bitcoin
Bitcoin (BTC) $ 70,410.87 1.00%
ethereum
Ethereum (ETH) $ 3,572.77 0.19%
bnb
BNB (BNB) $ 590.81 2.84%
solana
Solana (SOL) $ 187.29 0.52%
xrp
XRP (XRP) $ 0.62143 0.09%
cardano
Cardano (ADA) $ 0.64867 0.02%
dogecoin
Dogecoin (DOGE) $ 0.200033 8.81%

Paylaş

“Bitcoin Var Blokzinciri Yok” Tartışması Bitsin

bitcoin atesini hangi etkenler korukluyor

Sebebini hala anlayamadığım bir tartışma var ve sürekli duyuyorum çevremde. Bitcoin destekçileri ve blok zinciri destekçileri arasında geçen bir tartışma… Duyduklarım ve ayrıca Twitter’dan bana yazılan bazı cevaplardan anlıyorumki iki kamp oluşmuş. Bu ayrılığın anlamsız olduğunu size bu yazıda anlatmaya, aynı zamanda bu tartışmanın sona ermesi için kavramların netleştirilmesine çalışacağım.

Öncelikle Bitcoin ve Blockchain kavramlarının ne kadar iç içe geçmiş olduğunu bir hatırlayalım: 2012’de henüz blockchain diye bir kavram yokken, “bitcoin” diye baş harfi küçük yazdığımızda, Satoshi’nin icadı olan dijital ya da kriptoparayı anlıyorduk, Bitcoin diye büyük harflerle yazdığımızda da bu paranın üzerinde işlediği teknoloji platformunu anlıyorduk. Sadece bir harfin büyük ya da küçük yazılması ile ayrışan iki şeyden bahsediyorduk: kriptopara olan bitcoin ve onun teknolojisi olan Bitcoin.

Konuşma dilinde bunların ikisi ayrılmadığı için de “şu anda bahsettiğim büyük B ile başlayan bitcoin” diye gereksiz açıklamalar yapmak zorunda kalıyorduk. Sonra diğer alt-coin’lerin, mesela litecoin ve ethereum’un da gelişmesiyle beraber blockchain tabiri gerekli oldu, zira bu yeni altcoin’ler tasarım olarak bitcoin’den farklılaşmışlardı. Ancak ne kadar farklılaşırlarsa farklılaşsınlar, asla blockchain’den, yani blokzinciri teknolojisinden fazla uzaklaşmıyorlardı.

Öncelikle, blokzinciri tabirinden ben şunu anlıyorum: Blokzinciri, birbirlerine güvenmeyen (ya da güvenmesi gerekmeyen) birden fazla tarafın ortak olarak tuttukları kayıtların, yazımı ve güncellenmesi için kullanılan emniyetli bir metodun adıdır.

Proof of Work (PoW), Proof of Stake (PoS) veya BFT gibi tabirler, yukarıdaki cümlede bahsedilen tarafların aralarındaki güvensizliğin seviyesine göre kullanılan farklı mutabakat yöntemlerinin adlarıdır ve bu yazı kapsamında bunların bir önemi olmayacaktır.

Ancak, yukarıdaki tanımda parantez içine aldığım “güvenmesi gerekmeyen” ifadesine dikkatinizi çekmek istiyorum, zira yazının ileriki bölümlerinde bu konuda önemli bir detayı daha bonus olarak sizlerle paylaşacağım.

Blokzinciri tabiri, öncelikle ve bilhassa kamusal bir kavramdır. İzinli (permissioned), hususi (private) gibi sıfatları, blokzinciri kelimesinin önünde görüyorsanız bilin ki aynı şeyi konuşmuyoruz. İzinli ve hususi (özel) blokzinciri denilen yapılar, kamusal değildir. Blokzinciri dediğim zaman ben mutlaka ama mutlaka kamusal blokzinciri anlıyorum. Kamusal ve adem-i merkezi (decentralize) değilse ona blokzinciri demeyelim, dağınık tutulan veritabanı teknolojisi (Türkçesi DVT-İngilizcesi DLT) diyelim.

Özel veya izinli DTV’ler blokzinciri değildir

Bunların her ikisi de yani hem DVT’ler hem de gerçek blokzincirleri, “birden fazla yapı tarafından senkronize edilmesi gereken sıralı verilerin” varlığı durumunda başvurulan bir dizi teknolojiye denilir. Bankalar ve klasik finansal yapılar DVT kavramını öne sürüyorlar çünkü öyle söyledikleri zaman, blokzinciri terimi onların anladığı eski dünyanın terminolojisine oturuyor. Halbuki yaygın kamusal mutabakat (global public consensus) olmadan o DVT’ler “blockchain” olmuyor. Eşten-eşe (peer-to-peer) olmadan da “blockchain” olunmuyor. Bu ikisi yani eşten-eşe ve kamusal mutabakat olmadan yapılan Dağıtık Muhasebe tutma işine bizler blokzinciri diyemeyiz. Kimseyi üzmek istemem ama burada kavramları yerli yerine oturmak istiyorum.

Tanıma bakalım. Wikipedia’da tanım olarak yazılanlara göre, DVT dedikleri şu: “Coğrafi olarak birden çok noktaya, ülkeye veya kuruma yayılmış çoğaltılmış, paylaşılmış ve senkronize edilmiş dijital veriler arasındaki mutabakata Dağıtık Muhasebe denir”. Bunlarda merkezi yönetici veya merkezi veri depolama olmaz. Olmaz ama, eğer paylaşılmış denilen veriler sadece 8 bankanın sahibi olduğu 8 node arasında paylaşılmışsa, o zaman buna blokzinciri diyebilir miyiz? Buna kamusal diyebilir miyiz? Diyemeyiz, dememeliyiz.

Özetle, gayri merkezi bir depolaması ve merkezi kontrolü olmayan bir DVT hemen blokzinciri olmuyor. Bu konuda Wikipedia ile aynı görüşte değilim, oradaki tanımda blokzinciri terimi hem kamusal hem özel yapılar için kullanılıyor! Bilhassa bu yazıyı yazdıktan sonra kafamda bu ayrım çok netleştiği için, gelecekte bir blokzinciri ideolojisinin inşası açısından yeniden vurgulamalıyım: Blokzinciri sistemleri kamusal da olabilir özel de olabilir diyen Wikipedia tanımına karşı çıkıyorum. Bu karşı çıkışla beraber de “bitcoin mi blokzinciri mi?” bölünmesine de bir son vermek istiyorum.

İnsanlar “bitcoin” dediklerinde aslında “kamusal” yani tek bir sahibi olmayan, kamuya mal olmuş bir blokzincirini kastediyorlar. Eğer bu varsayımım doğru ise evet ben de onlara katılıyorum. Özel DVT’ler blokzinciri değildir. Özel blokzincirleri blokzinciri değildir. Öyleyse bundan sonra tanımı değiştirelim, özel oldukları zaman onlara blokzinciri demeyelim, DVT diyelim.

Blokzinciri ile Ticaretin İlişkisi

Yazının bu noktasında konuyu biraz değiştirip, önemli başka bir noktaya değinmek istiyorum.

Bitcoin’in önemli bir özelliği, mutabakat sağlayan taraflar arasında güven ilişkisi gerektirmemesidir. Bu konu Satoshi’nin makalesinde çok işlenmiş ve netleştirilmiş bir konudur. Bitcoin, “trustless” dır.  Bunu güvensiz diye değil, “güvene gerek duymayan” diye çevirmek lazımdır. Ben bitcoin için “emniyetli ama güvene ihtiyaç duyurmayan” bir dijital emtia sistemi diyorum. Asla bir dijital para değildir bitcoin. Kendisi, yani Satoshi bunu 2009 yılında yazdığı makalede bir “dijital nakit” ya da “dijital para birimi” olarak tanımlıyor. Satoshi digital cash diyor yani aslında currency demek istiyor, sonuçta ben bir (currency kelimesinin karşılığı olarak kullanacağım) “akçe” yaptım diyor.

Tabii, aradan geçen 11 yılda bitcoin’in bir “currency” olmadığı, bakkalda manavda geçer akçe olmadığı, asla da olmayacağı artık netleşti. Zaten buna engel olan yapısal zorluklar var BTC’de, mesela 10 dakikada mutabakat alınması meselesi var. Bitcoin’i değerli kılan başka özellikleri var ve aynı zamanda bir akçe olamaması bitcoin’i zayıflatmaz.

Ticari hayatın içinde bitcoin geçmiyor, ileride de geçmeyecek. Layer 2 çözümlerle bunu zorlayan arkadaşlara kötü haberlerim var: Ticari hayatın içinde talep edilen başka birçok şey var ve bitcoin bunlara uygun olarak tasarlanmış bir araç değil. Dediğim gibi, bitcoin’in misyonu farklı. Onu değerli buluyoruz çünkü tüm dünyaya merkezi para sistemi dışında teknolojik bir alternatif de olabildiğini ispat etti. Ayrıca, çok yakında merkezi konfeti kağıt basma şenliği biterken sığınılacak liman da bitcoin olacak.

Emniyetli ve Güvenli Aynı Şeyler Değildir!

Bitcoin emniyetli bir sistem. Ama tasarımcısının da dediği gibi “trustless” yani güvene ihtiyaç duymamaya dayalı. Oysaki, gündelik hayatımızda ticaret yaparken karşılıklı güven duymaya kesin ihtiyacımız var. Burada bahsettiğim güven, emniyet manasında değil. Emniyet deyince “secure” kelimesini anlıyorum.

Ben karşımdaki insana bir tarla dolusu limonumu satıyorum. O insan, diyelim adı Ahmet, o da bana çıkarıp kendi sözüyle imzaladığı bir kağıt parçası veriyor. Ahmet’in sözünün, imzasının değeri 50,000 lira oluyor. Dahası bir de o söz ileriki bir tarihte geçerli olacak şekilde kağıt imzalanmış oluyor. Ben bunu alıyorsam, Ahmet’e güvendiğim için, inandığım için alıyorum.  Elimdeki kağıdın banka tarafından teminatlandırılmış kısmı 2000 TL. 48,000 lira için Ahmet’in sözü dışında bir teminatım yok. İşte bu noktada güven denilen kavram dışında, işin emniyet kısmı 2000 lirayla sınırlı kalmıştır.

Gündelik ticaret her noktada bu şekilde işliyor. Her alış-verişte, her ticari ilişkide güven olmak zorunda. Manavdan karpuz alırken de bu böyle bir tarla dolusu limonu satarken de. Satoshi’nin yaptığı iş tarihe mal olmuştur, artık büyük adamdır kendisi. Ama gündelik hayattaki ticarette kullanılacak bir akçe yaptığı iddiası fazladır. Limon tarlası örneğinde madencilik yapmadan para basan iki kişi vardır, 1) tarla sahibi ve 2) Ahmet Bey, bu ikisi birlikte yıllardır sisteme alternatif para üretmektedirler. Demek ki “trust” sayesinde ve “Proof of Work”e ihtiyaç kalmadan da para basılabiliyormuş bu dünyada. Bize elimizdeki değeri göstermiş olduğu için de minnettarım Satoshi’ye.

Son söz: Bitcoin de blokzinciri de kamusal mutabakat gerektirir. İkisi de gayri merkezidir, ikisi de eşten-eşe olmalıdır. Bu şartları sağlamayan yapılara blokzinciri diyemeyiz, dememeliyiz.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

btchaber bh logo

Cemil Şinasi Türün

30 yılı aşkın tecrübesiyle fintech ve pazarlama dünyasındaki öncü isimlerden olan Cemil Şinasi Türün bilgisayar oyunlarından üç boyutlu sanal dünyalara kadar pek çok çalışmaya imza attı. Yerel ve uluslararası firmalar için kampanyalar hazırlayan Türün; teknoloji, blokzincir, kripto para ve dijital varlık konularında projeler üretti. Türün, 2017'de Bilgi Üniversitesi'nde vermeye başladığı "Blokzincirleri ve Kriptoparalar" konulu dersini 2020 başından bu yana Boğaziçi Üniversitesi'nde vermekte.
https://cemilturun.medium.com/





Blokzincirin ve kripto paraların, geleceği nasıl değiştireceğini bugünden öğrenin.
btch x banner
btch youtube banner
Bağlantıyı kopyala