bitcoinBTC/TRY
766.196,26 TL 3,59%
ethereumETH/TRY
47.293,91 TL 3,14%
tetherUSDT/TRY
27,41 TL 0,04%
bnbBNB/TRY
5.967,01 TL 1,37%
xrpXRP/TRY
14,34 TL 1,58%
usd-coinUSDC/TRY
27,41 TL 0,01%
staked-etherSTETH/TRY
47.380,26 TL 3,23%
solanaSOL/TRY
652,43 TL 11,77%
cardanoADA/TRY
7,25 TL 3,96%
dogecoinDOGE/TRY
1,73 TL 1,76%

Paylaş

Foodverse: Metaverse’de Yemek

c2qDNOZ07yREr8UJUOrX9KoKG5m2 f893pfq

Yemek yemek, beslenme ihtiyaçlarımızı karşılamaktan daha fazlasıdır, bundan daha derine iner. Toplumsaldır, dostlukları geliştirir ve bağlar kurar. Afrikalı bir edebiyat ikonu olan Chinua Achebe konuyla ilgili şunları söyler:

“İnsanların yemek yemek için bir araya gelmelerinin sebebi evlerinde yiyecek olmaması değildir. Birlikte yemek yemek iyi olduğu için toplanırlar.”

Bu söz, gıdanın ilişkilerin ve genel olarak toplumun inşasında sahip olduğu derin etkinin altını çiziyor. Metaverse’nin gelişiyle, yiyeceklerin Web 3.0’a girmesi de kaçınılmazdır.

Büyük markalar şimdiden bunu denemeye başladı. Bu yazıda, Metaverse’de yiyecekleri nasıl tüketebileceğimize ve Web 3.0’a girerken gıda markalarının şu anda ne yaptığını inceleyeceğiz.

Foodverse Nedir?

metaversefood2 min scaled 1

Foodverse, Metaverse’ye yiyecek getirmek olarak tanımlanabilir. Temel olarak, Metaverse’yi deneyimlerken gerçek veya sanal yiyecek yeme deneyimidir.

İlk olarak, markalar yemek siparişi verirken müşteri deneyimini geliştirmek için Metaverse’yi kullanabilir. Sonuçta insanlar yemek siparişi vermeden öncesinde menü almaya alışkın.

Metaverse, bu menüleri ‘gerçek hayatta’ yansıtmaya yardımcı olabilir ve bir müşterinin sipariş etmek istediği yemeği, nasıl görüneceğini ve hatta sipariş vermeden önce onu hissetmesini görsel olarak deneyimlemesine yardımcı olabilir.

İkinci olarak, arkadaş grupları aynı zamanda bir odada bir araya gelip bir şeyler içebilir ve hatta Metaverse’nin sürükleyici deneyiminin keyfini çıkarırken bir yemeği paylaşabilir. Örneğin, bir yolcu gemisinde, bir ormanın ortasında buluşup yemek yiyebilir veya en sevdikleri grubun canlı bir performansına katılabilirler. Bu dijital çeşitlilik, ilişkilerini geliştirir ve gerçek dünyadaki olaylara benzer bir deneyim yaratır.

Üçüncüsü, gıda markaları, şarap gibi nadir ürünler oluşturmak ve bunları sınırlı miktarlarda üretmek için NFT’leri kullanabilir. Daha sonra bu ürünler için NFT’ler basabilir ve tüketicilerine satabilirler. Bu NFT’ler, gerçek mülkiyetin bir işaretidir ve şirketlerinin marka değerini artırır. Koleksiyonerler buna bayılacaktır.

Tüketiciler, bu NFT’leri ikincil pazarlarda satma ve hatta Metaverse’de çevrelerinde topluluklar oluşturma seçeneğine sahiptir. Gıda ürünlerini tokenize etmek; toplulukların, şirketlerin ve markalarının sahipliğini hissetmelerine de yardımcı olur.

Son olarak, Sandbox gibi Metaverse platformlarının kullanıcıları da arazi satın alabilir, evlerini inşa edebilir ve arkadaşlarını yemeğe davet edebilir. Bir kullanıcı dünyanın dört bir yanından birden fazla arkadaşını davet edebileceği ve onlarla sanal yemek veya içecek paylaşabileceği için bu, oyunun kurallarını değiştirecek bir durumdur.

Foodverse’teki Önemli Markalar

foodverse

Şu anda sanal gıdanın değeri çok az gibi görünebilir, ancak uzun vadede hem sanal hem de fiziksel dünyayı birleştirmek kaçınılmazdır. Şirketler, yemeğinizi Metaverse üzerinde sipariş ettiğiniz, teslim ettirdiğiniz ve o an yaptığınız şey her ne ise, o deneyimden ayrılmadan yemek yediğiniz örnekleri deniyor. Bunu yapan önemli bir marka, Chipotle’dir.

Müşterilerin sanal yemek deneyimi yaşamasını sağlamak için Chipotle, Roblox ile ortaklık kurdu. Müşteriler Metaverse üzerinde sipariş verdiklerinde, daha sonra evlerine teslim edilen ücretsiz yiyecekler için kullanabilecekleri krediler kazanırlar. Bu, fiziksel ve dijital dünyaların nasıl birleşebileceğini gösteriyor.

Onerare gibi diğer şirketler, yemek severleri bir araya getirerek ve onları ünlü şeflerle ilişkilendirerek yemek deneyimini somutlaştırıyor. Daha sonra yemek hazırlamaktan ve paylaşmaktan edindikleri deneyimden NFT’ler oluşturabiliyorlar. Tüm bunlar Metaverse üzerinde oyunlaştırılmış bir şekilde yapılıyor.

McDonald’s ayrıca Metaverse’de restoran açmayı planlıyor. Şirket zaten Metaverse üzerinde on tane ticari markanın patentini aldı. Sanal deneyimlerden yararlanmayı, müşterilerin Metaverse’den yemek sipariş etmesini ve evlerine teslim edilmesini sağlamayı amaçlıyorlar. Müşteriler ayrıca avatarları için dijital yiyecek de alabilecekler.

Metaverse’de ürün piyasaya sürmeye çalışırken ticari marka başvurusunda bulunan diğer gıda şirketleri, Kraft Foods Group, In-N-Out Burger ve Del Monte Foods’tur.

Restoranlar ve gıda markaları, Foodverse’ye girmekten fayda sağlayacaktır. İlk olarak, Foodverse’ye girmek, bu şirketlerin daha iyi müşteri ilişkileri ve bağlılık oluşturmasına yardımcı olur. İkincisi, aynı zamanda marka bilinirliğini artırır ve daha fazla tüketiciyi ürünlerine çekebilir. Son olarak, restoranlara birden fazla gelir akışı yaratma fırsatı sunar.

Tabii ki, özellikle bu kadar farklı coğrafyalar söz konusu olduğunda, sanal ve fiziksel gıda arasındaki uçurumu kapatmak için daha kat etmemiz gereken çok yol var. Ancak bu, doğru yönde atılmış bir adım olacaktır.

Sinancan Öztürk

Sinancan Öztürk

Sinancan Öztürk, 19 Nisan 2001 tarihinde İstanbul’da doğdu. Küçüklüğünde her kitabı ayrı bir evren olarak gören Sinancan, bir gün kendi evrenlerini yaratmaya karar verdi ve zihninde dolup taşan karakterleri sayfalara dökmeye başladı. Çizgi romanlara fazlasıyla sevgi gösterdi ve geceleri kozmoloji belgeselleri izlemekten büyük keyif duydu. Dijital medyayı da yakından takip ediyordu ve hobi olarak, ileride büyük bir tecrübeye dönüşeceğini bilmeden, YouTube kanallarını bilgi içerikli videolar yükleyerek büyütüp, satıyordu. “Satmak” demişken… Kahramanımız aynı zamanda, ailesinden alıp alıp biriktirdiği harçlıklar ile, oynadığı basketbol kulübündeki takım arkadaşları için yurtdışından ürün getirtip gelir elde edecek kadar paradan para kazanmaya takıntılıydı. Bu da onu elbet önce kripto paralarla, sonra da Blockchain teknolojisi ile tanıştırdı. 2018’de bu dünyaya adım attığında, hayatının geri kalanının önceden planladığı gibi gerçekleşmeyeceğinin bilincinde değildi. Zaman içerisinde bir tutku daha edinmişti. Yine küçüklüğündeki gibi bir karar aldı ve iki hobisini birleştirmeye karar verdi, “Ben Blockchain’e odaklanan bir medya şirketi kuracağım!” dedi. Ancak bu planı bir süre gerçekleşmeyecekti… 2019’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi bölümünü kazandı. Bilerek bir yıl hazırlığa kalıp, vaktini kendisini bu alanda eğitmek için harcayan Sinancan; kendini fakültedeki ilk yılı bitmeden üniversitesinin Blockchain kulübünün başkanı olması için teklif alacak seviyeye getirmişti. Düşündü, İstanbul Bilgi Üniversitesi gibi medya odaklı bir üniversitede, hayalini kurduğu Blockchain girişimini gerçekleştirmeye yaklaşabilir miydi? Denemeye değerdi. “Bir nevi demo olur,” dedi ve işe ilk olarak, birinci sınıfın sonunda temel bilgilerini edindiği Ekonomi bölümünü bırakıp, yöneticilik ve planlama becerilerini geliştirmek için İşletme bölümüne geçmekle başladı. Her zaman hayal ettiği üzere, çokça dile getirdiği “Bir kulüpten daha fazlası” mottosunu hiç bozmadı. Kendisiyle birlikte kulübünü de geliştirdi. 2022 yılının Ekim ayında ise, edindiği bilgi ve tecrübelerini resmiyette de pratiğe dökmek istediğinden dolayı iş hayatına atıldı ve Kriptomeda bünyesinde görev almaya başladı. O günden beri Sinancan, günlük kahve tüketimini %80 oranında artırdı.

Yanıt verin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
No coins selected
Bağlantıyı kopyala