Piyasaların iki haftadır Fed’in manipülasyon (yönlendirme) söylemlerinin etkisinde kaldığını gözlemliyoruz.
Dolar endeksi 92 seviyesine yükselmesi, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,47’ye gerilemesi, diğer Fed üyelerinin aynı süreçte açıklamalar yapması, enflasyonun geçici olacağını özellikle belirtmeleri aslında endişelendiklerinin göstergesi oldu.
Bu süreci ABD Fed eski başkanı ve şu an Hazine Bakanı görevini yürütmekte olan Janet Yellen’ın başlatması, Fed’in bağımsız olmadığını da göstermiş oluyor.
Janet Yellen’ın ısrarla “faizler artmalı” söylemleri, aslında Fed’in bağımsız olmadığının işaretidir.
Gerek yönetim kurulu, sermaye, dış ticaret açığı, gerek bilanço büyüklüğüne baktığımızda ne finansal anlamda ne de yönetim anlamında bağımsız olmadığı ortadadır.
Diğer önemli bir süreç de politikayı kimin belirlediği ve parayı kimin verdiğidir.
Fed’in 108 direktörünün tamamı aslında Janet Yellen veya Jerome Powell ile aynı görüşte değil.
Geride bıraktığımız hafta da açıklama yapanların tamamı destek vermek amaçlı bu sürece dahil oldu yani tamamının aynı görüşü savunduğunu söylemek zor.
Diğer yandan üyelerin tamamının asil değil yedek üye olduğunu da unutmamak gerek.
Gereğinden fazla likiditenin kalıcı hiperenflasyona neden olacağı herkes tarafından bilinmekte.
Piyasalar sadece yaz sezonunu fırsat bilerek Fed’e zaman tanıyor, inanmak istiyor.
Enflasyonun geçici olmadığını, gördüklerinde hiçbir şey eskisi gibi olmaz!
Teknik olarak 89 seviyesine gerileyen dolar endeksinin, 1.916 dolar seviyesine yükselen altının ons fiyatının, 30 dolar seviyesine yükselen gümüşün ons fiyatının veya diğer değerli emtiaların düzeltme için bir fırsata ihtiyacı vardı o düzeltme de bu bahaneyle erken de olsa gerçekleşmiş oldu.
Şunu tarih unutmaz “Enflasyon varsa altın ve gümüşün sözü geçer.”
Sözlü müdahalenin nedeni herkes tarafından bilinirken, Fed’in gelecek ile hamleleri belirsizliliğini koruyor.
Ancak ihtimallere karşı da hazırlıklı olmak gerek olduğunu düşünüyorum.
Bunun örneğini üç hafta önce değerli metallerin yüzde 50’si ile dolar pozisyonu alınması gerektiğiyle vermiştim.
Diğer yüzde 50 için vakit olduğunu düşünüyorum.
Nato Zirvesi’nden sonra da bazı beklentiler değişmeye başladı.
Dünya ülke liderlerinin dünya yeni finans sistemi konusunda herhangi bir anlaşmaya varamadıklarını düşünüyorum.
Tamamının genel itibariyle kameralar önünde olumlu mesajlar verdiğini gördük.
Yeni anlaşmaların yeni hazırlıklarına sanırım başlandı.
ABD-Rusya, ABD-Türkiye ilişkileri yeniden gözden geçirildi, çeşitli pazarlıklar konuşulmuş olabilir.
Türkiye’nin Afganistan politikası, AB’nin Türkiye’ye göçmenler için 3,5 milyar Euro gönderilmesi, Fransa’nın olumlu açıklamalar yapması gibi nedenler kısa vade için yurt içi piyasalara olumlu yönde yansıya bilir.
Her ne kadar dolar/TL kuru 8,80 lirayı zorlasa da kısa vade için (3-4 hafta) gelebilecek açıklamalar karşısında gerileyebilir.
Bu öngörüm gerçekleşirse değerli metallerde de kısa vade için gram/TL de gerileme görebiliriz.
Ancak 1 kg dolar karşılığı veya ons için düşüncem değer artışlarını sürdüreceği yönünde.
Haber akışları hızlı, gelişmeler farklı olunca, haliyle farklı pozisyonlar almak gerektiğini düşünüyorum.
Önceliğimiz kısa-orta-uzun vadeyi belirlemek, sonra da sepet yapmak.
Yatırımcıların önce vadesini belirlemesi sonra da sepet yapmasını önemsiyorum.
Altın, gümüş, dolar ve TL’den oluşan bir sepet.
Ons’lar gerilediğinde elinde doların olması, döviz kurlarının gerilemesi elinde TL’nin olması, altın ve gümüşün değer kazanması elinde altın ve gümüşün olması gibi.
Her ihtimale karşı ters pozisyonda kalmamak için bazen farklı pozisyonlar almak önemli.
Yıl içinde yükselişin bitmediği konusunda ise öngörüm aynıdır: “Yeni zirveler bizi bekler”
İyi tatiller diliyorum…
