TL;DR: Bugünkü yazımda yeni izlediğim bir söyleşisinden faydalanarak Elon Musk’ın çeşitli konular hakkındaki görüşlerini aktaracağım. Söyleşiyi yapan Matthias Döpfner Alman Axel Springer yayın grubunun tepe yöneticisi ve onun için Almanya’nın en önemli gazetecisidir desem sanırım yanlış olmaz (Ref:2).
Bu yazıda kullandığım videonun linkini Referans bölümünde bulabilirsiniz (Ref:1). Konuşmayı bu köşenin uzunluk kriterlerine uyması için epeyce kısalttım ve özetledim.
Söyleşi:
Matthias Döpfner: Bana bir zamanlar bir büyük savaş gerçekleşecek olursa bunun içinde Yapay Zeka (YZ) teknolojisinin yer alacağını söylemiştin. Şimdi elimizde çok konvansiyonel bir savaş var (Ukrayna-Rusya savaşını kastediyor). Bunda da YZ’nin yardımı olacak mı?
Elon Musk: Eğer 3. Dünya Savaşı çıkacaksa bunun nedeni, bir ülkenin ya da bölgenin elinde ileri YZ teknolojisi olması ve diğer büyük güç veya güçlerin buna sahip olma avantajını o ülkeye kullandırmak istememesi olacaktır. O ülkenin YZ teknolojisini ileri silah sanayi içinde kullanmasını engellemek için olacaktır. (Elon bariz biçimde Çin ve ABD’yi işaret ediyor!-CŞT)
Rusların roketlerini artık ihraç etmeyecekleri açıklamasına karşı, biz SpaceX’de kendi roketlerimizi yapıyoruz. Boeing ve Lockheed firmaları Rusların RD-180 motorunu ithal ediyorlardı, ki çok başarılı bir motor olduğunu kabul etmeliyim. Bu iki firma Blue Origin tarafından imal edilen roketlere güveniyorlar ancak o motorlar da henüz uçmaya hazır değil.
MD: Siz bilginiz ve üretim kabiliyetlerinizle modern savaşlarda stratejik bir silah gibisiniz. Bu açıdan Ukrayna’da bu kabiliyetlerinizi kullandınız mı?
EM: SpaceX ve Tesla bugüne kadar hiçbir türden silah teknolojisinin imalatına girmeye (Amerikan devleti tarafından) zorlanmadı. Ancak çok mecbur kalınırsa bize başvurulur sanıyorum.
MD: Yani metaforik manada yaptım silah benzetmesini: Siz bilginizle ileride ortaya çıkabilecek bir YZ savaşında çok önemli olacaksınız.
EM: Geleceğin daha iyi olmasının ihtimalini arttırıcı işlerde kullanılmayı tercih ederim. Öyle olmaya çalışıyorum. Bazen hatalar yapıyorum ama sonra onları düzeltmeye çalışıyorum. Tüm insanlık için geleceğin daha iyi olmasını sağlamaya çalışıyorum.
Oyun zamanı sona erdi!
Bu noktada MD stratejik konulara geri dönelim diyerek, Almanya’nın çok büyük bir stratejik hata yaparak nükleer reaktörlerini kapatmasına değiniyor. Özellikle Ukrayna savaşıyla bunun ne denli büyük bir hata olduğunu anlaşıldığını belirtiyor.
MD: Putin’in ve Rusya’nın Avrupa üzerindeki gücünü azaltmak için ve de-karbonizasyon için Almanya’nın daha fazla nükleer santral yatırımı yapması gerekmez mi?.
EM: Bugün önemle vurgulamak isterim ki Almanya yeni nükleer yatırımı yapmanın yanısıra eskiden kapattıklarını da geri açmalıdır. Nükleer enerji santrallerini kapatmak tam bir delilik! Özellikle de deprem veya tsunami gibi tehlikeli doğa olaylarının olmadığı bölgelerde, ki Almanya böyle bir yerde. Ayrıca kömür ile çalışan enerji santralleri nükleer olanlardan çok daha tehlikeli ve zararlı.
MD: Güneş ya da rüzgar enerjisi gibi alternatiflerin geleceği hakkında ne düşünüyorsun?
EM: Bence insanlığın uzun vadede enerji ihtiyacı güneş enerjisi ile karşılanacak. Bunun olması kaçınılmaz, ancak şu anda gece kapanan ve gündüz de sürekli akan elektrik enerjisini depolamak için pil teknolojimiz yetersiz. Bu nedenle güneş bataryalarına ihtiyacımız var. Ancak bugünden o noktaya kadar nükleer ile açığımızı kapatabiliriz. Tekrar ediyorum (Elon bunu Almanlara söylüyor) “lütfen kapattığınız nükleer santrallerinizi yeniden açınız. Bu bir ulusal güvenlik meselesi anlamıyor musunuz, oyun zamanı sona erdi”.
Küresel ısınma meselesi…
MD: Küresel ısınmaya adapte olmamızı isteyenler de var. Acaba bu da bir seçenek mi sence?
EM: Güneş, rüzgar, hidroelektrik, jeo-termal, nükleer… Geçiş için bunların hepsini kullanmaktan yanayım. Ama sonunda bir “Güneşten-Elektrik-Ekonomisine” yani güneşten elektrik toplama ekonomisine ve sistemine tamamen geçmemiz lazım. Güneş yokken, hava kapalıyken nasıl enerji toplanacak diye soranlar var: Bitkiler hava kapalıylen de büyüyor değil mi, o zaman güneş enerjisi hava kapalıyken de çalışıyor demektir. Ve güneş enerjisi ağırlıklı, diğer yenilenebilir kaynaklarla beraber (rüzgar, hidroelektrik vb.) ne kadar hızlı bir şekilde güneş-elektrik ekonomisine geçersek dünya için o kadar faydalı olacaktır. Yakında petrol, gaz ve kömürü bitireceğimiz şüphesiz. Bunlar sonsuza kadar çıkmayacak… Uzun vadede yeni bir sisteme geçiş yapmamız gerektiği aşikar, her halükarda hidrokarbon yakıtlar tamamen yanmış, bitmiş olacak.. Bu nedenle bu deneyi yapıp o günü beklemenin alemi yok.
Bu arada insanların zannettiği kadar iklim paniği içinde değilim ben
MD: Yani, bugünden 15 yıl sonrasına bakıldığında durum nasıl sence? Bugünden daha mı iyi, daha mı kötü?
EM: Kesinlikle çok daha iyi olacak durumumuz… Ben buna inanıyorum.
MD: Yani sizce, iklim meselesini çözeceğiz…
EM: Evet, kesinlikle iklim meselesini çözeceğimize inanıyorum, sadece bunun zamanlamasını bilmiyorum. Zamanlama çok önemli… Tesla’nın şirket olarak bu zamanlamayı ne kadar geriye çekmiş olduğuna çok önem veriyorum. İleriden geriye bakıldığında, Tesla acaba bu zamanlamayı ne derecede etkilemiş olacak? Tesla’nın tarihi rolü budur, başka bir şey değil. Bu geçiş kesinlikle olacak, ama acaba Tesla’nın varlığı bu geçişi kaç yıl hızlandırmış olacak? Bunu çok merak ediyorum.
Nüfus artışı meselesi…
MD: Bana bir zamanlar dünyada en az ya da en yanlış anlaşılan meselelerden birinin doğurganlık oranları olduğunu söylemiştin.
EM: Evet, dünya insanları yanlış bir düşünce ile hareket ediyorlar bugün… dünyanın kaldırabileceğinden çok daha fazla insan yaşadığını düşünüyor herkes. Oysa ki bu yanlış bir düşünce. Dünya bugünkü insan nüfusunun pek çok mislini besleyebilecek durumda… ve bu arada doğurganlık oranları da deliler gibi düşüyor. Birleşmiş Milletlerin bu konudaki tahminleri tamamen yanlış, düzeltilmesi lazım. Geçen sene bir ülkede doğan çocuk sayısı ile o ülkedeki yaşam beklentisini çarparsanız pek çok ülkede doğurganlığın düştüğünü göreceksiniz. Dünyada doğurganlık artmakta mı azalmakta mı? Cevap: Azalmakta.
MD: Aklıma sizin geçenlerde duyurduğunuz insansı robot projeniz Optimus geliyor. Bu konudaki motivasyonunuzu bize açıklar mısınız? Sanıyorum sadece Mars’a seyahat ile ilgili değil bu projeniz…Vizyonunuzu bizimle paylaşır mısınız?
EM: Evet… Yapay Zeka denilince, makineler ve robotlar denilince bana ürperme geliyor. Ben bu konuya ürkerek yaklaşmaktayım. Şu andaki gidişata göre insansı robotlar gelecekte bizleri tehdit edecek şekilde gelişiyor. Boston Robotics şirketinin ürettiklerine bakın, demoları her yıl biraz daha iyileşiyor. YZ konusunun ilerleme eğrisi çok hızlı gelişiyor…
Para ile ilgili…
Elon, MD’nin sorduğu zenginlik sorusuna şöyle cevap veriyor:
“Para dediğiniz, ürünler ve hizmetler için bir veritabanından ibaret, paranın kendi içinde bir kıymeti yok. Mal ve hizmetlerin değişimini zaman içinde kaydırabilen bir veritabanı para. Başka bir şey değil.”
Gerçek ekonomi mal ve hizmetlerdir. Peki bunu limitleyen ne? Emek. Emeğin sermayenin süzülmüş hali olduğunu görmek lazım. (Capital is distilled labor.) Bundan sonra da asla mal ve hizmette başka bir sınırlama olmayacak.
Bu kısımda tam Elon beynimizle Yapay Zekanın nasıl eklemleneceği konusunu anlatırken MD onu kesiyor ve konuyu singularity’ye (insan bilincini makine ortamına aktarma projesi) getirmek istiyor.
EM: Ben singularity’ye keskin bir geçiş olacağını sanmıyorum. Elimde şu verinin olmasını isterdim: Sayısal (inorganik, silikon) hesaplama kabiliyeti ile organik hesaplama kabiliyetinin oranı zamanla nasıl değişmekte… Bunun cevabını bilmek isterdim.
Kemikleşme…
Bu noktada Elon, ossification kelimesini yani kemikleşme sözcüğünü kullanarak, insanların ölümlü olması gerektiğini düşündüğünü dile getiriyor. Çünkü diyor, “”insanlar çoğunlukla fikirlerini değiştirmiyorlar sadece ölüyorlar.” Yani, yanlış fikirlerden ölüm sayesinde temizleniyoruz.
(Burada Elon’un Steve Jobs ile birebir aynı şekilde düşündüğünü belirtmek isterim. CŞT)
Yardım konusu…
İnsanlara para vererek görüntüde değil de gerçekten iyi bir şeyler yapmak istiyorsanız bu çok kolay değil. Şu anda dünyada açlık varsa bu gıda üretiminin yetersizliğinden ziyade politik ve lojistik bir meseledir. Pek çok ülkede açlık değil obezite sorunu yaşanıyor.
MD: Önünüzde olup çözülmesini istediğiniz problemler neler?
EM: Tam otomatik, sürücüsüz otomobil işini çözmeyi çok istiyorum. Gerçek dünya YZ teknolojisi ile bunu yapmaya çok yakınız. Tekrar tekrar kullanılabilir roket yapmayı da çok istiyorum, Starship ile de buna çok yakınız. Bunların hepsini bu sene sonunda bile çözmüş olabiliriz.
MD: Yapılmasının imkansız olduğunu düşündüğünüz bir şey var mı?
EM: İmkansız çok kuvvetli bir kelime. Ben bu kelimeyi kullanmayı sevmiyorum. Şu an aklımda olan en zor problem doğum oranlarının düşmesi sorunu. Bu konu her yıl daha kötüye gidiyor.
MD: Yazar Thomas Mann, bir insanın hayatının amacı mühendis olup insanlığın ilerlemesine hizmet edebilmek olmalıdır demiş. Bu tarif sana uyuyor mu?
EM: Kesinlikle uyuyor.
Son kısımda Covid üzerine konuşuyorlar… Elon, sentetik RNA’nın çok önemli bir buluş olduğunu ve Covid’in bunu hızlandırdığını, bu buluşunun öneminin de toplum tarafından henüz tam anlaşılamadığını ifade ediyor. İlaç konusunda adeta analogdan dijitale geçiş gibi çok önemli bir devrimin gerçekleşmiş olduğunu söyledi.
Ayrıca Covid’in bize insanlar üzerinde devletlerin denetiminin azaltılması gerektiğini de gösterdiğini söylüyor.
MD: Son olarak Elon, sence insanlığın karşısına dikilen en büyük varoluşsal tehdit nedir?
EM: “The biggest single threat to civilization may be the falling of birth rate”. İnsanlığı tehdit eden en büyük mesele doğurganlığın düşmesi olabilir. Ardından Yapay Zekanın kontrolden çıkması da büyük bir tehlike. Sonra dinler konusunda aşırıya kaçılması da büyük bir sorun.
MD: En büyük ümidiniz nedir?
EM: En büyük ümidim, insanlığın Mars üzerinde kendine yetecek bir şehir kurabilmesi olacaktır. İnsan bilinci dediğimiz bu mum gibi kısık alevin sönmemesi ve evrenin bu büyük karanlığında yanmaya devam etmesi gerek.
Referanslar:
