Bir hafta oldu içimize ateş düşeli.
138.satte bile kurtarılan oldu.
Umut ve dua ile beklemeye devam ediyoruz.
Bu süreçte psikolojik olarak çok yıprandık.
Özellikle bu süreci fırsat bilen mahluklar bile gördük.
Acımız her ne kadar taze olsa da mantıklı düşünüp yapmamız ve almamız gereken önlemler var.
Özellikle karar vericiler bugünlerde tedbirini artırmalı.
Şöyle sıralayabilirim;
– Başta diyanet ve kaymakamlıklar makbuzla bağış toplama işine ara vermeli.
Sahte makbuzlarla kapı kapı dolaşıp yardım toplayacaklar.
Ancak kim kime ne toplayacak belli olmaz.
İstismar edecekler, dolandıracaklar, yalan söyleyip duygu sömürüsü yapacaklar.
Bu süreçte karar vericiler, resmi hesaplara yönlendirmeli.
Bağış verdiğini düşünen kişiler ise belki bir terör örgütüne farkında olmadan yardım edebilir!
Hele ki bunu banka üzerinden yapar ve ileride tespit edilirse ciddi sıkıntı yaşayabilir.
Çocuklar, kadınlar, camiiler deyip istismar edecekler.
Kurgu tasarlayarak bölgeden video çekip sosyal medya veya WhatsApp üzerinden yardım toplayabilirler.
Buna alet olmamak gerek.
– Banka müşteri temsilcileri, bölgedeki müşterilerini tek tek aramalı.
Kredi kartı, banka atm veya emeklilik kartlarının güvenliklerini sorgulamalı.
Hırsız ve yağmacılar, binalardaki kredi veya atm kartlarını topluyor, alış-veriş yapıyor ya da nakit çekiyorlar!
Depremzede yakınları ise en azından yakınlarına bu konuyu anlatmalı, risk varsa müşteri hizmetlerini aramalı.
– Hırsız ve yağmacıların bölgeye akın etmelerinin nedeni enkaz altında kalan yastık altı birikimler.
Depremde yakınlarının almış olduğu bilgiler doğrultusunda böyle birikimlerin olması halinde güvenlik güçlerine bilgi vermesi, varsa sigorta şirketiyle irtibata geçmesi doğru olacaktır.
En azından yaralarına merhem olacak miktarları bile kurtarmak faydalı olur.
Enkaz altında birikimleri bulup görevlilere teslim eden şerefli insanları da gördük, yağmalayan şerefsizleri de.
– Önümüzde ramazan ayı ve iki bayram var.
Şüphesiz zekât, fitre ve yardımlarımız yıl boyunca milletimize olacaktır.
Acımız taze olduğundan dolayı duygusal değil, soğukkanlı olmalıyız.
Zekât vermemiz için illa Ramazan ayını beklememize gerek yok.
Bizim kültürümüzde genelde Ramazan ayı beklenir.
Bu yılki zekât ve fitrelerimiz için erken uyarıyı Diyanet vermeli.
– 10 ilde 7.584 yıkık bina ya da acil yıkılması gereken 12.617 ağır hasarlı bina var.
Doğal Afet Sigortalar Kurumu’nu (DASK), 125’ten arayarak yakınınızın dairesinin Dask’ı olup olmadığını sorgulayabilirsiniz.
– Bölgeden, bu süreci fırsat bilen fahiş fiyat uygulayanların görüntülü ihbarları da gelmeye başladı.
Ticaret Bakanlığı, bu sürecin takipçisi olmalı.
Sosyal medyadan şikâyet edenler ile irtibata geçilmeli.
Bu süreci istismar edenlerin tespit edilmesi halinde “para cezası” değil “ruhsat cezası” uygulanmalı.
– 7.584 yıkık bina olduğu için beyaz eşya ve elektronik cihazlarda artık kullanamaz hale geldi.
Depremzede yakınları, depremden zarar görmüş yakınlarından konut sigortalarının olup olmadığını öğrenmeli.
Çünkü Dask haricinde sigorta şirketleri zarar ödemelerini yapıyor.
Hayat sigortası, sağlık sigortası vs bunların olup olmadığını öğrenmek önemli.
Bugün bu uyarıları yapmak ya da yazmak kolay değil ama tedbir zamanı.
Hızlı toparlanmak için hızlı hareket etmeliyiz.
Tekrar hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
