Çevremdeki kişilerin her geçen gün kriptoparalarla daha yakın bir ilişki kurduğunu görürken ve bundan memnun olurken, bir yandan da insanların blokzinciri dünyasındaki gelişmelerin içerdiği devrimci niteliklerden hiç haberdar olmadıklarını fark ederek kendime bundan görev çıkartıyorum. Bir şeyler yapmam lazım diyorum…
Ethereum blokzinciri platformunun kurucusu olan Vitalik Buterin ile geçen hafta yapılan 3 saatlik bir video söyleşisinin ardından, bu konuşmanın damağımda bıraktığı tadı sizinle paylaşmak istiyorum. Vitalik’i dinlerken, Ethereum platformunun blokzinciri devrimine nasıl yardımcı olacağını hayal etmeye çalıştım. Video konuşmayı kanalında gerçekleştiren Lex Fridman da Vitalik gibi Rusya doğumlu bir araştırmacı-vlogger. Bugüne de çok değerli bilim insanlarıyla 189 kayıt gerçekleştirip YouTube’a yüklemiş biri. Vitalik ile 188 numaralı kaydı gerçekleştirmiş.
Buterin, 1994 doğumlu Kanada vatandaşı bir yazılımcı ve filozof. Bitcoin üzerine çıkan ilk online dergilerden birinde iki sene yazarlık yaptıktan sonra bitcoin’in sadece “paranın blokzinciri” olduğunu söyleyip, 2015’de her şeyin blokzincirini yapmaya kalkışmış önemli bir girişimci. Onun, ”Ethereum her şeyin blokzinciri olma fikriyle yola çıktı” cümlesini biraz eşeleyelim…
Ethereum: Her şeyin Blokzinciri
2009 başından bu yana hayatımızda olan bitcoin’in çok önemli bir buluş olan blokzincirlerinin ilk uygulaması olduğunu ve öncelikle para gönderme değer saklama amacıyla kullanıldığını biliyorsunuzdur. Devletlerin kullandığı ve 2008 krizinden sonra hesapsız bir biçimde çoğaltılmış olan fiat (yani dolar, euro, yen ve TL gibi şu anda yaygın olarak kullandığımız) paraların bu çoğaltma neticesinde zaman içinde daha da değersizleşmesine karşı bir ilaç oldu bitcoin ve kriptoparalar. Devletlerin kullandığı paralarının değersizleşmeden etkilenmek istemeyen insanların kaçışı oldular.
Gün geçtikçe değersizleşen fiat paraların kaderinden kendilerini korumak isteyen, dünyanın her yerine dağılmış “yatırımcılar” yaşadıkları her topluluğun içinde öncü konumuna geldiler. Arada bir yaşanan dramaları ve bunlardan kaynaklanan imaj kayıplarını saymazsak uzun vadede bu kriptopara yatırımcıları dünyanın her yerinde ceplerindeki paralarının değerini erimekten kurtaran ileri görüşlü ve öncü kişiler olarak algılanıyorlar.
Ethereum platformunun kendi coin’i olan “ether” isimli kriptopara da yatırımcıların portföyündeki en önemli ikinci yatırım aracı oldu, hala da olmaya devam ediyor. Bu yatırımcıların sayısının bizim ülkemizde 5 milyonu, dünyada da 100 milyonu bulduğu düşünülürse burun kıvırması kolay olmayan bir gerçekliğin ortasında olduğumuz söylenebilir. Ne var ki, dünyadaki kriptopara yatırımcılarının büyük bir bölümü Ethereum ve başka pek çok coin ve token’ın arkasında dünyalarını değiştirmekte olan projelerin olduğunu bilmiyor.
Mesela benim şöyle bir derdim var: Çevremdeki insanların büyük çoğunluğu blokzinciri ve kriptoparalar evreninde gerçekleşen gelişmelerin, borsa ve finans piyasalarında yıllardır duyageldikleri türden bir kumar oynamak olduğunu zannediyor. Oysa ki şu anda dünyanın merkezi finans sistemi ve Wall Street gibi paranın Kabesi sayılan merkezlerin yıkılışını izlemekteyiz. Sokaktaki insanlarımız kriptolarla ilgili duydukları olayların hala eski tip borsa simsarlarının ve para sihirbazlarının evreninde gerçekleştiğini sanıyorlar. Oysa, eski paranın sahipleri 1700’lerden bu yana adım adım inşa ettikleri, yüzlerce yıldır dünyaya hükmetmelerini sağlayan ve çalışma prensiplerini sıradan insanlardan özenle gizledikleri sistemin yıkılışını büyük bir endişe ile izlemekteler.
Merkez ve ticari bankalar üzerinden işleyen, bu güne dek bizlere sonsuza dek var olacak, kutsal ve asla sorgulanmaması gereken bir muamma olarak pazarlanmış olan para sistemlerinin çatırdayarak yıkılışını bizlerle beraber izliyorlar. Son dayanakları olan insanların yani bizlerin yaygın cehaleti de azalarak bitmekte.
Halkın Ekonomik Kurtuluşu
Onlar aslında dünyanın her yerindeki insanları, yani sıradan halkı kendi para sistemlerinin kölesi gibi görüyorlar. Paranın sahipleri diyebileceğim bir zümre var ve bu sahipler yakın geçmişe kadar bir sır bulutu arkasında saklanmış durumdaydılar. Bugüne kadar çok iyi gizlenmişlerdi. Hiç birimiz para denilen kavramı tam olarak anlayamıyorduk. Aynı büyük bir kilise gibi, sadece yüksek ruhban sınıfının anlayabileceği sırlarla bezenmiş, sıradan insanların vakıf olamayacağı ezoterik ve mistik bir yapı içinde yaşayıp gidiyorduk.
Biricik dünyamızı kirleten hidrokarbon yakıtlar ile tek bir merkezden üretilip sonra her türlü ulusal renge boyanan kağıt paraların ortaklığı sürerken, bizler illüzyonun içinde duman olup gidiyorduk. Sekiz küsur milyar insana dev bir sinemada film oynatılıyordu adeta. Bu filmi yüzlerce yıldır oynatanlar artık endişeli gözlerle izliyorlar olan biteni.
Ama artık merkezi illüzyonların ve insanları maskaraya çeviren bu globalist sinemanın antrakt zamanı geldi. Işıklar yandı ve senaryosuyla, kadrosuyla, renkli sinemaskop filmleriyle gece gündüz izlememiz ve uyumaya devam etmemiz için hazırlanmış bu küresel sinemanın foyası meydana çıktı. Dünyadaki 100 milyon kriptopara yatırımcısının hepsi uyandı demiyorum. Dediğim, sadece henüz küçük bir grubun bu sinemanın ve oynatılan filmlerin farkına vardığı. Böyle bir sinemanın varlığına bile inanmak yakın zamana kadar çok zordu, hemen çevreniz tarafından “komplo teorisyeni” diye yaftalanabilirdiniz.
İşte şimdi bir uyanma hali içindeyiz ve Vitalik Buterin’in geçen hafta kaydedilmiş videosunu izlerken bizi uyutan globalistlerin sinemalarının nasıl yıkılacağını hayal ediyordum. Son derece teknik bir dille konuşuyor Vitalik. Hatta bir dakika kadar aralarında Rusça konuşuyor yayını yapan Fridman ile misafiri. Ne konuştuklarını anlayabilecek 10,000 kişi yoktur şu an dünyada inanın. Arada sırada Lex Fridman’ın da Vitalik’in ne dediğini anlamadığını görebiliyorum. Olsun. Ethereum platformu adım adım yeni dünyanın kurulduğu deneysel atelye olmayı sürdürüyor. Ethereum blokzincirinin üzerinde program yazan ve çeşit türlü ülkeye yayılmış ama bir arada çalışan yazılımcılar, matematikçiler, kriptoloji uzmanları deneysel bir tiyatro kumpanyası, yok yok, bir gerçeklik kumpanyası gibi adeta. Bu deneysel gerçeklik kumpanyası, insanlığı birkaç yüzyıllık uzun bir uykudan uyandıracak. Hazırlık bunun üzerine.
Halk, yani bizler yüzyıllık bir uykudan uyanmaktayız. Henüz her şey bitmedi, hazırlıklarımız devam ediyor. Sinemanın seyircileri topyekün uyanmış değiller daha. İlk sahnede Bitcoin isimli oyunu izliyorlar ve bu öncü oyun da başka bir deneysel trup tarafından daha evvel yazılmıştı.
Sonuçta ne demek istiyorum?
Sonuçta lafı getirmek istediğim yer şu:
Kriptoparalar klasik finans çevrelerinin geliştirdiği bir film değil. Tam aksine o çevrelerin çok endişeyle izledikleri yeni tür bir gerçeklik oyunu ve dünya tasarımı.
Bundan sonra halkın ekonomik olarak kendi gerçekliğini kendi eline alacağı yeni bir dünya ve yeni bir gelecek hazırlanıyor. Kendi değiş-tokuş sistemini, kendi parasını insanlar artık kendileri üretecekler. Köhnemiş globalist merkezi yapılar bitecek.
Ethereum bu yeni gerçeklik oyununun sahneleneceği ilk platform. İnsanlığın kendisine inşa edeceği yeni yönetsel yapıları, belki de yeni dünya devleti ilk defa bu deneysel platform üstünde çalışıyor olacak. Bu yeni dünya eskiye benzemeyecek, yalanların sineması bitecek ve en önemlisi dünya artık insan (ve hayvan) kanıyla beslenmeyecek, çevreyi kirletmeyecek, fakirlik bitecek. Akıl ve bilim hakim olacak.
Başka her şey teferruattır arkadaşlar.
