve bugün küresel güçler tarafından kitlelerin kontrolü için kullanılan teknoloji şirketlerinin tamamı internet ağının üzerinde işliyorlar. Bu nedenle, 2004 ile 2021 yılları arasında internet ile tanışan yeni nesiller, bu ağın sadece Web2 adını verdiğimiz evresini gördükleri için interneti, sosyal mecralar ve tüm iletişim araçlarının global güçlerin denetiminde olduğu bir sistem sandılar. 

Oysa ki gerçek böyle değil, nitekim 2021 yılının başından itibaren artık Web3 adını verdiğimiz evredeyiz. Bu evrede artık internetin özgün yapısının işlemesini engelleyen Facebook ve Google gibi devler blokzinciri teknolojisinin ve protokollerinin  yaygınlaşması ile beraber bu etkilerini yitirmeye başladılar. Facebook sadece reklama dayanan merkezi iş modeliyle blokzinciri teknolojisinin merkeziyetsiz topolojisi karşısında hızla kan kaybediyor, durumu toparlamak için ortaya attığı “metaverse” kavramının da içinin boş olduğu anlaşıldı.

Twitter’ın ya da herhangi bir hizmetin protokol olması ne demek? 

Bir kamu hizmetini hayrına yapmak dediğiniz zaman, “peki ama para kazanmayan bir servis nasıl ayakta kalacak” sorusunu sorabilirsiniz. Burada hizmetin kamu yararına ya da kamu hayrına yapılması dediğimde “bedava” olarak duymamanız gerekiyor. Nasıl ki şehir hatları vapurlarına parayla biniliyorsa, Twitter, e-posta ya da sosyal mecra gibi hizmetlerin de bedellerinin olması normal. Mühim olan, bu hizmetlerin parasını bizim ödememiz yerine başka birilerinin bizim, yani halkın sırtından kazandığı para ile ödeyip, aldığımız kamu hizmetini amacından uzaklaştırmasının engellenmesidir. 

Her tür kamusal hizmet, yani e-posta, kendi aramızda mesajlaşmamız, sosyalleşme uygulamaları vb. mutlaka yine halkın malı olmalı. Bunu sağlamanın yolu da bu hizmetlerin internetin protokol katmanında işlemesinden ve para kaybetmemesinden geçiyor. Kar amaçlı olmayan bir kamusal hizmet olmalı ve insan eli değmeden protokol katmanında işlemeli. Aynı bugün bizlerin elektrik gibi, internet gibi kamusal hizmetlerden beklediğimiz şekilde işlemeli. 

Özet:

Anonim şirketler, ortakları adına gelir elde etmek ve karı maksimize etmek için çalışan yapılardır. Oysa ki artık hayati önemde olan kamusal hizmetler, (Twitter da böyle bir hizmet), kamu yararı için çalışan ve zarar etmeyen internet protokollerine dönüşmelidir. Bunu yapmanın yolu da bu hizmetleri blokzincir teknolojileri sayesinde kendi kendine yeter hale getirmek ve insan eli değmeden işleyen yapılar şeklinde tasarlamaktır. 

Referans:

  1. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eirket-i_Hayriye

Şirket-i Hayriye, 1854 ile 1945 yılları arasında Boğaziçi’nde yolcu ve yük taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketinin adıydı ve muhtemelen ülkemizde kurulmuş en eski Anonim Şirket (A.Ş.) idi. Sonradan ismi Türkiye Denizcilik İşletmeleri oldu, şu anda da İstanbul boğazını geçmek için bindiğiniz vapurlar bu devlet şirketinin malı olan vasıtalardır. 

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Cemil Şinasi Türün

30 yılı aşkın tecrübesiyle fintech ve pazarlama dünyasındaki öncü isimlerden olan Cemil Şinasi Türün bilgisayar oyunlarından üç boyutlu sanal dünyalara kadar pek çok çalışmaya imza attı. Yerel ve uluslararası firmalar için kampanyalar hazırlayan Türün; teknoloji, blokzincir, kripto para ve dijital varlık konularında projeler üretti.
https://cemilturun.medium.com/





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala