bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 65,706.60 2.85%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,387.57 5.99%
bnb
BNB (BNB) $ 531.25 4.85%
solana
Solana (SOL) $ 187.71 5.76%
xrp
XRP (XRP) $ 0.618891 1.06%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.628396 6.20%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.136454 9.93%

Paylaş

İki Dünya

iki dunya

1985 yılında Mihail Gorbaçov, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Başkanı olduktan sonra Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılandırma) olarak bilinen politikayı izlemiş ve birliğin çöküşünü durdurmak istemişti. Fakat başarılı olamamıştı 1989 yılında Gorbaçov istifası ile SSCB dağılarak tarihe mal olmuş dağılmıştı. Ta ki 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimine kadar. İşgal girişimi aslında bir dönüm noktası oldu. Birinci Dünya Savaşı için bütün devletler nasıl hazırlıklarını yapıp beklemeye çekilmiş ve Sırp Veliaht Prensi Gavrilo Princip’e yönelik suikast girişimi savaşın balamasına neden olmuş ise, 3. Dünya Savaşı’nın gerekçesi de Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik 24 şubat 2022 tarihindeki işgal girişimi olduğu söylenebilir. Dünya savaşının sürecinin artık başladığına, devletler, bloklar arası saha savaşın 5-15 yıl içerisinde olacağı dillendiriliyor artık. Yeni Dünya’nın lideri bu mücadele ve savaş sonunda belli olacak.

Dünya 24 Şubat 2022 tarihinden sonra kalın bir çizgi ile ikiye ayrılmaya başladı. Bir tarafta Batı sistemi ki; ABD, AB, Kanada, Birleşik Krallık, Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi ülkeler yer alırken diğer tarafta da Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore ve Hindistan. Hindistan son görüntü de Doğu Bloku içinde duruyor.

Bu ayrışma sadece siyasi söylemlerle değil ekonomik olarak da görülüyor… Rusya’nın işgal girişimi ile batı ekonomik sistem içerisinden neredeyse çıkarıldı. En büyük adım kuşkusuz SWİFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication ) ödeme sisteminden çıkarılması idi. Batının şimdilik ihtiyacı olan enerji dışında her şeye yasak getirildi, ticari faaliyetler kesildi, her alanda ağır ambargo ve yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Batı’nın Rusya’dan her gün 1 milyar Euro’luk doğal gaz aldığını biliyoruz. Bir de petrol ithalatı söz konusu. Avrupa Rusya’ya enerji bağımlılığını bu yılın sonunda 3 / 2 oranında azaltacağını açıkladı. Alternatif tedarik zinciri kurması o kadar da kolay değil ama çalışmalar bu yönde.

Rusya bu ambargo ve ağır yaptırımlar karşısında Çin ile ciddi işbirliğine gitmeye çalışıyor ve enerji ihracatını düşman ülkelere ( batı ülkeleri ) Euro yerine Ruble ile yapacağını açıklamıştı. Bir süreden beri Çin, Dolar’a bağlı kalmadan yerel para birimleri ile ticaret girişimlerinde bulunmuştu. Rusya önemli bir anlaşma ile alternatif enerji ihracatı için Çin ile savaştan birkaç gün önce anlaşmalar imzaladı. Batı’nın bu ambargosunun aslında birincil hedefinin Rusya olmadığı, asıl hedefin Çin de biliyor. Çin son yıllarda ABD tarafından hedefe konulmuştu. Çin Dolar’dan bir anda vaz geçmeyeceği, ABD’de 1.3 trilyon dolarlık tahvillerinin olduğu bir gerçek. Ama zorunluluk durumunda bunlar gözden çıkarılabilecektir.

Bir tarafta ABD 332 milyon nüfusu 20.94 trilyon dolarlık ekonomisi, AB 447 milyon nüfus, 15.4 trilyon dolar, Birleşik Krallık 67 milyon nüfus, 2.7 trilyon dolar, Kanada 38 milyon kişi, 1.6 trilyon dolarlık GSMH… Ortalama Batı bloğu 850 milyon nüfusa, 40 trilyon dolarlık bir ekonomiye sahip…

Doğu bloğunda ise Çin 1 milyar 412 nüfusa, 14.7 trilyon dolarlık ekonomiye, Hindistan 1 milyar 374 nüfus, 2.6 trilyon dolar, Endonezya 272, 1 trilyon dolar, Pakistan 225 milyon nüfus, 263 milyar dolar, Rusya 145 milyon, 1.4 trilyon dolarlık GSMH’ya sahip. Doğu blokunun nüfusu 3.5 milyar, ekonominin toplamı ise 20 trilyon dolar. Nüfus dünyanın tam yarısı ederken batı ekonomisinin şimdilik yarısı kadar yani ABD ekonomisi kadar. Fakat potansiyel bakımından batının çok üzerinde. Batı nüfusunun tamamı bir Hindistan yapmıyor. Bu açıdan bakınca ekonominin ve pazarın ağırlığı tartışmasız Doğu ekonomilerine geçmiş durumda.

Doğu ile Batı arasında bir ayrışma yaşanması durumunda 3.5 milyar nüfusun yaşadığı yerde yaşanacak aktivite batı tarafını kat kat geçecektir. Rusya’ya yönelik yaptırımlar ilk bakışta Batı’nın işine gelip, Rusya ekonomisinin çökmesine neden olacak gibi gözükse de sistemsel bir kriz durumunda doğu ekonomileri bir şekilde daha karlı çıkacaktır. Batı’nın tüketimde çok yavaşlaması hatta gerilemesi ekonomileri ciddi sorunlara neden olacaktır. Batı’nın üretim merkezi olan Çin ve Hindistan, batının gündelik hayatını da zora sokacaktır. Bugün Çin, ABD’yi en fazla teknoloji alanındaki gelişiminden dolayı rahatsız ediyor. Çin teknolojiye çok büyük önem veriyor ve hızla gelişiyor.

Avrupa Birliği’nin Rusya’dan elde ettiği enerjinin bu yıl sonuna kadar 3/2’lik kısmını azaltması durumunda, Rusya ekonomisi ciddi zayıflayacaktır. Fakat kısa süre öncesinde Çin ile enerji anlaşması yapması zararını bir nebze telafi edecektir. Fakat bu kararın Avrupa’ya maliyeti de ciddi olacaktır. Avrupa enerji tedariği kısa vadede LNG şeklinde yapacaktır. ABD ve Afrika ülkelerinden tedarik maliyeti Rusya’dan aldığı enerjinin çok üstünde olacağı biliniyor.

Orta ve uzun vade de Türkiye bu alanda önemli bir konuma gelebilir. Türkiye, İsrail ve Mısır deniz gazlarını boru hatları ile KKTC’ye oradan da Türkiye’ye bağlaması durumunda (350-400 km bir boru hattı) Avrupa’nın ihtiyacı kurulu olan boru hattı üzerinden sağlanabilir. Fakat bu proje hemen şimdi karar verilmesi durumunda en az 2-4 yıllık bir süre alacaktır.

Nereden bakılırsa bakılsın Batı’nın küresel ekonomideki gücü her geçen gün azalırken, Doğu ekonomileri hızla yükselecek. Bir tarafta 750 milyonluk batı pazarı, diğer tarafta 3.5 milyarlık doğu pazarı. Dünya ikiye ayrılınca kazanan doğu ekonomileri olurken, hızla kaybedecek olan Batı ekonomileri olacaktır. Böylesi bir durumdan sonra dünyada hegemonya gerilimi yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Batı dünya hegemonyasını kaybetmemek için çok sert tavırlar alacaktır. Bu da gerilimi daha da arttıracağa benziyor. Dünya da kurulu düzen yeniden belirlenmesi anlamına gelecektir. Bu da savaş ile olabiliyor. Batı’nın savunma sanayi bugün itibarı ile Doğu blokundan çok üstün, Çin daha yeni savaş gemileri inşa etmeye başladı. Nükleer konusunda Doğu- Batı dengesi var denilebilir.

24 Şubat 2022 tarihi ile dünya iki ana karaya ayrılmaya ve 3. Dünya Savaşı için geri sayımın başladığını görebiliyoruz. Dijitalleşmenin hızla geliştiği bir dönemde çıkabilecek savaş da yeni sistem üzerinden olacağı ve dünya nüfusunun ciddi azalacağını yetkili kurumlar söylüyor.

Yanıt verin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
Bağlantıyı kopyala