Kıymetli okuyucular,
Bu hafta sizlere çokça karıştırılan bir konuyu açıklamak istiyorum. Ekonomi konularından uzak olanlar Merkez Bankası’nın ne iş yaptığı konusunda net bir bilgiye sahip değil. Üniversite dışında verdiğim eğitimlerde bu soruyu sorduğumda bankaların kurulmasına izin veren diyen var, bankaların babasıdır diyen var. Değişik yorumlar gelebiliyor.
Öncelikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın görevlerini netleştirelim.
Türkiye’de bir banka kurulacaksa, mevcut bir banka yeni bir şube açacaksa, bankanın yönetim yapısı değişecekse, banka tasfiye edilecekse ve bunun gibi operasyonel tüm işlemler için BDDK yetkilidir.
TCMB’nin görevi ise daha çok makro ekonomiktir. Yasada tanımlandığı üzere, TCMB’nin asli görevi, fiyat istikrarını korumaktır. Yani ulusal para biriminin değerini korumaktır. Yani enflasyonu önlemektir. Bunu gerçekleştirmek için açık piyasa işlemleri dediğimiz birtakım önlemler kullanılır.
Mesela TL’nin değeri düşük ise piyasadaki TL’yi azaltarak değerini yükseltmek için tahvil ihraç edilir. TL’nin değeri yüksek ise tam tersi yapılır.
Daha basite indirerek şöyle düşünebilirsiniz. Bir şeyin miktar olarak çoksa değeri görece düşüktür, çünkü boldur. İşte bir ekonomide de para biriminin değeri düşükse piyasadaki likidite yani dolaşan para miktarı yüksektir. Bu para miktarını kısarsak paranın değeri yükselir. Buna sıkı para politikası diyoruz.
Sıkı para politikası çok uzun yıllar uygulandığında ekonomide büyüme sorunu çıkabilir. Zaten ülkemizde Merkez Bankası’nın uzun dönem sıkı duruş sergilemesi zor. Ekonominin büyümesi yönünde bir baskı var. Sıkı para politikasında faizler yüksek olduğundan yatırım ortamı gelişmez. Bu nedenle ekonomi büyüyemez.
Görüldüğü gibi, Merkez Bankası, ülke ekonomisinin para arzı miktarını ayarlayarak para biriminin değerini korumaya çalışır. Enflasyon ile mücadele eder.