bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 63,998.15 4.04%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,137.76 3.00%
bnb
BNB (BNB) $ 602.02 0.53%
solana
Solana (SOL) $ 145.76 7.57%
xrp
XRP (XRP) $ 0.522956 3.82%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.472094 6.20%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.150298 6.86%

Code is The New Art: Kod Artık Yeni Sanattır!

76435

Dijital sanat ve kripto sanat kavramlarını bugün NFT’ler sayesinde sık sık kullanıyor ve tartışıyoruz. Bu kavramların da aslında birbirine karıştığını görüyoruz. Kripto sanat eserleri, en basit anlatımı ile aslında dijital ortamda yaratılan bir eserin blokzincir üzerinden NFT formunda yayınlanması şeklinde kısaca tanımlayabiliriz.  Her ne kadar NFT dediğimiz değiştirilemez, bölünemez, tekil, biricik token’ları da genellikle sanat eserleri ile bağdaştırmaya meyilliysek de aslında bu noktada belirli ayrımları yapmakta fayda var.

Öncelikle NFT dediğimiz bu tekil token’lar sadece sanat eserlerinin sahiplik haklarını temsil etmiyor. Aslında tek bir token’a bağlanabilen her türlü hak sahipliğini temsil etmek üzere şifrelenmiş bir şekilde blokzincir ağında kayıtlı bulunan değerler olarak tanımlayabiliriz. Bu sahiplik dijital ortamda yaratılmış bir görsel sanat eseri olabileceği gibi bir müzik eseri, fiziki bir varlığın dijital ortamdaki hak sahipliği, dijital koleksiyon kartları, sanal arsalar, oyunlardaki karakterler veya yine oyunlarda kazanılan haklar, eşyalar, ödüller gibi hayal ürününün sınırlarını zorlayan birçok nesnenin de sahipliği olabilir. Şifrelenmiş bir şekilde dağıtık bir ağda güvenle tutulan ve zaman damgası sayesinde hak sahipliğini koruyan özel sertifikalar olarak görüyorum ben bunları.

“Dijital ortamda üretilen her şeyin ekran görüntüsü alınarak blokzincir ağında yeni hak sahipliği neden iddia edilemez ki” sorularının tartışıldığı bir gündemden de geçiyoruz bu arada. Anlaşılmaz şekillere, grafiklere, piksellere akılalmaz fiyatların verildiğini, milyon dolarların havalarda uçuştuğunu görüyoruz. Şahsen pul koleksiyonculuğu neyse, bu dijital eser, nesne koleksiyonculuğunu da aynı eksende görüyorum. Yeni nesil artık evlerinin duvarlarına asmak üzere tablo, salonlarında sergilemek üzere heykel veya obje satın almak, hele hele pul, para koleksiyonculuğu yapmak istemiyor. Kaldı ki bir evi olsun, tek bir mekana/adrese bağlı kalsın da istemiyorlar – hayatlarını tam anlamıyla mobil ve esnek yaşamak istiyorlar. Dolayısıyla sahip oldukları eserleri, koleksiyonları cüzdanlarında, ceplerinde taşımak onlar için daha önemli. Sahip oldukları bu eserleri sanal galerilerde, mobil app’lerdeki artırılmış gerçeklikle kurgulanan açık hava sokak sergilerinde paylaşmak istiyorlar. Hatta bu şekilde eserler görüntülendiği anda veya beğeni aldığı anda bir bağış/ücret tahsil edebilme imkanını da veren bir altyapı da sağlıyor teknoloji. Yani pul koleksiyonunuzu her gösterdiğiniz kişiden belirli bir ücret veya bağış aldığınızı düşünün. Bu gerçek hayatta tabii ki mümkün değil ama bir Mona Lisa’yı görmek için Louvre’a girişte 17 EUR verebiliyoruz. (Covid-19 öncesi eski güzel günlerde tabi!) Neden bu sanal sergilerden eserin hak sahipleri de anlık gelir kazanmasın? Gelir yaratma açısından bakıldığında aslında blokzincir teknolojisi ve NFT’ler işte bu noktada alternatif kaynak yaratma amacına gayet uygun hizmet ediyor. Diğer yandan NFT’nin bağlı olduğu akıllı kontrat sayesinde sanatçı, eser her el değiştirdiğinde de yeni satış fiyatı üzerinden belirli bir oranda komisyon veya ücret veya telif hakkı veya sanatçı payı, adını ne koyarsanız, almaya devam ediyor. Bu açıdan da gerçek hayatta sanatçının sahip olamayacağı bir imkan sunuyor.

Üretilen her eserin/dijital objenin sanatsal değeri olup olmadığı perspektifinden bağımsız olarak bakacak olursak şu an NFTler üzerinden üretilen bu eserlere ciddi bir hype olduğu açık. Bu kadar yüksek tutarların asla hak etmeyeceğini düşündüğümüz garip görünüşlü grafikler, çizimler, pikseller için ödendiğini gördükçe bu alanın bir para aklamaya dönük en uygun ortam olduğunu da insan düşünmeden edemiyor. İşte bu noktada aslında durum fiziki dünyayla da benzeşebiliyor. Kara para ile alınan hiç mi sanat eseri, tarihi eser veya koleksiyon parçası yok? Tüm suçlu kripto veya NFT’ler mi? Hiç zannetmiyorum – konumuz da bu değil zaten.

Gelmek istediğim nokta, blokzincir teknolojisinin devrimsel yıkıcılığının sanatı dönüştürmedeki rolünü tartışmak.

Yukarıda bahsettiğim gibi alışkanlıklar değişiyor, mobilite, esneklik, çeviklik ve dijital deneyimler artık günümüzün tercihleri ve gereksinimleri.

Statik eserler yerine devinimsel, kendini yenileyen, yaşayan eserler görüyoruz. Fiziki enstalasyonlar yerine dijital performanslar ve bunları ölümsüzleştiren, blokzincirde güvenle korunmasını sağlayan NFT’ler artık hayatımızda. Ve biz aslında bunların bize yaşattığı deneyime değer biçiyoruz.

Sanatçının malzemesi artık fırçası, tuvali, boyası değil. Fırça darbesi veya boyayı tuvale döktüğü teknikle duygusunu nasıl yansıttığı değil, veri dizinini nasıl eserine aktardığı, eserinin dinamikliği, kullandığı verinin derinliği, aynı zamanda o esere ait tek adet NFT mint edildiği artık bu değeri belirleyen faktörler.

Sanat bir dışavurum, sanatçının isyanını yansıtmak ise bu konuda en başarılı sanatçılardan Banksy’nin de bir eserinin NFT olarak üretildiğini görmek bizi şaşırtmamalı. Bu hafta yepyeni bir olaya da tanıklık ettik: bir grup tarafından satın alınan fiziki bir Banksy kopyası, satın alan koleksiyoner grubun elemanları tarafından “yakılarak”, kripto jargonundaki anlamıyla “burn” değil, bildiğiniz yakılarak bu eylem NFT’ye dönüştürüldü. Ve bu eylemin arkasındaki felsefe tam da teknolojinin sanatı götürdüğü yeni yeri anlamamız açısından önemli. Grubun adı TheBurntBanksy. Yakılan eser Banksy’nin 2006 yılındaki “Morons” adlı 500 adetlik baskı eserinin Aralık ayında Christie’s müzayede evinde 33.000 USD’ye satılan orjinal sertifikalı 325. nüshası. İronik olarak yine Banksy’nin bir müzayede evinde satışı yapıldıktan hemen sonra salondakilerin gözleri önünde parçalara ayrılan Girl With Baloon – Balonlu Kız işini de çağrıştırıyor eser. Grup elemanlarının eseri yakma seremonisini kayda alırken yaptığı açıklama da devrimsel nitelikte: “NFT’ye ve fiziksel parçaya sahip olsaydınız, değer öncelikle fiziksel parçada olurdu. Fiziksel parçayı var olmaktan çıkararak ve sadece NFT’ye sahip olarak, blokzincirdeki akıllı kontrat yeteneği sayesinde NFT’nin kimsenin parçayı değiştirememesini ve dünyada var olan gerçek parça olmasını garanti edebiliriz. Böylelikle fiziksel parçanın değeri NFT’ye taşınacaktır. ” Açıklamayı yapan maskeli grup elemanının üzerindeki sweatshirt’ün de Balonlu Kız resmini taşıyor olması ayrı bir ironi ve gönderme! Üretilen NFT Opensea platformunda 9 Mart’a kadar açık artırmada. Verilen teklifleri takip etmek için bu linke giriş yapabilirsiniz.

Banksy Moron NFT
Original Banksy Morons – NFT

BTCHaber’deki köşemde 1 Ekim 2020 tarihinde yayınladığım “Dijital Sanatçılar İçin Yeni İlham Perisi: Bitcoin!” başlıklı yazıma konu olan “Right Place & Right Time” adlı eserin yaratıcısı Matt Kane bu hafta bana ulaşarak, kendisini bir şekilde içinde bulunduğu bir NFT satışına ilişkin haberi paylaştı.

Yukarıda bahsettiğim yazıma konu olan eser, o dönemde 100 Bin USD değer ile en yüksek bedelden satılan NFT olarak kayda geçmişti! Bugün ilk kez Christie’s’de bir NFT’si satılacak olan Beeple’in NiftyGateway’deki eserlerinin 6,6 milyon USD’ye alıcı bulduğunu görüyoruz!

Matt’in paylaştığı satış haberi ise Matt Furie’nin yarattığı, bugün sayısız meme’ye ve blokzincir üzerindeki ilk NFT’lerden olan RarePepe’nin yaratılmasını sağlayan meşhur kurbağa karikatürünün Homer versiyonu olan HOMERPEPE’nin satışı. Aslında bu NFT ilk olarak 2018 yılında bir açık artırmada Peter Kell tarafından 38.000 USD’ye satın alınıyor. İşin özelliği ise, günümüzde NFT’lerin çok büyük bir kısmının Ethereum blokzincirinde olmasına karşın HOMERPEPE’nin Bitcoin blokzinciri üzerinde yaratılan bir NFT olması.

HOMERPEPE NFT

HOMERPEPE, Matt Kane’in “Cryptoart Monetization Generation” NFT’si için tarihteki ilk NFT’lerden olması açısından da ilham kaynağı olmuş. Matt Kane bu eseri 25 Şubat 2021’de yaratarak Superrare üzerinden açık artırmaya koyuyor. Kane’in Right Place & Right Time eserinin haklarını elinde bulunduran TokenAngels adlı koleksiyoner grup ise bu eseri gördükten sonra orijinal HOMERPEPE’ye sahip olmak için kolları sıvıyor ve Peter Kell’e ulaşarak 320.000 USD bedel ile satın alımı gerçekleştiriyor.

Cryptoart Monetization Generation

NFT çılgınlığında acaba gelinecek son nokta ne olacak diye düşünmeden edemiyor insan. Bir Picasso, bir Da Vinci veya bir Van Gogh ile karşılaştırdığınızda çok basit ve anlamsız gibi gelse de aslında bu eserlere sanatın dijital alanda kendisine yeni yön bulması açısından bambaşka akımların doğmasına önderlik eden devrimsel eserler gözüyle bakmak gerektiğini düşünüyorum. HOMERPEPE kripto sanat ve NFT akımının doğmasına öncülük etti. NFT sanatının ne yönde gelişeceğini merakla ve ilgiyle izleyeceğiz!

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Ebru Güven

Ebru Güven, Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünden mezun olduktan sonra profesyonel bankacılık kariyerine 1997 yılında başlamış ve 2018 Mayıs ayına kadar Türkiye'nin saygın bankalarında, ağırlıklı kurumsal bankacılık olmak üzere genel müdürlük ve şubelerde çeşitli görevlerde bulunmuştur.
https://www.btchaber.com





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala