bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 64,683.33 5.22%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,360.91 7.33%
bnb
BNB (BNB) $ 528.80 8.38%
solana
Solana (SOL) $ 185.99 8.39%
xrp
XRP (XRP) $ 0.598119 3.66%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.623316 9.22%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.132455 11.38%

Paylaş

CBDC: Cebimizdeki Paranın Sahibi Kim? (3. Bölüm)

CBDC Cebimizdeki Parann Sahibi Kim 3. Bolum

Merkez Bankalarının Dijital Parası olan ve CBDC diye kısaltılan şeyleri ele aldığım üç bölümlü yazı dizisinin sonuncusunda, cebimizdeki paranın asıl sahibini aramaya devam ediyoruz.

Kriptoparalar, yani token’lar ve coin’ler 2017’den bu yana her geçen sene toplum içinde daha da yaygınlaşarak hayatımıza giriyorlar. Geçen hafta Paribu’nun açıkladığı araştırma sonuçlarına göre ülkemizdeki kullanıcı sayısı 8 milyonu geçmiş durumda; dünyada da benzer bir trendin sürmekte olduğunu söyleyebilirim. Bu yaygınlaşma ile beraber elimizdeki (kağıt veya dijital) “fiat” paraları karşılıksız olarak ve büyük miktarlarda basarak kendi ekonomilerinin ve dolayısıyla kendi halklarının geleceğini tehlikeye atmış olan Batı merkez bankaları, kriptoların yaygınlaşmasını açık bir tehdit olarak görmeye başladılar.

Artık açık açık söylüyorlar. Örneğin, BIS’in, yani Bank of International Settlements isimli merkez bankaların bankası diye anılan Basel’deki bankanın başındaki “Wall-e” filmindeki sevimli ve aşırı kilolu karakterlerin benzeri görünümlü Agustin Carstens yakın zaman önce bir videoda aynen şöyle dedi:

Bugün yüz doları kim kullanıyor bilemiyoruz.” Yani harcanan her doların (veya euro, frank, yen …) kim tarafından ve ne için harcandığını bilmek istiyoruz diyor. (Ref:1 ve Ref:2) 

Yani açık açık diyorlar ki, kullandığınız fiat paralar bizimdir; bunları çakma blokzincire geçirip (DLT) hileli bir biçimde hepsini dijital ve takip edilebilir yapacağız ve böylece faşizan bir izleme ve denetleme mekanizmasını toplumun (yani bizlerin) üzerine yerleştireceğiz. Bunu başarabilmek için de, 2009’dan bu yana inovasyonlar çıkarmakta olan blokzincir kriptopara ekosistemini ve oradaki buluşları yağmalayacaklar. 

Cebimizdeki para kimin?

Benim cebimde şu anda kullandığım bir para var: üzerinde “Türk Lirası” yazıyor. Adında Türk kelimesinin geçmesi bizi fena halde yanıltıyor, aslında TurkishLira filan olmalıydı ki halkımız kandırılmasın. Çünkü bu cebimizdeki para bize ait değil sadece ödünç alınmış kağıttan bir endeksleme aracı. Ödünç veren de işte bu Carstens gibilerinin oluşturduğu koyu-renk-takım-elbiseli adamlar. Ancak, biz bu ödünç para ile kendi emeğimizin ürünü olan hizmetimizi, kendi toprağımızın bize verdiği portakalı, limonu, domatesimizi yine kendi aramızda DEĞİŞ-TOKUŞ ediyoruz. Yani ben emeğime karşılık bir sayı koyuyorum, mesela bir saatlik dersim için “500 birim” diyorum, mahallemde dükkan açmış hamburger üreticisi de “hamburgerim 100 birim eder” diyor. Bu birim kelimesinin yerine hepimizin üzerine mutabakat yaptığı başka bir “şey” gelirse o zaman rahatlıkla bu ikisini değiş-tokuş yapabiliriz. Hamburgere 100 birim ödeyince benim cüzdanımda geriye 400 birim kalır. Endeks dediğim ürün/hizmet fiyatlarının bu birim cinsinden listesidir ve para dediğimiz şey hepimizin üzerinde anlaştığı ortak bir endeksten başka bir şey değildir.

İşte bizim üzerinde anlaştığımız “şey” yerine bu Carstens ve avanesi CBDC diye başka bir şey koymak istiyor. Oysa bizim bu “şey” üzerinde anlaşmak için, yabancıların üzerinde sayı taşımaktan başka bir anlamı olmayan renkli kağıtlarına ihtiyacımız yok; kendi sistemimizi, kendi endeksimizi kendimiz yaparız. Hem onların renkli kağıtları yakında değersiz hale gelecek, 2008’den beri çok hatalı politikalar izledi bu koyu-renk-takım-elbiseli adamlar. Batının kendi index sistemlerini yine kendi bankacıları baltaladı, halklarına ihanet ettiler. 

Paranın sahibi kim sorusu sorulduğunda, Anadolu gibi kadim memleketlerin insanlarında kafa karışıklığı olmaz. İş cebimizdeki paranın sahipliğine gelince orada “dur” demeyi bilecek ülkelerin sayısı az değil, Türkiye de o ülkelerden biri. Sadece üzerinde oturduğumuz topraktan kazdığında çıkan tablet bile, üstünü okuyunca 4000 yıl önce imzalanmış vadeli senet çıkıyor. Muhasebe kaydı çıkıyor be tabletlerde… Bu millet yemez o Carstens ve avanesinin “bizim merkezden senin cebindeki parayı takip edeceğiz” numaralarını. Al paranı başına çal deriz. 

9 Mart tarihli ABD başkanlık executive order’ında bir yıl içinde bu dökümanda tarif edildiği gibi bir CBDC yapılsın diye emir var (Ref:3). Gerekçesi de şu şekilde açıklanmış:

Amerika Birleşik Devletleri, ABD doları ve Amerika Birleşik Devletleri mali kurumlarının ve piyasalarının küresel mali sistemde oynadığı merkezi rolden önemli ekonomik ve ulusal güvenlik yararları elde etmektedir. ABD’nin küresel finans sisteminde devam eden liderliği, ABD’nin finansal gücünü sürdürecek ve ABD’nin ekonomik çıkarlarını destekleyecektir.” (Ref:4)

Bu yukarıdaki paragrafta anlatılan rolü devam ettirmek birinci amaçları. Adeta sokaktaki insana karşı savaş açmış durumda, ekonomik bir atom bombası atmaya hazırlanıyor ABD. Neron gibi, eğer kendi finansal sistemi devam etmeyecekse her yeri yakarım diyor.

Batı’lılar eleştiri yapacakları zaman bu CBDC’lere civil liberty (vatandaşlık hakları) ekseninden bakıyor, o eksenden eleştiriyor. Bizim bakmamız daha doğru olacak olan eksen ise ticaretin ve üretimin içerisinde değiş-tokuşu sağlayan kredinin üretiminin tamamen merkeze kaptırılmamasıdır. Her zaman barter bizim elimizdeki en önemli silahtır, barter ile her tür totaliter gücü devirebilirsiniz. Para çeperde yaratılabilir, bunun en güzel örneği olan vadeli çekler çeperde para (kredi) yaratmayı sağlayan müthiş bir mekanizmadır. Dünya insanının bu koyu-renk-takım-elbiseli zevata karşı en büyük kozudur vadeli çekler. Yakın gelecekte de ülkemizin dünya insanlarına kazandıracağı en büyük hediye olacaktır.

Sanallaştırma..

Altın ve gümüş için onyılladır aynı numarayı çekmiyorlar mıydı? Sanallaştırılmış altın ile fiziki altını aynı şekilde, aynı borsalarda alıp-satınca gerçek altının fiyatı puf diye ortadan kaybolmadı mı? Fiyatlar sanallaşmadı mı? Şimdi de hesap aynı! CBDC adı altında merkezi dijital fiat paraları çakma blokzincir kullanarak sanallaştıracaklar. Bir tarafta 21 milyon adet bitcoin şeffaf bir şekilde artıyor, hepimiz izleyebiliyoruz. Diğer tarafta, merkez bankalarının ve BIS’in planı ise izlemeyi sadece kendilerinin yapması, bize ise sadece takip edilecek vatandaşlar rolü kalıyor. 

Ama yemezler! Bu numarayı başaramayacaklar, kriptoları tüm dünyada yasaklayıp geride sadece CBDC’ler kalacak demeye hiçbir hükümetin cesaret edemeyeceğini göreceksiniz. Yapabilecekleri en zararlı iş, stable-coin’leri kısıtlamak ya da yasaklamak olacaktır. Ancak ona karşı da Rusya ve yeni çok kutuplu dünya ülkeleri alternatif stable-token’lar geliştirecek. İşte şimdi ilk örneğini gördük: Türkiye ile Rusya arasında imzalanan kendi paralarımız ile ticaret anlaşmasından sonra gelecek ikinci mantıklı adım ülke fiat paralarının stable formlarının yapılmasıdır. 

Benim vardığım sonuçlar:

  1. Bu CBDC adlı şeyleri çakma blokzincir teknolojisi kullanarak dahi bize kakalayamayacaklar,
  2. Ticaret içerisindeki güven ilişkisini, insan faktörünü ve ürün-hizmet barter’ini yok edemeyecekler,
  3. Vadeli çeklerden ders alınarak paranın çeperde üretilmesi ile merkezi fiat paranın yok oluşuna engel olamayacaklar.

ve 4) Bu sonuncusunun yolundan gidilince de nihayetinde sosyal bir para sistemine, halkın kendi parasına kendisinin hakim olduğu yeni bir merkeziyetsiz dünya düzenine geçilecek.

Referanslar:

  1. https://moneytrainingclub.com/surveillance-of-transactions-and-promotion-of-cbdc-are-the-objectives-of-the-bis-for-this-year/
  2. https://www.zerohedge.com/geopolitical/how-technocommunism-will-institute-cbdc-central-bank-game-plan-under-3-minutes
  3. https://www.whitehouse.gov/briefing-room/presidential-actions/2022/03/09/executive-order-on-ensuring-responsible-development-of-digital-assets/
  4. “The United States derives significant economic and national security benefits from the central role that the United States dollar and United States financial institutions and markets play in the global financial system.  Continued United States leadership in the global financial system will sustain United States financial power and promote United States economic interests.”
btchaber bh logo

Cemil Şinasi Türün

30 yılı aşkın tecrübesiyle fintech ve pazarlama dünyasındaki öncü isimlerden olan Cemil Şinasi Türün bilgisayar oyunlarından üç boyutlu sanal dünyalara kadar pek çok çalışmaya imza attı. Yerel ve uluslararası firmalar için kampanyalar hazırlayan Türün; teknoloji, blokzincir, kripto para ve dijital varlık konularında projeler üretti. Türün, 2017'de Bilgi Üniversitesi'nde vermeye başladığı "Blokzincirleri ve Kriptoparalar" konulu dersini 2020 başından bu yana Boğaziçi Üniversitesi'nde vermekte.
https://cemilturun.medium.com/

Yanıt verin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
Bağlantıyı kopyala