Son zamanlarda ülkelerin merkez bankaları, enflasyondaki hareketlilikle başa çıkmaya çalışıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde son 40 yılın en yüksek enflasyon oranı olan yüzde 6.8 açıklamasının yanında birçok ülke de yüksek enflasyon oranları açıkladı. Burada en önemli sorulardan biri bu enflasyonun geçici mi yoksa kalıcı mı olduğu sorusu oldu.
Merkez Bankaları Enflasyona Karşı Ne Yapıyor?
Düşünceler, geçici enflasyonla agresif bir şekilde başa çıkmaya çalışmanın ters tepeceği yönünde. Glasgow Üniversitesi Rektör Yardımcısı Anton Muscatelli; merkez bankalarının faiz oranlarını artırarak ya da COVID sırasında ekonomiyi destekleyen hükümet alımlarını gevşeterek gereksiz bir toparlanma oluşturulabileceğini söylüyor.
Merkez bankalarının yaptığı açıklamalarının tümüne baktığımızda, hepsi zor kararlar aldıklarına dikkat çekiyor. ABD Fed başkanı Jerome Powell, ABD ekonomisinin yükselen enflasyonla birleşmesi, Fed’in QE varlık alımlarını daha hızlı “kısacağı” anlamına geldiğinin sinyalini vermişti.
İngiltere Merkez Bankası ise varlık alımlarını bu ay sona erdirecek. Ekonomist Huw Pill, daha yüksek faiz oranları için oy kullanılması koşulunun artık mevcut olduğuna dikkat çekti.
Avrupa Merkez Başkanı Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun geçici olduğunu düşünüyor. Bu yüzde yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde olmasına rağmen Avrupa Merkez Bankası’nın 2022’de faiz oranlarını artırmasının pek mümkün olmadığını söyledi.
Aşağıdaki tabloda bazı ekonomilerdeki tüketici fiyat enflasyonunu görmek mümkün. Fiyatlardaki son artış, petrol fiyatlarındaki büyük artışların neden olduğu 1970’ler ve 1980’lerin başındaki oranlara kıyasla çok da büyük değil. Tabii mevcut artışı 2000’li yıllarla karşılaştırdığımızda, İngiltere Merkez Bankası’nın bağımsızlığından ve ECB’nin kurulmasından bu yana yaşanan en büyük artışlardan birini görüyoruz.
Bugünkü enflasyon, öncelikle pandeminin küresel tedarik zincirini bozmasından kaynaklanıyor. Elektronik eşya ve otomobil üretimi gibi sektörlerde tüketici talebi ilk pandamı dalgasından sonra tedarikçilerin yetişebileceğinden daha hızlı arttığı için yaptı iletken çipler gibi kritik parçalarda darboğazlar oluştu. Aynı şekilde nakliye konteynırlarının ve navlun kapasitesinin kıtlığı da maliyeti artırdı.
2021’de yaşanan hızlı toparlanma Avrupa’da spot gaz fiyatları başta olmak üzere enerji fiyatları üzerinde baskı oluşturdu. Ek olarak işgücü kıtlığı da yaşandı. Birleşik Kırallık ve ABD, insanların emekli olması nedeniyle işgücüne katılımın düştüğü ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Para politikasının nasıl tepki vermesi gerektiğine gelince, burada merkez bankaları için kilit soru enflasyon beklentileriyle ilgili diyebiliriz. Tüketiciler ve işletmeler, enflasyonun 1970’lerde olduğu gibi yüksek seviyelerde devam edeceğine inanırlarsa, bunu ücret taleplerine ve gelecekteki fiyatların belirlenmesine dahil etmek isteyeceklerdir. Bu da enflasyonu kalıcı hale getirir.
Türkiye’de Son Durum?
Kasım 2021’de yapılan açıklamayla Türkiye’de enflasyon oranının yüzde 21.31 olduğu duyuruldu. Buna göre tüketici fiyatlarındaki aylık artış yüzde 3.51 seviyesine geldi. Yıllık çekirdek enflasyon da yüzde 17.62’ye yükseldi. Bu arada Türkiye’deki enflasyonun da Kasım 2018’den beri en yüksek seviyede kaydedilmiş olduğunu söyleyelim. Ayrıca üreti fiyatlarındaki artış yüzde 54.62 ile 2002’den beri en yüksek seviyesine ulaştı. Ek olarak, tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki makas da rekor seviyede açıldı.
Diğer yandan TCMB’nin Aralık 2021 faiz kararıyla ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.